Kürtçe için harekete geçen 13 kurumdan ortak bildiri: İnisiyatif kurulacak

img

İSTANBUL –  Kürtçe üzerindeki baskı ve asimilasyon politikaları üzerine bir araya gelen 13 kurumun yaptığı çalıştayın sonuç bildirgesinde, Kürtçe sivil ve demokratik bir inisiyatifin kurulması kararı alındı. 

Kürt Araştırmaları Derneği, Avesta Kültür ve Dil Çalışmaları Derneği, Diyarbakır Barosu, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Kürt Pen, Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi, Mezopotamya Vakfı, Diyarbakır Kürt Enstitüsü, Diyarbakır Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi, Dil Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği (DİSA-DER-Van), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Diyarbakır Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Enstitüsü Derneği’nin (DİSA) temsilcilerinin katılımıyla Diyarbakır’da 31 Ağustos, 1 Eylül tarihlerinde düzenlenen “OHAL’den sonra Kürtçenin durumu” başlıklı çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı. 
 
‘İNİSİYATİF KURMA DÜŞÜNCEMİZ OLUŞTU’
 
Çalıştay sürecini ve sonuç bildirgesi hakkında bilgi veren Kürt Araştırmalar Derneği Yöneticisi Eyyüp Subaşı, Kürtçe çalışma yürüten 13 kurumdan 26 kişinin katılım sağladığını belirtti. Kürtçe üzerinde çalışma yapan kurumlar üzerindeki baskıları tartıştıklarını ifade eden Subaşı, “Yine Kürtçeye engel çıkaran kimi ırkçı kişilerin ve devletin Kürtçeye yönelik engellemelerini konuştuk. Yine hukuk boyutunu, anadilin nasıl gelişeceği üzerine tartışmalarımızı yürüttük. Bunun yanı sıra bu kurumların yaşadıkları sorunları bir bütünen tartıştık. İkinci günün son oturumda da bizler bu 13 kurum nasıl birlikte çalışabiliriz üzerinde durduk. En sonunda da bir dil üzerine sivil bir inisiyatif kurma düşüncemiz oluştu. Tabii bu inisiyatife sonradan katılmak isteyen kişi ve kurumlarda katılabilecek” dedi. 
 
‘PROFESYONELLEŞMESİ ENGELLENDİ’ 
 
Yakın bir zamanda tekrar Diyarbakır’da bir araya geleceklerini ve buna benzer bir çalışma yapacakları bilgisini veren Subaşı, inisiyatifin bu çalışmada ne yapacağı nasıl yol izleyeceği konusunun burada daha netleşeceğini söyledi. 
 
Çalıştayda konuştukları Kürtçe üzerindeki sorunlara dikkati çeken Subaşı, “İçsel sorunlarda var. En büyük sorun ise devlet tarafından Kürtçeye yönelik engellemedir. OHAL ile birlikte bütün Kürt kurumları kapatıldı. Kürtçe çalışma yapan kurumlar engellendi. Profesyonelleştiği zaman ya çalışanları tutuklandı ya da kapatıldı. Bunun için bir ilerleme olmadı. En büyük sorun budur diyebiliriz.  Kurumların sorunları ise profesyonel kişilerin olmaması ve kadın çalışanlarının eksikliğidir” diye konuştu. 
 
'KÜRTÇEYE DÖNÜK ENGELLEMELER YAŞANIYOR' 
 
Sonuç bildirgesinde, "Her ne kadar ekonomik sorun devlet tarafından çıkartılıyorsa da, Kürtçe kurumlar ekonomik sorunun çözümü için çalışmalıdır. Kürtçe üzerine çalışma yapan kurumlar önceliği Kürtçe öğretmeye, okumaya ve yazmaya vermelidir. Bunun için yaşamın her alanında buna önem vermeliyiz" denildi. Bildirgede, "Bütün resmi kurumlarda Kürtçeye yönelik engeller çıkartılıyor. Bu engellemeler sadece resmi kurumlarda olmuyor Türkiye metropollerinde Kürtçe konuşmaya yönelik engeller yaşanıyor. Otobüste, parkta, sokakta Kürtçe konuşan birinin saldırıya uğraması ihtimaldir. Bunun örneği en son Sakarya’da yaşandı. Baba ve oğul Kürtçe konuştukları için saldırıya uğradılar ve baba yaşamını yitirdi. Bu saldırılar devletin Kürtçeye dönük sistemsel yaklaşımdan kaynaklanıyor" ifadelerine yer verildi.  
 
