Devrimci Parti Genel Başkanı Piroğlu: OHAL devleti inşa ediliyor 2017-12-30 10:42:26 İSTANBUL - Birleşik Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu, partilerine yönelik saldırılarla devletin kendilerine "Kürt'ü yalnız bırakın" mesajı verdiğini belirtti. Ülkede yaşanan duruma dair mevcut handikaplardan birinin ise, ana saplanıp kalmak olduğunu vurgulayan Piroğlu, “Bir OHAL devleti inşa ediliyor” dedi. AKP iktidarı tarafından yürütülen politikalara karşı ses çıkaran muhalif kesimlere yönelik uzun süredir kapsamlı baskı ve sindirme politikası sözkonusu. Özellikle Kürt siyaseti ve Kürt siyasetini destekleyen çevreleri hedef alan gözaltı ve tutuklamalar bunların başında geliyor. Maruz kalınan yoğun baskı ve saldırılara rağmen her alanda muhalefet geliştirip, politika üretmeye çalışan bu örgütlerden bir tanesi Birleşik Devrimci Parti. Özellikle OHAL'den sonra yoğun baskılara karşı karşıya kalıp, birçok üye ve yöneticisi tutuklanan Parti, geçtiğimiz 2-3 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirilen olağanüstü kongre ile kendisini yeniledi. Kongre sonucunda delegelerin oylarıyla Genel Başkanlığa Musa Piroğlu seçildi.   Piroğlu, ülkede yürütülen siyaseti, partilerine yönelik uygulanan baskıları ve "muhalifleri susturmak" için çıkartıldığı söylenen 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hakkında değerlendirmelerde bulundu.      Partilerinin üzerinde uzun bir süredir polis ablukasının kendisini hissettirdiğini belirten Piroğlu, şuan 52 üyelerinin cezaevlerinde olduğunu ve bir kısmının hüküm yediğini aktardı. Üyelerinin tutuklamalarına gerekçe olarak uydurma bahanelerin üretildiğini ifade eden Piroğlu, "Rojava'da IŞİD'e karşı dövüşürken hayatını kaybeden devrimcilerin fotoğraflarını taşımak, cenaze törenlerine, anmalarına katılmak gibi bahanelerle insanlar gözaltına alınıp, tutuklanıyor. Onun dışında üyelerimize, genç sempatizanlarımıza bir devlet baskısı söz konusu, bazen ajanlaştırma çabalarıyla yüz yüze geldiğimiz oluyor. En son Ankara Sincan Kadın Cezaevi'nde, bir ajanlaştırma denemesi yapıldı. Önde gelen kadrolarımızın çevresinde bir takip ağı yoğunluğu kuruluyor, evlerinin çevresinde dolaşmalar oluyor. Üyelerimiz evden çıkışta, eylem sonrasında vs. sık sık GBT sorgulaması tabi tutuluyor" dedi.   'DEVLET BİZE KÜRTLERİ YALNIZ BIRAKIN DİYOR'   Siyasal iktidarın, partilerinin militan mücadele yürütme kapasitesini iyi bildiğini kaydeden Piroğlu, "Partimiz aşağı yukarı sokaklardaki bütün siyasal hareketlerde, toplumsal mücadelelerde üstüne düşen rolü oldukça iyi bir şekilde oynadı. Bu yüzden birincisi siyasal iktidar bu baskı rejimini kurgularken olası halk hareketlerini frenleyecek adımlar atıyor" şeklinde konuştu.   Piroğlu, baskının önemli bir yönünün de Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) bileşeni olmalarından kaynaklı olduğunu vurguladı. Piroğlu, "Yine parti üyelerimiz, bir şekliyle Rojava'daki mücadelede savaşan insanlar olup,  mücadelenin içine girdiler. Kürt hareketi ve Kürt özgürlük mücadelesiyle başından sonuna yan yana durmaya ve ortak bedel ödemeye, anti şovenist mücadeleyi birlikte örmeye çalışan güçleriz. Devlet bize saldırarak aslında Türkiye halkına, devrimci güçlere bir mesaj vermeye çalışıyor: Kürt'ü yalnız bırakın. Bizim yediğimiz baskının altında bu yatıyor" dedi.   ‘BİR OHAL DEVLETİ İNŞA EDİLİYOR’   Ülkenin son dönemki handikaplarından birinin ise, ana saplanıp bütünü gözden kaçırması olduğunu ifade eden Piroğlu’na göre, “Bir OHAL devleti inşa ediliyor” ve bütün her şey de bu inşanın bir aracı olarak kullanılıyor.  “Yani ülke bundan sonra yasalarla değil, Saray’da imzalanan, tek kişinin yönettiği kararnamelerle yönetilecek. Tek kişinin yönettiği merkezileştiği bir devlet aygıtı kurmaya çalışıyorlar” diyen Piroğlu, bu yapılırken de adım adım olası muhalefeti engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ifade etti.   'MUHALİFLER DÜŞMAN HUKUKUNA SAHİP'   Mahkemelerin iktidarın tekeline girmesi, insanların cezaevine konulması yetmediği gibi şimdi de sivillerin sivillere karşı silah kullanma özgürlüğünü getirdiğini söyleyerek çıkarılan yeni Kanun Hükmünde Kararnameye işaret eden Piroğlu, bu konuda şunları söyledi: "Yeni KHK ile beraber Ali İsmail'i katledenler de aslında 'teröristi öldürdük' diyerek çok rahat aftan yararlanabilecek. Değişik ilçelerde Kürt işçilere saldırı, linç güruhları bu affın içine girecek. Aslında bir bütün olarak sokağın terörize edildiği bir dönem yaşıyoruz. Yaşananları, paramiliterlerin devlet korumasına alınması değil, devletin kendisini bir çeşit paramiliter yapıya dönüşmesi olarak düşünüyoruz."   Piroğlu, bütün hukuku çiğneyen devletin, bugün tüm muhaliflere “düşman hukuku” çerçevesinde yaklaştığını da ekledi.   'ÜLKEYE DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRİLİYOR'   Son olarak yine KHK ile getirilen "tek tip” kıyafet düzenlemesini değerlendiren Piroğlu, Türkiye toplumuna yeni bir dizayn vermeye çalışan bütün egemen sistemlerin, saldırılarını ilk olarak siyasi tutuklulara yönelterek başlattıklarını hatırlattı. Bu yüzden de cezaevleri üzerinden yöneltilen saldırıların, bu ülkeye yöneltilen saldırıdan farklı olmadığının altını çizen Piroğlu, "Hapishanelere giydirmeye çalıştıkları o badem kurusu elbiseler, gri tulumlar, sokaktaki insanların üstüne giydirilen siyah, kara, kahverengi tulumdan farklı bir şey değil. Oraya gri tulum giydirmeye çalışanlar bu ülkeye karanlık bir elbise, deli gömleği giydirmeye çalışıyorlar. Ve şunu görmek zorundayız; hapishaneler kaybettiği gün biz de kaybetmiş olacağız. Ve bu direnişi, mücadeleyi eğer hapishanelerdeki tutsakların üstüne yıkarak ve seyirci kalarak götürmeye kalkarsak onlar direnip kazanacak, onurlarını koruyacak, ama dışarda kalanlar kimliğini de, onurunu da, geleceğini de kaybetmiş olacaktır" diye konuştu.   MA / Bilal Seçkin