Bilgen’den Efrin yorumu: Bir kavime olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin 2018-01-19 16:47:01 ANKARA -  HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, olası Êfrin müdahalesine dair “İktidar, Kürtleri hedefe koyarak milliyetçi oyları kenetlemek ve muhalefet cephesindeki milliyetçi oyları tahkim etmek istiyor olabilir. Maide Suresi'ni hatırlatmak istiyoruz; ‘Bir kavime olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin'" dedi.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, gündeme dair HDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlendi. Bilgen’in gündeminde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen tek tip elbise dayatması ve olası Êfrin operasyonu vardı.   Alevi toplumunun sorunları ve yaşamına dair içerikle yayın yapan ve OHAL sonrası yayınlanan KHK ile kapatıla TV 10 yöneticileri Veli Büyükşahin ile Veli Haydar Güleç’in tutuklanmasına tepki gösteren Bilgen, “Bir topluma yönelik dışlamanın, sorunlarını çözmeyen yaklaşımın şimdi doğrudan doğruya bir TV’ye uygulanması dikkat çekici bir durum” dedi.   'YENİ BİR PROVOKASYONA İMZA ATMAKTIR'   Bilgen, tek tip kıyafet dayatmasına dair şunları söyledi: “Biz doğrudan doğruya bütün topluma yönelik tep tipleştirme siyasetinin bir parası olarak görüyoruz. Hayatın her alanında tek tipi politika haline getirenler cezaevlerinde de aynı şeyi yapıyorlar. Bu uygulama, eşitlik ve adil yargılama anlamında çok şey ifade ediyor. Avrupa Komisyonu ve Birleşmiş Milletlerin bu konudaki verilmiş kararları, doğrudan doğruya Türkiye idaresi ve siyasetine bağlıyor olması bunları yok saymak OHAL’i fırsata çevirmek ve aslında KHK ile yeni bir toplumsal kamplaşmanın fitilini ateşlemek yeni bir provokasyona imza atmaktır.”   Bilgen, darbe döneminde Kenan Evren tarafından tek tip kıyafetin uygulanmaya çalışıldığını ve bunun karşısında siyasi hükümlülerin iç çamaşırlarıyla mahkemelere çıkıp tek tip kıyafete direnmesini hatırlattı.   ABD VE IŞİD’İ ÖRNEK ALANLARIN SÖYLEYECEĞİ BİRŞEY OLMAZ   Bilgen, konuşmasına şöyle devam etti: “Talihsiz sözlerin peşine takılıp, o sözlerin esiri olup sonra da o sözlerin gereğini yapmaya kalkarsanız ülkeye büyük bir kötülük yapmış olursunuz. Meydanlarda sırf alkış almak için fanatik bir kitlenin heyecanını manipüle etmek için söylenmiş bir sözün bir uygulamaya dönüşmesi ve bunun beledinin de sadece cezaevlerindeki insanlara değil bütün bir ülkeye ödetmesi kabul edilemez bir durum.    KHK’de tek tipe karşı direnenlerin ziyaretçi yasağına tabi tutulacağı söyleniyor. Sadece tutuklular hükümlüler değil onların yakınları çocukları akrabaları herkes cezalandırılmış oluyor. Dünyada bunun örnekleri var. Sayın Erdoğan’da o örneğin altını çiziyor. Guantanamo'nun altını çiziyor. Biz insan haklarının kötü uygulamasının kimse için örnek oluşturmayacağını söylüyoruz. Guantanamo başka örnekler ortaya çıkardı. O turuncu gömlekleri IŞİD, gazetecileri, insan hakları savunucularını kurdukları sahnelerde cezalandırmak için kullandılar. Bu kıyafetlere mahkum ederek bu infazları gerçekleştirdiler. ABD’nin Guantanamo'da yaptığını, IŞİD’in Suriye’de yaptığını örnek alanların kendi vatandaşlarına da dünyaya da söyleyeceği bir şey olmaz. Geçmişte Evren’in uygulamaları üzerinden yaşanan acılar tekrarlanmasın.”   