QERS - Dîgor Katliamı’nın tanığı olan HDP Qers İl Eşbaşkanı Cengiz Anlı, katliamdan bugüne yazdığı şiirlerle Kürtlerin acılarını ve direnişini kaleme alıyor.
Qers’in (Kars) Dîgor (Digor) ilçesinde 14 Ağustos 1993’te koruculuk dayatması, gıda ambargosu ve ev baskınlarını protesto etmek amacıyla yürüyüş yapan halka açılan ateş sonucu 6’sı çocuk 17 kişi katledildi. Dîgor halkının hafızasından silinmeyen katliamın çocuk tanıklarından biri de Cengiz Anlı idi. 14 yaşındayken katliama tanık olan Anlı, yaşadıklarının üzerinde bıraktığı etki ile baş edebilmek için kalem ve kağıda sarıldı. Tanıklığını şiirler yazarak dile getiren ve başta Dîgorlular olmak üzere Kürtlerin acılarını kaleme alan Anlı’nın zamanla acı ve direnişle yoğrulmuş yüzlerce şiiri oldu.
2010 yılından bu yana aktif siyasette yer almaya başlayan Anlı, şimdilerde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Qers İl Eşbaşkanlığını yürütüyor.
İlk şiirini “Dîgor” adıyla kaleme alan Anlı, “Katliamı unutmamak, unutturmamak için yazdım” dedi. Özellikle anadili Kürtçe şiir yazdığını ve bu şiirleri Newroz’larda seslendirdiğini ifade eden Anlı, 2018 yılında siyasi çalışmaları gerekçe gösterilerek tutuklandığını ve cezaevinde bir şiir kitabı hazırlığına başladığını anlattı.
TANIKLIĞINI ŞİİRLERLE ANLATMAYA ÇALIŞTI
Anlı, kendisini şiir yazmaya iten süreci şu sözlerle dile getirdi: “Dîgor halkının üzerinde ciddi bir baskı vardı. Hayvanlarını otalatamıyorlardı, çiftçilik alanları komple yasaklanmıştı. Hemen hemen her gün köylere baskınlar düzenlenirdi, insanlar mağdur edilirdi. Bu baskılara bu zulme karşı olan halk eylem gerçekleştirmek istedi. Orada kadınlar, çocuklar, yaşlılar, gençler öncülüğünde bir eylem yapıldı. Ve devlet eliyle bir katliam gerçekleştirildi. İnsanlar katledildi ve yüzlerce yaralı vardı. Tanıdıklarımız, arkadaşlarımız katledildi. O katliamın gerçekliğini ve yarattığı etkiyi yazılarla, şiirlerle dile getirmeye çalıştık.”
Kürtlerin tarih boyunca katliamlara maruz kaldığını belirten Anlı, “Kürt halkı yaşamın her alanında büyük zorluklara göğüs germiş bir halktır. Kardeşlerimiz, abilerimiz, babalarımız, annelerimiz, arkadaşlarımız faili meçhul ya da faili belli ölümlerle katledildiler. Kürtlerin yaşadıklarını yıllarca yazıya döktüm. Kurdistan’ın her yeri, her bölgesi cennetten bir parça iken gelip o cenneti, cehenneme dönüştürenler üzerine yazdığım şiirler var. Yakıp yıkılan köyler, katledilen doğa Kürt halkının acılı hikâyesini herkes görsün diye yazıyorum” şeklinde konuştu.
Şiirlerini özellikle Kürtçe yazdığını ifade eden Anlı, Kürt’ün acısını kendi anadilleriyle yansıtmak istediğini belirtti. Anlı, “Kürt halkına yöneltilen en büyük baskılardan biri de Kürtçenin hala bir eğitim dili olmamasıdır. Bütün Kürt halkı, kendi diliyle yazmalı, kendi diliyle konuşmalı ve kendi dilini konuşturmalıdır” diye belirtti.
Anlı'nın Kürtler için yazdığı şiirlerden biri şöyle:
"Çiyayê min bila êtîm nemînin
Her çiya weke ziyaret in ji boyî min
Dibe ez herim carek din venegerim
Dibe bi çûyîna min dil û kezeba te bişewitin
Bi salan jan bidin.
Dibe ez emrê xwe ji boyî hezkiriyan feda bikim
Dibe ez nebim nexweşê nav nîvînan û doşeg ê
Ez rêwiyê çûyîneke di zor û zehmet de me
Ez çawa bikim felekê weke destarê em hêrandin
Kela dilê min tijî bûye bêwext
Her du çavên min bêdeng digirîn
Te em her tim kuştin zalim xayîn felekê
Di meha adarê Newroza pîroz de
Wan şevên qerisî
Gulên min ên rengîn çilmisîn e
Ez zanim agahiya min ê bi te re bê
Qêrinê meke, zinar wê biqelişin
Ax bikî zirava piştayê biqete
Hawar û gazîniya neke bila ezman mehejin
Rihê min ê her tim di hemî ezmanê herêmê de bifire
Mirina xweş cem dost û hevalan e…”