Meclis’ten seslendiler: Açlık grevlerine ses verin 2020-12-09 23:26:01   ANKARA - HDP’li vekil Ayşe Acar Başaran, “İmralı’dan başlayıp tüm cezaevlerinde bir tecrit siyaseti var” derken, Züleyha Gülüm de tecride karşı cezaevlerinde süren açlık grevine dikkati çekerek, “Bu sese kulak verin” çağrısı yaptı. Meclis Genel Kurulu’nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. Adalet, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlıkları ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşmesi sırasında söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, cezaevlerine başlatılan açlık grevleri ve yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti. Uluslararası hukukun en temel ilkelerinin Meclis kürsüsünde ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından her gün ihlal edildiğini belirten HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, ‘sözde bir hakkı varsa da yargımız bu hakkı tanımasın’ dedi ve Demirtaş’ı suçlu ilan etti. Bu ülkede yargılama yok, saray talimatı var ve noter görevi gören mahkemeler var” dedi. ‘DOSYALAR MATRUŞKA GİBİ’ Türkiye’de dosyaların “matruşka” gibi olduğunu ifade eden Başaran, “Dosya içinden dosya çıkıyor. DGM döneminde bile, insanlar yargılandığında ne kadar ceza alacağını biliyordu. Bugün cezaevine giren hangi suçtan suçlanacağını bile bilmiyor. Bir kişi 15 Şubat eylem gerçekleştirecek gerekçesiyle gözaltına alınmış, ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ ceza almış” diye belirtti. TECRİT GÜNDEMİ Cezaevlerine yaşanan hak ihlallerine de değinen Başaran, “Cezaevlerinde nefessiz bırakma politikası devam ediyor. İnfaz yasasıyla çeteler, mafyalar, tecavüzcüler salıverildi ama bu ülkede muhalefet edenler, öldürülecekken kendisini savunma hakkı bulan kadınlar, kadın mücadelesi yürütenler, gazeteciler cezaevlerine alıyorsunuz. Bunların içerisinde hasta tutuklular da var. İnsanlar cezaevlerinde sistematik işkenceye uğruyor. Cezaevlerinde İmralı’dan sayın Öcalan’dan başlayıp tüm cezaevlerinde bir tecrit siyaseti var. İnsanların en temel ihtiyaçları karşılanmıyor” şeklinde konuştu. AÇLIK GREVLERİ PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevine de dikkati çeken Başaran şunları söyledi: “İnsanlar bu ülkede hakkını aradığı için, adalet için açlık grevinde. Hukuksuz tecridin, hukuksuz olduğunu Adalet Bakanı daha önce söylemişti. Bu hukuksuz tecrit sistemine karşı açlık grevindeler. ‘İşkenceye sıfır tolerans’ diyorsunuz. 90’lı yıllarda da bu işkenceler, hak ihlalleri vardı. Ama orada hep ‘derin bir güç’ vardı. Ama iktidarınızda işkence yapanları savundunuz. ‘Milis’ dediniz ve helikopterden atılan kişilerin normal bir durum gibi savundunuz.  Bu işkenceyi ortaya çıkaran gazetecileri yargıladınız ama işkencecileri yargılamadınız. Rojbin Çetin, kadın mücadelesi yürüten bir arkadaşımız şuanda cezaevinde ve kanser hastası. Rojbin Çetin köpekli işkenceye maruz kaldı, onu savunan avukatına soruşturma açtınız ama işkence edenleri yargılamadınız.” ‘CEZAEVLERİ ÖLÜM EVLERİNE DÖNÜŞTÜ’ Ardından konuşan HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç da, “Toplumları barış içerisinde bir arada tutan adalet olgusudur. Ne yazık ki Türkiye’de çok keskin ve acımasız olan bir adalet anlayışı var, diğer yandan ise yargılama yapmayan bir adalet anlayışıyla karşı karşıyayız” dedi. Roboski ve Ankara Katliamı’na dair fotoğrafları gösteren Koç, “Bunları hatırlıyor musunuz? Bu katliamlarla ilgili yargı hiç hareket geçmiyor. İnfaz yasasında yapılan ayrımcılık yine yargının problemi. Cezaevlerine