AFRİN TÜRKİYE'NİN 'GÜVENLİK SORUNU' DEĞİL    Olası Êfrin operasyonuna ilişkin ise Bilgen, “Aynı basiretsizliği, aynı öngörüsüzlüğü ve aynı siyasi hesapsızlıkla bütün ülkeyi bir uçuruma, ateşin içine sürüklemenin bir örneğidir. Afrin şimdiye kadar çatışma yaşanmayan bir yerdir. Yoğun bir göç almıştır. Kürtlerle birlikte diğer halkların huzur içinde yaşadığı bir yerdir. Oraya düzenlenecek bir operasyonu sadece bir örgüt ile ilişkilendirilmesi doğru değildir. Oraya yönelik nefretin bedelini çocukların, kadınların ödemesi doğru değildir.   Afrin’den Türkiye’ye bir saldırı ve tehdit yok. Türkiye’nin 'güvenlik' sorunu değildir. Türkiye operasyon düzenlemek için Rusları ikna etmek için çaba sarf ediyor. Kürtlere el uzatmak yerine kolunu Ruslara kaptırmış bir Türk dış politikasıyla karşı karşıyayız. Biz bu yaklaşımı hükümetin ifade ettiği gibi Türkiye’nin güvenlik sorunu olarak görmüyoruz. Bu girişimi tam tersine Türkiye barışını tehdit edecek daha büyük bir kamplaşmanın tarafı haline getirecek bir yaklaşımdır. Ve bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir. Bu yaklaşım, Suriye’de vesayet savaşının devam etmesine hizmet etsin. Önümüzdeki seçimlerde 50 artı 1’i garanti altına almak için olsun her halükarda kaybedecek olan Türkiye halkları ve gariban aileler olacaktır. Türkiye’yi bu yanlıştan dönmesi için herkesi bu yanlışı durdurmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.    ‘UTANÇ FOTOĞRAFI’   Bilgen, İstanbul Küçükçekmece'deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 5 ayda 115 çocuğun cinsel istismar sonucu hamile kaldığına dair başvurunun polise bildirilmemesi olayına da değinerek, “Çocukların 40’a yakının Suriyeli çocuklar olması da dikkat çekici. Mülteci sorunun sadece Avrupa’dan para alarak çözülmeyeceği bu utanç fotoğrafıyla ortaya çıkıyor” dedi.    GÜL’ÜN ADAYLIĞI   Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilgen, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olup olmamasına dair sorulan soruya, “Türkiye’nin birinci gündeminin OHAL’den çıkış, savaş politikalarından vazgeçmesini sağlayacak güçlü bir muhalefeti inşa etmek olacağını düşünüyoruz. Biz şu anda isim konuşulmasını doğru bulmuyoruz. Biz şu anda seçim güvenliğini çok daha fazla önemsemek gerektiği kanaatindeyiz. Özellikle referandumda yaşanan baskılar, YSK’nin tavrı, oy kullanmanın önünde engel oluşturacak tehditlerin bütün ülkeyi ilgilendirdiğini düşünüyoruz” yanıtı verdi.    İKTİDARA MAİDE SURESİ HATIRLATILDI    Bilgen, Êfrin’e yönelik olası bir operasyonda HDP’nin tutumunun ne olacağına dair ise şöyle dedi: “HDP üzerine düşen sorumluluğu yapacaktır, bundan geri durmayacaktır. Kim askere gidecek, tartışmaları ortaya koyuyor. Bedelli için çok yoğun bir arayış olduğu bir dönemde, Türkiye’yi yönetenlerin yakınlarının nerede askerlik yaptığına dair bilginin olmadığı bir ortamda kimin bedel ödeyeceği çok açık. Çocuklarını oralarda kaybetmek istemeyen, yaşam üzerinden herkes duyarlı olmalı. İktidar, Kürtleri hedefe koyarak muhalefet cephesindeki milliyetçi oyları tahkim etmek istiyor olabilir. Maide Suresi'ni hatırlatmak istiyoruz; ‘Bir kavime olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin.’”