‘Şarkı söylemek için ışıklara, tiyatro için salonlara ihtiyacımız yok’

img

İSTANBUL - “Şarkı söylemek için ışıklara, tiyatro için salonlara ihtiyacımız yok” diyerek Meclis’te kadın sanatçıların sahneye çıkarılmamasına tepki gösteren oyuncular, “Her şey baştan sona yanlış ve had bilmezlik. Hele ki Meclis’ten birinin karışması müdahale etmesi yalnız had bilmezlik değil gülünçtür” dedi. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 29 Mart’ta düzenlenen “Çanakkale Şehitleri Anma Gecesi” programında TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın talebiyle kadın tiyatro oyuncularının sahneye çıkması engellendi. Kadınlar ve tiyatro çevresinden birçok kişi çeşitli eylem ve etkinliklerle bu duruma tepki göstermeye devam ediyor. Meclis’te sahneye çıkan kişilerin devlet memuru olduğunu ifade eden oyuncu Halit Demir, “İşin içinde sınıfsal bir problem var. Sanat ve sanatçının toplumsal işlevi, tanımı, görevleri ya da içeriğinin belirlenmesi gerekir. Erkek oyuncular neden karşı çıkmadılar? Çünkü memuriyet var. Söz konusu devlet bünyesinde sanat yapanlardan biz böyle bir tavır bekliyorsak boş hayaller peşindeyiz. Onlar devlet memuru. Biz onlardan nasıl olur da sanat ve sanatçılık üzerine bir tavır geliştirmelerini bekliyoruz ki. Bu bir yanılgıdır” diye konuştu. 
 
İktidar anlayışının tahakkümüne karşı çıktıklarını dile getiren Demir, “Karşı çıkmamız gereken devletin sanat ve sanatçıya olan bakışıdır. Bu memuriyetin dışında kalan erkek ya da kadın sanatçıların tavrı önemlidir. Dışarıdaki erkek ve kadın sanatçılar tavır koymalıdır” şeklinde konuştu.  
 
‘POLİTİK ZEMİNE KAYDIRMAK GEREKİR’
 
Mevcut iktidarın sanat ve sanatçıya karşı geliştirdiği tutumun tartışılması gerektiğini ifade eden Demir, “Oysa biz konuyu memurlar zemininden ele alıyoruz. Biz bunu politik zemine kaydırmayacaksak başka bir sonuç elde ederiz. Memurun işi bu. Amirinden emir alacak, onu yapacak. Daha önceki yaptığı şeyler amirinin iyi niyetli davranması meşrulaştırmaz” diye devam etti.
 
‘KADIN SANATÇILARI BİZ ÖTEKİLEŞTİRDİK’
 
Sanatçıyı tarif ederken “kadın” diye belirtmenin yanlış olduğunu kaydeden Demir, “Dil karşıtlığını da oluşturur, inşa eder. ‘Kadın sanatçı’ dediğim anda erkeğin biçimini yaratıyorum. Çünkü sanatçıdır. Cinsiyetini tarif etmem çok kabaca. Oysa bunu topluca tarif etmek gerekir. Sanatçıdır sadece. Bu da gökyüzünden zembille inmedi. Elbette vasıfları olduğunu, bazı özellikleri taşıdığını biliyoruz. Bunu cinsiyet üzerinden ayırdığımızda problemi biz yaratıyoruz. Dilde bu karşıtlığı ve çatışmayı kendi adımıza yürütmüş oluyoruz. Bir anlamda ötekileştirmiş oluyoruz. Biz ötekileştirdik kadın sanatçıları” ifadelerini kullandı.  
 
Sosyal medyada “kadınlar sahneye” diye başlatılan kampanyaya işaret eden Demir, “Konu sınıfsal politik içerikten bağımsız ele alındı. Sınırlı bir biçimde tartışılarak derinleştirilemedi. Dilde bir hatanın olduğunu düşünüyorum. ‘Kadın oyuncular sahneye’ yanlış bir üslup. Eşitimiz olanları bir erkle davet etmek kimsenin haddi değil. Kadınlar sahnede denmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
 
‘TİYATRO İÇİN SALONLARA İHTİYACIMIZ YOK’
 
Tiyatroya yapılan baskının daha fazla görünür olduğunu vurgulayan Demir, “Modern teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin arkaik sanatlar her zaman toplumsal direnişin daha kolay ifade edildiği alanlardır. Toplumun birikimleri, kültürel değerleri ya da yoğunlaştığı alanlar daha çok tiyatro gibi sıradan, halkın içinde ve kolaylıkla ilişki kurulabilen bir alanda karşılık buluyor. Çünkü hiçbir zaman ele geçirilmeyecek olan en kolay ve en güçlü olduğumuz şeyler oyun oynamak, dans etmek, şarkı söylemektir. Şarkı söylemek için ışıklara, tiyatro için salonlara ihtiyacımız yok” diye belirtti.
 
‘BAŞTAN SONA HAD BİLMEZLİK’
 
Bir oyunun rejisine o oyunu sahneye koyan kişiden başkası karışamayacağını belirten oyuncu Deniz Türkali ise, “Her şey baştan sona yanlış ve had bilmezlik. Hele ki Meclis’ten birinin karışması müdahale etmesi yalnız had bilmezlik değil gülünçtür. Ama bunun ciddiye alınıp uygulanması daha acıklı ve vahimdir. O çaresizlik hem üzüyor hem öfkelendiriyor beni. Kadın oyuncular sahnenin kenarından katılmışlar oyuna. Bu değişikliği uygulayanlara da müdahale edenlere de öfkeliyim” dedi.