DİYARBAKIR- Ekoloji Derneği tarafından düzenlenen “Ekoloji Film Günleri”nin ilk gününde sular altında kalan tarihi Hasankeyf’teki yıkıma dikkat çekildi.
Ekoloji Derneği'nin ekolojik tahribatlara dikkat çekmek amacıyla 6-8 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği Ekoloji Film Günleri etkinliği kapsamında bugün ilk filmler izleyenlerle buluştu. Mordem Sanat Merkezi'nde gerçekleşen etkinliğe çok sayıda yurttaş katıldı. Etkinliğin ilk gününde Yönetmen Nalin Acar’ın “Taş ve Su”, Yönetmen Ali Ergül’ün “Suyun Ölüm Tarihi” izlendi.
Film gösterimi öncesi konuşan Ekoloji Derneği aktivisti Bisar İçli, "Yaşamımız tahribatlarla dolu, hafızamızı yok etmeye yönelik çok ciddi savaşlar yürütülüyor. Bu çerçevede bunlara dikkat çekmek amacıyla 3 gün sürecek olan film günü etkinliği düzenledik. Umarım çok güzel geçecek. Dayanışmaya olan ve yönetmen arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Daha sonra Hasankeyf'in sular altında kalınmasına dikkat çekilen iki film gösterime sunuldu. Film gösteriminin ardından yönetmenler filmleri üzerine söyleyişi yapıldı.
‘EKOLOJİK YIKIMI ANLATMAK İSTEDİM’
Söyleşide ilk olarak gösterilen “Taş ve Su” filminin yönetmeni Nalin Acar söz aldı. Filmin çıkış anına değinen Acar, “Batman deyince Hasankeyf akla gelir ama o da artık yok maalesef. Çocukluğumdan bu yan Hasankeyf çok büyüktür benim için. Buna dair bir şey söylemek istemiştim. Tabi üzerine söylenecek bir şey kalmamıştı ne yapabilirim üzerine düşünürken Batman’daki su havuzunu gördüm. Bunun üzerinden bütün o ekolojik yıkımı anlatmanın bir amacı olduğunu gördüm ve bu film çıktı” diye belirtti.
YAŞAYAN SON ORTAÇAĞ KENTİ
Sonrasında söz alan “Suyun Ölüm Tarihi” adlı belgeselinin yönetmeni Ali Ergül ise yıkımlara dikkati çekerek, “Başaramadık, Dicle vadisini kurtaramadık. Belki şunu söylemek lazım, efendi bütün bu alanları yok ederken elbette efendiye söyleyecek binlerce sözümüz var, belgeselle de bunu söyledik. Biliyorsunuz dengbejlik geleneğinde hawar sözü var. Osmanlı zamanında coğrafyamızı korumak adına hawar söylenirdi ve söz her tarafa giderdi bir şekilde orası kurtarıldı. Devletin orayı yıkması engellenirdi. Ama ne yazık ki Hasankef’in hawarını gerekli bir şekilde duyulmadı. Onlar kazanmadı ama biz kaybettik. Yaşayan son ortaçağ kenti. Sadece görüntülerde gördüğümüz kale kaldı” dedi.
‘BARBAR ZİHNE KARŞI HAFIZA YARATMAYA ÇALIŞTIM’
Mühendislik zihniyle düşünülürse eğer kalenin de sular altında bırakılabileceğini söyleyen Ergül, “Ama bırakamadılar. Burada bir iki şey söylemem gerekiyor Mücella Yapıcı hawar sesini sürekli duyan bir kişiydi. Haksız bir şekilde tutuklandı. Tutuklanmadan önce de Dicle Vadisini yine konuştuk. Hasankeyf’te insanlığa, suya karşı en büyük suç işlendi. Ama biz bunu deşifre edemedik. ‘Suyun ölüm tarihinde’ iyi bir film yamak gibi bir derdim olmadı ama tarihe iyi bir film yapmaya çalışıyorum. Tarihe bir not bırakmaya çalıştım. Barbar zihnin coğrafyamızın talanına karşı en azından bir hafıza yaratmaya çalıştım ama başarılı olamadık. Bütün duyguları birlikte yaşıyorum. Üzgünüm kırgınım. Hafızayı tekrardan yaratmak biraz zor oldu” diye konuştu.
Konuşmalar ardından yönetmenler katılımcıların sorularını cevapladı. Söyleyişi sonrasında tekrar söz alan Bişar İçli, 22 Mayıs’ta Deva Hamamı’nda Ekoloji Buluşması’na katılım çağrısı yaptı.
Film gösterimi yarın da saat 19.30’da Gaia Ekoloji Tıbbi Aromatik Bahçesi'nde Yönetmen Ethem Özgüven’in “Kötü Tohum”, Yönetmen Zelal Adak’ın “Aşevçiler, Rüyalar, Otlar” filmleriyle devam edecek.