Mobbing ve taciz altındaki müzisyenler: Örgütlenmemiz gerekiyor

img
İZMİR - Yaşadıkları sorunları anlatan müzisyenler, baskı, mobbing ve cinsel tacizin yanı sıra hak ihlali ve ölüm tehditleri altında mesleklerini icra ettiklerini belirterek, tek çözümün örgütlülük olduğunu söyledi. 
 
Son dönemde pandemi ile büyüyen ekonomik kriz tüm toplumun belini büktü, insanları nefes alamaz hale getirdi. Herhangi bir destek verilmediği için üretemez hale gelen kesimlerin başında müzik emekçileri geliyor. Sürüklendikleri yoksulluktan bir çıkış yolu bulamayan birçok müzisyen intihar ederken, birçok müzisyen yaşamını sürdürebilmek için enstrümanlarını satmak zorunda kaldı. Yine binlerce müzisyen iş bulamadığı için başka sektörlerde çalışarak, ayakta durmaya çalışıyor. Zorlu yaşam koşullarının yanı sıra güvencesiz bir şekilde baskı altında işlerini yapan müzisyenler ise hak gasplarına maruz kalıyor. Son olarak Zehra Bayır, 24 Temmuz’da Muğla’da şarkı söylediği eğlence mekanının sahipleri tarafından emeğinin karşılığını istediği için katledildi. 
 
İzmir'de sokak ve mekanlarda şarkı söyleyerek geçimini sağlayan müzisyen Melodi Zengin ile Okan Kılıç, yaşam koşulları ve baş başa bırakıldıkları zorluklar hakkında konuştu. 
 
‘ZARARLARI KAPATMAYA ÇALIŞIYORUZ’
 
Ege Üniversitesi Konservatuar Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi olan Melodi Zengin, 4 yıldır bazen sokaklarda bazen de mekanlarda müzisyenlik yaparak hem okul harçlığını çıkarıyor hem de geçimini sağlıyor. Yaşadıkları sorunların pandemi ile birlikte daha da görünür olduğunu söyleyen Zengin, “Müzisyenler pandemide gözden çıkarıldı. Sigorta ya da iş güvencesi olmadığı için en büyük zararı bizler gördük. Önceden bir şekilde temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyorken, pandemi ile birlikte ne bir sigorta nede düzenli aldığımız bir maaş olmadığı için her şeyi tükettik. Enstrümanlarımızı dahi sattık. Bu süreçte dolar arttığı için de bin TL’ye sattığımız enstrümanları şuan 15 bin TL’ye alamaz ve mesleğimizi yapamaz hale geldik. Birçok arkadaşımız müzisyenliğin dışında farklı mesleklere yöneldi. Şuan pandeminin yaratmış olduğu zararları kapatmaya çalışıyoruz” dedi.
 
MOBBİNG VE TACİZ 
 
Cinsiyetçi zihniyetten kaynaklı sahne alamadığını belirten Zengin, "Kadın kimliğimden dolayı ayrıca baskı ve mobbinge maruz kalıyorum. Bir yerde sahne aldığımızda 'eğlendirecek' gözüyle bakılıyor. Bu nedenle sahneye çıkmıyorum. Bir mekanla 300 TL ye anlaşıyorsak gün sonu paramızı almaya gittiğimizde mekan sahipleri, ‘200 TL demiştik değil mi’ diyor. Hayır deyince de bu kez 'yediklerinden içtiklerinden keserim' diyor. Bir çok mekanda bununla karşılaştım. Ne zaman sahne alsam, müşterinin, mekan sahibi veya çalışanın sözlü ya da fiziki tacizine uğradım” diye belirtti. 
 
‘CÜRETİ YETKİLİLER VERİYOR’
 
Muğla’da emeğinin karşılığını istediği için mekan sahipleri tarafından katledilen Zehra Bayır'ı hatırlatan Zengin, müzisyenler olarak bu sorunları sürekli yaşadıklarını ve yaşamaya devam ettiklerini dile getirdi. Zengin, “Hiçbir şekilde hakkımız ve hayatlarımız gözetilmiyor. Temel haklarımı elde etmek, yaşamak için çalışan bir kadın müzisyenim. Zehra’nın katledilmesi de bir kadın katliamıdır. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerin, katilleri cezalandırmayanların vermiş olduğu cürettir. Onlar bu cüretti veriyorlar. Bu nedenle mekan sahipleri hakkımızı vermeme cüretini buluyor. İşte müşterinin ‘sen beni eğlendiriyorsun’ deme cüretine sahip oluyor" ifadelerini kullandı. 
 
‘ÖRGÜTLENMELİYİZ’
 
Bütün müzisyenlerin bir araya gelerek örgütlenmesi gerektiğini belirten Zengin, pandemi sürecinde küçükte olsa bir araya gelişlerin olduğunu ancak bu durumun yeterli olmadığını söyledi. Zengin, “Hayatımız, mesleğimiz ve temel haklarımızı elde etmek için kesinlikle bir araya gelip örgütlenmemiz gerekiyor” dedi. 
 
FAZLA MESAİ BASKISI
 
Yaklaşık 12 yıldır müzisyenlik yapan Okan Kılıç ise, baskı ve mobbing altında çalıştığını dile getirdi. Sahne aldıklarında çalışma saatlerinden yedikleri, içtiklerine kadar her şeye müdahale edildiğini anlatarak, şöyle dedi: “Çalışmamız gereken saatlerin üstünde çalıştırılıyoruz. Mafya düzende olan patronların uygulamalarını görüyoruz. Zehra arkadaşımızın katledilmesinde bunu gördük. Sırf emeğinin karşılığını istediği için canice katledildi. Emeğimizin karşılığını istediğimizde büyük bir tehditle karşılaşıyoruz.” 
 
Güvencesiz bir şekilde sahnede ölüm korkusuyla çalışmak zorunda bırakıldıklarına dikkati çeken Kılıç, çalıştıkları mekanlar da her an hedef olma riskiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Kılıç, “Mekanda bir olay olduğunda başımıza bir şey gelmeyeceğinin garantisi yok. Mekan sahipleri müzisyenlere, ‘kölesin ben sana 3 kuruş para veriyorum 5 saat boyunca sahneden inemeyeceksin ve baskıyı ya kabul edersin ya dayak yersin ölürsün’ diyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘HEPİMİZİN DERDİ ORTAK’
 
Müzisyenlerin yaşananlara karşı örgütlenmesi gerektiğini vurgulayan Kılıç, “Şuan müzisyenler sigortalı olmadığı için herhangi bir sendikaya üye olamıyorlar. Sağlık güvencemiz yok hastalansak ekstra bir ücret ödemek zorundayız. Zaten mekanlardan aldığımız ücretler çok az.  Hepimizin derdi ortaktır. Buradan bütün müzisyenleri örgütlenmeye davet ediyorum” çağrısında bulundu. 
 
MA / Delal Akyüz