Yasaklı bir dilin isyanı: Dengbêj Reso

img

DİYARBAKIR - Dengbêjlik geleneğinin önemli isimlerinden Şakiro’nun hocası olan Dengbêj Reso, hem benzersiz sesiyle hem de Ağrı İsyanı'nda yer almış biri olarak bu kültürün mihenk taşı olarak tarihe geçti. 

Kürtlerde tarihi hafızanın korunmasında önemli bir yere sahip olan ve aynı zamanda sözlü kültür geleneğinin temsiliyetini üstelenen dengbêjlik geleneği, yüzyıllardır dört bir yanda farklı makam ve seslendirmelerle günümüze değin kendini korumasını bildi. Destanları, direnişleri, yiğitliği, aşkı, sevdayı, yoksulluğu ve tarihi sosyal, siyasal olaylara ışık tutan ve bunun nesilden nesile aktarıcılığını yapan dengbêjler, kuşkusuz bu geleneğin mimarları. Bu eşsiz geleneğin temsilcilerinden biri de Resoyê Gopalan. 
 
Hemen hemen herkesin ismini duyduğu Dengbej Reso’nun hayat hikâyesi de sesi ve sözü kadar bilinmeyi hak ediyor. Yaşamının büyük bir bölümü sürgün ve direnişle geçen Reso, bir halk kahramanı. 24 yıl önce hayatını kaybeden Dengbêj Reso, Kürtler arasında Resoyê Gopala, Resoyê Mıhacır, Resoyê Qilîwelo ve Mîrê Dengbêjan adlarıyla da tanınıyor.
 
HEM ÇOBANLIK YAPTI HEM DENGBÊJLİK
 
Tarihte “93 Harbi” olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı esnasında Reso'nun babası Welo, kardeşi Evdo ve akrabaları ile birlikte Rewan'dan, Elegez Dağı’nın eteklerindeki Varansofk Köyü’nden Iğdır'ın Kerimbeyli Köyü’ne göç etmek zorunda kalır. Reso, burada 1902 yılında dünyaya gelir. İmkansızlıklar nedeniyle okuma yazma öğrenemeyen Reso, ailesi Erzurum’un Karaçoban ilçesine bağlı Gopalan (Kopal) Köyü’ne yerleşince, hayatının dönüm noktası denebilecek değişimler yaşar. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde, ailesinin geçimini sağlamak için çobanlık yapan Reso, kendisiyle aynı bölgede yaşayan Dengbêj Sîno ile tanışıp dengbêjlik üzerine dersler almaya başlar. 
 
Bu süre içerisinde köyden köye göç ederek hem çobanlık yapan hem de küçük divanlarda klam söylemeye başlayan Reso, kısa sürede adını duyurmayı başarır.
 
Reso, yerleştiği Muş’un Bulanık (Kop) ilçesine bağlı Xêrgis Köyü’nde, bölgenin nam yapmış dengbêjlerinden Ferzê Mılazgırê (Malazgirtli Ferzê) ile tanışır ve yanında eğitim görür. Ferzê’den etkilenen Reso, onun ve dengbêjlerin piri olarak bilinen Evdalê Zeynikê'nin kılamlarını seslendirmeye başlar. Bölgede artık tanınan bir dengbêj olmayı başaran Reso’nun namı günden güne yayılır.
 
DİRENİŞİ KLAMLARIYLA RESMETTİ
 
Yaşadığı coğrafyanın sesi olmayı başarıp acıları, şevbêrkelerde (dengbêj divanları) sabahlara kadar dillendiren Reso, dönemin siyasal gelişmelerine de sessiz kalmaz. İhsan Nuri Paşa liderliğindeki Ağrı İsyanı’na 1930 yılında katıldığı bilinir. Kanlı bastırılan isyan sonrası Suriye'ye gitmek zorunda kalır. Reso, burada Ağrı İsyanı’yla ilgili çok sayıda klam besteleyerek direnişi dilden dile yaydı. Serhıldanı anlatan “Weylo weylo” klamıyla direnişin önde gelen önderlerinin cephelerde savaştığını ve hangi şartlar altında nasıl mücadele edildiğini anlatır. Direnişten geriye yazılı bir belge kalmazken, Reso’nun bestelediği klamlar savaşın, katliamın ve direnişin portesini çizme konuşanda da önemli bir yer tutmakta.
 
