Yasaklara karşı 'Em ê Bêjin' konseri düzenlenecek

img
İSTANBUL - İktidarın, Kürt dili ve kültürüne yönelik yasak ve engellemelerine karşı 17 Aralık’ta  “Em ê Bêjin” sloganıyla Küçükçekmece'de konser düzenlenecek. Sanatçı Engin Cengiz, asimilasyon politikasının amacının toplumun örgütlü gücünü tasfiye etmek olduğunu söyledi. 
 
Devletin, Kürt kültür, sanat ve anadiline karşı yürüttüğü asimilasyon politikaları devam ediyor. Özellikle son dönemlerde baskılar kültür etkinliklerin yasaklanmasıyla kendini gösterirken, yasakçı zihniyete karşı kararlılık da mücadeleyle açığa çıkıyor. Seyme Organizasyon Şirketi tarafından 17 Aralık’ta İstanbul Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde “Em ê Bêjin” (Biz Söyleyeceğiz) sloganıyla düzenlenecek konserin hazırlıkları yapılıyor. Kürtçenin birçok lehçesinde şarkıların söyleneceği konserde, sanatçılar Erdoğan Emir, Mehmet Atlı ve İran Müzik Ekibi Rastak ile Şahiye Stranan grupları sahne alacak. Konser de ayrıca Kürtçeden Türkçeye çevrilen birçok eser Kürtçe olarak seslendirilecek.
 
Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Eğitmeni ve Sanatçı Engin Cengiz ile Seyme Organizasyon’dan Dilan Suyu, Kürtçe konser, tiyatro ve etkinliklere yönelik son dönemde artan yasaklar ile konserin içeriğine dair konuştu. 
 
KÜRT KÜLTÜRÜNÜN YAPISI
 
Kürt toplumunun yapısına değinen Engin Cengiz, “Tarihsel olarak baktığımızda klasik anlamda bir devlet olmamış bir toplum, kültürünü nasıl bu kadar güçlü bugüne getirmiş olabilir. Bunun tek açıklaması var. O da kendi öz dinamikleriyle toplumsallaşmasıdır” dedi. Kürt toplumunda özellikle müzik alanının oldukça güçlü olduğunu söyleyen Cengiz, bunun ilk ve önemli aşamasının ise dengbejlik olduğunu, Kürt toplumu ve kültürünün dengbejlikle geleceğe taşındığına dikkat çekti. 
 
'DAHA FAZLA ÜRETİME YÖNELMELİ’
 
Kültürel çalışmaların toplum üzerindeki etkilerine işaret eden Cengiz, “Sanat alanında çalışan arkadaşların hem kendilerinden kaynaklı hem içinde bulunduğumuz koşulların siyasal ağırlığından kaynaklı bir zorlanma var. Fakat toplumsal dinamikleri harekete geçirdiğimiz zaman aslında tekrardan o ivmeyi kazanabiliriz. Yani yaşadığımız çağda popülist kaygılarla veya popülist yaklaşımlarla sanat alanında bir savrulma gerçekten yaşanıyor. Ancak hayat boşluk tanımaz ve siz bir boşluk bıraktığınızda toplum başka bir yere yönelecek, ihtiyacını başka bir yerden karşılayacaktır” ifadelerini kullandı. 
 
Kültür ve sanatı “toplumun var olma hali” olarak nitelendiren Cengiz, Kürt toplumunun kültürel zenginliği bol bir toplum olduğunu söyledi. Cengiz, “Her şeyin birbirini tekrar ettiği bir zamanda üretime yönelmek gerekiyor. Ama üretim derken de sonuçta fabrikada bir bardak üretir gibi sanat üretemezsiniz. Bunun için bir anlam bulmanız, yaşamın içinde olmanız gerekir” diye belirtti. 
 
HEDEF TOPLUMSAL GÜÇ 
 
Devletin, kültür ve sanata yönelik yasakçı zihniyetinin geçmişten bu yana sürdüğünü fakat buna karşı da yıllardır verilen bir mücadelenin olduğunu dile getiren Cengiz, kültür ve sanata yönelik yaygınlaşan yasakların toplumun bu alana gösterdiği ilgi ve alakayla görünür olmaya başladığını belirtti. Günümüzde Kürt kurumlarının dışında Kürtçe müzik yapan birçok kişi ve gruba yönelik engellemelerin söz konusu olduğunu hatırlatan Cengiz, “İktidar bunları yaparken, kendisine biat eden, popülist ve toplumun değerlerinden uzak isimlerle Sur ve Cizre’de festivaller düzenliyor. İktidara biat etmeyenler ‘terörist’  olarak gösterilerek, örgütlü gücü tasfiye etmeye çalışıyorlar. Asıl hedef ise toplumun dil ve kültürünü ortadan kaldırmak” ifadelerini kullandı. 
 
'DİRENMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
 
Seyme Organizasyonu’ndan Dilan Suyu ise, “Yapacağımız herhangi bir etkinlik, 3-4 saat kala yasaklanıyor. Ama her şeye rağmen direnmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi. Konserlerle unutturulmaya çalışılan kültür ve anadili her daim ayakta tutmaya çalıştıklarının altını çizen Suyu, şöyle dedi: "Şahiya Stranan’ın toplanma amacı ya da böyle fikri Kürtçe şarkıların Türkçeye çevrilmesine karşı olan tepkiyle oluştu. Bu proje kapsamında Türkçeye çevrilen bütün şarkılarımızı tekrardan Kürtçe seslendirmek için projeyi başlattık ve bu projeyi 3 albüm olarak gün yüzüne çıkardık.” 
 
17 Aralık’taki konserde tüm dillerin buluşacağını belirten Suyu, kültür ve sanatın sahiplenilmesi için tüm halka katılım çağrısında bulundu.