‘Kürtçeye sahip çıkmak için Kürtçe kitaplar okunmalı’

img

İSTANBUL –  38. İstanbul Kitap Fuarı'nda bekledikleri ilgiyi bulamaktan yakınan Kürt yayınevleri, bunu ülkedeki siyasi ortam ve ekonomik krize bağladı. Kürtçeye dair kimi olumsuz önyargılarla da karşılaşabilen yayınevleri temsilcileri, Kürtçeye sahip çıkmak için Kürtçe kitaplar okunmasını istedi.

 
2 Kasım’da kapılarını açan 38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, Büyükçekmece'deki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde hala fuarı ziyaret etmemiş olan kitapseverleri bekliyor. Ana teması “Edebiyatımızda 50 Kuşağı”  olan fuarın bu yıl ki ‘Onur Yazarı’ ise Adnan Özyalçıner.
 
Günde ortalama 40 bin kitapseverin ziyaret ettiği Kitap Fuarı'nda farklı dillerde yayın yapan yurt içi ve yurt dışından 800’ün üzerinde yayınevi stantları ile yer aldı. Kürtçe yayınevi olan Aram, Hîva, Lîs, Rûpel, J&J ve Nûbihar da fuardaki yerlerini almış durumda.
 
KÜRTÇEYE DAİR ÖNYARGILAR HAKİM
 
Kürtçe kitap okuyucularını bekleyen yayınevleri temsilcileri, ülkedeki siyasi ve ekonomik faktörlerden kaynaklı bekledikleri ilgiyi görememekten yakındı. Stantlarında Kürtçe kitaplar sergileyen yayınevleri çoğu zaman Kürtçeye dair önyargılarla da karşı karşıya kalabiliyor. 
 
Çocuklar için Kürtçe hikaye kitapları basan Hîva Yayınları’ndan Şiwan Zeren, karşılaştıkları böylesi örneklerden birini paylaştı. 
 
Türk okurların açıp baktıkları Kürtçe kitapları İngilizce veya Fransızca sandığını dile getiren Zeren, Kürtçe için bilgisizce toplama dil gibi tanımlamalar yapılabildiğini belirtti. Öyle ki stantlarına gelip yayınlarını inceleyen bir profesörün, 'Kürtçe bir dil değildir, Farsça ve Türkçeden toplama dil' diyebildiğini aktaran Zeren, bu söylemi üzerine kendisine “Madem öyle buyurun birini tercüme edin” dediğini kaydetti. Zeren, gelişen sohbet ve Kürtçe konusunda yaptığı bilgilendirmeler üzerine söz konusu profesörün Kürtçe konusunda yanlış düşündüğünü kabul ettiğini belirtti.
 
‘ELİNE KÜRTÇE KİTAP ALAN SUÇ İŞLEMİŞ PSİKOLOJİSİNE KAPILIYOR’
 
Fuara gelen okurların rahat rahat soru sormaktan çekindiğini de ifade eden Zeren, "Siyasi gelişmeler insanları bunalıma sokmuş durumda. Bir çekingenlik, kendini ifade edememe durumu var. Kürtçe bir kitabı eline alan biri sanki suç işlemiş psikolojisine kapılıyor" diye konuştu.
 
'KRİZ VE KAOSTA ÖNCELİKLER FARKLI OLABİLİYOR'
 
Lis yayınevi çalışanı Nihat Gültekin de, ülkedeki güncel politikalardan dolayı fuarın kendileri açısından sönük geçtiğini ifade etti.
 
Kitap okuyabilme için iyi bir atmosferin olması gerektiğini düşündüğünü dile getiren Gültekin, "Krizin ve kaosun olduğu bir ülkede insanların öncelikleri farklı olabiliyor. Kitapseverlerin karamsar olduğunu görüyorum. Bu bizi de olumsuz etkiliyor. Neticede ne olursa olsun, yaşama yön veren kitaplardır. Kürt okurların mutlaka bu fuara gelip, bizi yalnız bırakmaması gerekir. Umudu diri tutmak gerekir" dedi.
 
Bu yılki fuarın önceki yıla göre çok durgun olduğu dile getiren J&J Yayınevi’nden Süleyman Fida da, "Durgun olmasının sebebi ülkedeki ekonomik krizden kaynaklıdır. Siyasi gelişmeleri de bundan bağımsız ele alamayız" diye konuştu.
 
‘BURADA OLDUĞUMUZU GÖSTERMEK İÇİN GELİYORUZ’
 
Rupel Yayınevi Koordinatörü Şenel Kumuz, Kürtçenin eğitim dili olarak kabul edilmemesi ile birlikte dönemsel politik durumların Kürtçe kitaplara olan ilgiyi etkilediğini vurgularken, Nûbihar Yayınevi temsilcisi Ömer Faruk Fayad da, Kürtçe okurlar açısından Diyarbakır'daki fuara göre İstanbul'un daha az hareketli olduğunu kaydetti.
 
Fuara kitap satmanın yanı sıra “burada olduğumuzu göstermek için geliyoruz” diyen Fayad,  “Çok az kişi Kürtçe kitap alıyor. Onların da pek suçu var diyemeyiz, çünkü Kürtçe eğitim yok. 20 yıl eğitim görüyorlar bir yılı bile Kürtçe değil. Bu da büyük bir problem" ifadelerini kullandı.
 
Fayad, Kürtçeye sahip çıkmak için Kürtçe kitapların okunması gerektiğini vurguladı.