Anlatıcılığı Homeros’tan eksik olmayan Reso’nun dilinden Ağrı İsyanı, “Weylo weylo”  isimli klamındaki bir bölümde şöyle aktarır: 
 
“Nedaîm Beg, Feyzî Paşa, Gazî Kemal nezan e
Digo, "Bajonê pêşiya çar kurdan e"
Heyran, were rûnê li ser têl û têlqirafan e
Ez ji te ra bixwûnim secera kurdan e
Em ne çar kurd in, du bira; Seydxan û Elîcan e
Dinyayê, zilmê wan zilmekî giran e
Hucûmê wan ser piştê hespan e
Gulê wan tê meriva ji xeyban e
Hewarîya wan tê, meriv dizane melaketê di asîman e
Şerrê wan ne fenanî şerrê Yezîd û Merwan e
Fenanî şerrê dewra berê qehreman û dêwan e
Were rûnê li serê têlan û têlqirafan e
Ji te ra bixwûnim sûretê têla
Ji êvar da bidim yek bi yek medhê mêran e”
 
Eserden kısa bir bölüm olmasına rağmen Reso, direnişin gerekçesini, zulmü ve mevcut imkânsızlıklar arasındaki direnişi destansı bir şekilde konu ediyor.
 
‘ŞAHÊ DENGBÊJA’ ŞAKİRO, RESO’NUN ÖĞRENCİSİ OLUR
 
Kısa süreli sürgün yaşamının ardından yeniden vatan topraklarına dönen Reso’nun şansı bu kez bölgenin tamamında yayılmış ve ismi ağızlardan düşmez olur. Evinde artık kalamaz olan Reso, diyardan diyara şevbêrklere davet edilir. Sabahlara kadar süren şevbêrklerde Reso’nun dilinden dökülen klamlar kayıt altına alınır ve şanı tüm Kürt illerine yayılmış olur. 
 
Reso’nun namını duyan ve “Şahê Dengbeja” olarak halk tarafından tanımlanan Şakiro da Reso’nun yanında dersler alır ve beraberinde şevbêrklere katılır. Reso’dan etkilenen Şakiro, eserlerinde Kürt motiflerini ve tarihini işlemeye ağırlık verir.
 
YASAKLI BİR DİLİN BÜLBÜLÜ
 
Serhad bölgesini boydan boya gezen Reso, 1976 yılından Manisa'ya göç eder. Manisa’da ikamet ettiği evin bahçesinde memleket hasretini dile getirmek için elini kulağına götürerek söylediği klamdan komşularının alay etmelerini hazmedemeyen Reso, 4 yıl sonra yeniden kendini anlayıp kabul eden topraklara döner.
 
Bulanık’a bağlı Pag Köyü’ne yerleşen Reso, burada yaşamaya devam eder ve ilerleyen yaşına rağmen şevbêrklere katılım isteklerini de geri çevirmez. 1983 yılında aniden hastalanan Reso, tedavi için götürüldüğü Ankara’da 81 yaşında dünyaya gözlerini yumdu. Reso, ailesi ve sevenleri tarafından Pag köyüne getirilip defnedildi. 
 
Sesinin canlılığı ve etkileyişinden ötürü halk arasında Evdalê Zeynikê gibi ‘Bülbül’ benzetmesi yapılan Reso’nun klamlarıyla büyüyen birçok nesil halen onu yaşatmaya devam ediyor.
 
81 YILDAN GERİYE KALANLAR…
 
Dengbêjliğin yanında aynı zamanda güçlü bir destan anlatıcısı olan Reso, “Kulik û Kerr”, “Memê Alan”, “Cebelîkê Lawê Mîrê Hekkarîyê” ve “Sîyabend û Xecê” gibi birçok Kürt destan ve halk hikâyelerini ezbere bilir ve her birini kendisine özgü bir ezgiyle anlattığı halen halk arasında konuşulur. 
 
Onlarca klamıyla birlikte dönemin, sosyal ve siyasal duruma bir ayna tutan Reso’nun çoğu eseri de imkanların olmayışından kayıt altına alınmış değil. Reso’nun halk arasında en çok bilinen eserlerinin isimleri ise şöyle: “Sıncale Talo, Nêçîrvano, Mir Beg, Hewara Xwadê, Ez Evdal'im yeman..Evdal & Séx Slé, Xalid Begê Hesenî û Keremê Qolaxasî, Gula Serhedê, Bişarê Çeto, Elîka Şerê Heseno,  Têlîyê, Lo Dewran, Lo Miro, Dîlberê, Weylo Weylo, Sed Yeman, Qulıngo, Nemînîm, Şerê Bişarê Seydo.”