hak ihlalleri var, ölüm evlerine dönüştü cezaevleri. Bu yargı yine harekete geçmiyor. Helikopterden atılan kişiler için yargı yine harekete geçmiyor” ifadelerini kullandı. ‘YARGI SUS PUS’ Gözaltında kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır için 33 sene mücadele verdikten sonra yaşamını yitiren Berfo Kırbayır’ın (Berfo Ana) fotoğrafını da gösteren Koç, “Berfo Ana’nın gözleri açık gitti. Bu sizin için ders olsun. Sormak istiyorum böyle mi reform yapacaksınız? Binlerce faili meçhul var. Bununla ilgili yargı harekete geçiyor mu sayın bakan, yargı yine sus pus. Hakkari’de katledilen 16 yaşındaki Özcan Erbaş için de yine adalet harekete geçmiyor. Gizli soruştu ve gizli dosyalarla hukuk katlediliyor. Dosyalara erişim hakkı oradan kaldırılmış, Anayasa ihlal edilmiş durumda” şeklinde konuştu. ‘BÖYLE Mİ YARGI REFORMU YAPACAKSINIZ?’ “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan dolayı 50 bin tane dosyanın açıldığını, binlerce insanın cezaevinde olduğunu belirten Koç devamla, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e, “Böyle mi yargı reformu yapacaksınız?” diye sordu. Koç, “18 yıldır neredeydiniz sayın Bakan? 18 yılda ne oldu da siz şimdi gelip reformdan bahsediyorsunuz. Parayı mı tükettiniz, dış politikada sıkıştınız mı? Halkın yararına hiçbir reformdan bahsetmediniz. Önce Süleyman Soylu ve sarayın yargı üzerindeki vesayetini kırın ondan sonra yargı reformundan bahsedin” dedi. HASTA TUTUKLULAR HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ise konuşmasında, “Gerçek bir reformdan bahsediyorsanız öncelikle tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerekiyor. Cezaevleri şuan cenaze evlerine dönüşmüş durumda. Kanser hastası ya da felç olanlar, toplum güvenliği bahane edilerek cezaevlerinden tahliye edilmiyor. Kendi hayatını idame edemeyecek bir insan nasıl toplumun güvenliğini bozabiliyor bunu biri bana anlatsın. Hasta mahpusların acilen tahliye edilmesi gerekiyor. Adli Tıp Kurumu raporlarına ilişkin gerekli yaptırımların yapılması gerekiyor. Tam teşekkülü hastane ve üniversite hastanelerinin verdiği raporlar ATK tarafından dikkate alınması gerekiyor” diye konuştu. ‘CEZAEVLERİ DENETLENMELİ’ Cezaevlerindeki sağlıksız koşullara da değinen Gülüm, “Ağır hastaların ambulansa hastanelere sevki sağlanmalı, tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır. İnsan haklarına aykırı kelepçeli muayene uygulamasından biran önce vazgeçilmelidir. Bağımsız sağlık kurumlarının hapishanelere girmesine ve inceleme yapılmasına izin verilmeli. Hapishaneler dışarının denetimine açık hale gelmelidir. Cezaevlerine son dönemlerde artan işkenceye son verilmeli, sorumlulara gerekli işlemler uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Ankara’da kadın siyasetçilerinin kaldığı koğuşun basıldığını ifade eden Gülüm, “Şiirlerine kalemlerine dahi el konulmuş. Keyfi yapılan aramalardan bir an önce vazgeçilmeli” dedi. ‘TECRİT TÜM CEZAEVLERİNE YAYILMAK İSTENİYOR’ Cezaevlerinin “katliam evlerine” dönüştüğünü vurgulayan Gülüm, “İmralı Cezaevi’nde uygulanan tümüyle hukuksuz, ağırlaştırılmış tecrit uygulamaları tüm cezaevlerine yayılmak isteniyor. Bu koşullar altında siyasi mahpuslar sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve yaşam haklarını ihlal eden uygulamalara son verilmesine karşı başlattıkları açlık grevinin bugün 14’üncü gününde. Bu sese kulak verilmeli, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun davranılarak talepleri biran önce hayata geçirilmelidir” diyerek çağrıda bulundu.