'KÜRTÇE KULLANILMALI' 
 
Kürtlerin Kürtçeye yönelik kendileri tarafından da engellendiği vurgulayan Subaşı, “Örneğin siyasetçileri yöneticiler, kurum temsilcileri, Kürt örgütleri mecbur olmadıkları yerlerde de Türkçe konuşuyorlar. Bu konuda bir duyarlılık oluşursa oto sansürün önüne geçilir” denildi.  Kürtçenin her alanda kullanılması yaşama geçilmesi gerektiğine işaret eden bildirgede, yemek menülerinden tutalım tişörtler üzerindeki yazılara kadar örneği verildi. 
 
Yayınlanan sonuç bildirgesinde şu maddeler yer aldı: 
 
“ Çalışmaya katılan kurum temsilcileri Kürtçe sivil ve demokratik bir inisiyatif kurmaya karar verdi.
 
* Anadil için çalışma yapan her birey bu inisiyatife katılabilir ve hiyerarşik bir ilişkiden uzak bir şekilde kişi ve kurumlar bu inisiyatif içinde yer alacaklar. 
 
Diğer kişi ve kurumların inisiyatife dahil edilmesi için çalışma yapılacak. 
 
* Bu inisiyatif ilerde Kürtçe üzerine bir kongre düzenlemek için planlama çıkaracak. 
 
Bu inisiyatif 3 ayda bir Kürtçeye dönük hak ihlallerini raporlaştıracak ve kamuoyuna duyuracak. 
 
* Bu inisiyatif çalıştayda konuşulan ve tartışılan konuların çerçevesinde ileride ayrı bir çalışma yapmaya çalışacak ve Kürtçe üzerindeki sorunlara ayrı bir yoğunlaşacak. 
 
* Kürtçe veya anadil üzerinde çalışma yapan her kurum çalışmalarının arşivini hazırlamalıdır. 
 
* Kürtçe üzerine çalışma yapan belediyelerden Kürtçeye dönük çalışmalarının tarihçesinin hazırlanması istenecek ve inisiyatifle paylaşmaları istenecek. 
 
* Kürtçe üzerine çalışma yapan kurumlar tarihçelerini yazmalı. İnisiyatif kurumların tarihçelerini toplayacak ve bir kitap haline getirecek. 
 
İnisiyatif Kürtçenin durumunun görünmesi için Kürdistan ve Türkiye’de araştırma, anket gibi çalışmalarda yapacak. Bu anket ve çalışmalar uzmanlar tarafından yapılacak. 
 
* Özellikle Kürtçe bir kanalın varlığı önemli olacaktır. Eğer bir kanal açma durumu olmasa bile var olan kanallar üzerinden Kürtçeye dönük programlar çoğaltılmalı ve var olanlar ise güçlendirilmelidir. 
 
Bu inisiyatif ilerde bir youtube kanalı açacak. Bu kanal Kürtçeyi öğretme üzerine olacak ve çalışacak. 
 
Kürtçe kurumların güçlendirilmesi için içsel eğitimler verilecek. İnisiyatif bu konuda da yardımcı olacaktır. 
 
Bu inisiyatifin güçlendirilmesi için siyasi partilerle ilişkilenilecektir. Kürtçenin durumuna ilişkin bu siyasi partilerle söyleşiler gerçekleştirecektir. 
 
* OHAL öncesi ve sonrası Kürtçenin durumu raporlaştırılacak.
 
* Üniversitelerde hak olarak elde edilmiş olan seçmeli ders, Kürtçe gibi Kürt halkının mücadelesini anlatan derslere katkı sunmak gerekiyor.”