ANKARA - Gelen zamlarla birlikte işleri durma noktasına gelen sahaflar, “Simidin bile 3,5 TL olduğu bir ülkede insanlar doğal olarak kitaba, edebiyata, sinemaya ya da tiyatroya bütçe ayıramaz” dedi.
Türkiye’de iktidarın yarattığı ekonomik krizden yayıncılık sektörü de fazlasıyla etkileniyor. Okur sayısının az olduğu Türkiye’de kitaba yönelim, gelen zamlarla birlikte giderek azaldı. Bilimsel veriye ulaşabilmenin kütüphaneler dışındaki kaynak sağlayıcıları olan sahaflarda da durum farklı değil. Kitaplarına alıcı bulamamanın ötesinde, elektrik, doğal gaz ve kiralara gelen zamlardan dolayı ay sonunu getirmek de zorlaştı.
Ankara’nın Kızılay semtinde bulunan Sahaflar Çarşısı’nda görüştüğümüz sahaflar krizin etkilerini anlattı.
BASILI KİTAPLAR OKUNMUYOR
Kitaplara ayda üç defa zam geldiğini belirten Zaim Gök, 33 yıldır bu mesleğin içinde. Ekonomik krizin sahaflar üzerinde büyük etki yarattığını vurgulayan Gök, “Sahaflık normalde de sirkülasyonu olan bir iş değil, sürekli olarak dönüşen bir emek. Zaten Türkiye’de kitap okuma oranı yüzde 6 civarındaydı, bu gitgide daha çok düştü. Artık basılı kitaplar okunamıyor. Günümüzde kitaplar daha çok elektronik ortamda okunuyor. Araştırma görevlileri ve öğrenciler, dijital alana yöneldiler. Bu durumda sahaflara olan ilgi de gün geçtikçe azalıyor. Normalde sahaflar çarşısında hep bir hareket olurdu ama bakın şimdi bomboş. Geçimimi çok zor sağlıyorum, yetmediği zamanlarda da eşimden dostumdan alıyorum” dedi.
Sözlerine, “Geçimini sağlamak demek, düzgün giyinip düzgün yemek ya da düzgünce yaşamaktır” diye devam eden Gök, “Normal şartlar altında evet geçimimizi sağlayabiliyoruz, ama bu yaşamak değil” diye belirtti.
KRİZLE BİRLİKTE HER ŞEY DURDU
Sahaflığın herkesin yapmak istediği bir meslek olduğunu ve bu mesleğin sadece ticaretten ibaret olmadığını belirten Gök, “Geçmiş ve gelecek arasında bir köprüdür. Hem dil hem kültür hem de tarih köprüsüdür. Araştırma görevlilerinin bulamadığı kitapları bulmak ve onlara ulaştırmak, burada onlarla sohbetler kurmak tam anlamıyla bir gönül işidir. Ben işimi seviyorum. Çok üzücü bir durumdan bahsetmek istiyorum. Son 1-2 yıldır televizyonlarda, dizilerde bir kere bile olsun kitapçı ya da sahaf göremiyorum. Bu nasıl bir duyarsızlıktır. Ben bir gün olsun kütüphaneye giden, sahafa giden bir çocuk görmüyorum göremiyorum. Krizin olduğu bir ülkede kitapta okunmaz, her şey durur” diye konuştu.
‘BİR KİTAP BASIM MALİYETİ 30 TL’
Yaklaşık 30 yıldır sahaflık yaptığını ifade eden Fırat Ergenekon da, sözlerine, “İnsanlar kitap okuyamıyor, ya da kitap alamıyorlar. İki kitap alacakken bir tane alınca bile düşünüyorlar, sebebi ise insanlar öncelikle karnını doyurmaya çalışıyor. Etiket fiyatları sürekli değişiyor ve zamlar yüzünden gelen giden oldukça azaldı. Eskiden Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları (SEKA) üretim yapıyordu, şimdi ise kâğıdın hammaddesini yurt dışından aldığımız için zamlar üretime yansıyor. Yayın evleri oldukça şikayetçi. Bir kitap basım maliyeti en az 30 lirayı buluyor” ifadelerini kullandı.
GÜNDE 10-15 KİTAP
Kendilerini çok zor günlerin beklediğini belirten Ergenekon, “Fiyatların artmasıyla birlikte elektrik zamları da bizi vurdu. Örneğin elektrik faturam geçen yıl aylık 100 TL civarında gelirken, şimdi ise 250-300 TL altında gelmiyor” diye konuştu. Ergenekon, dükkânına geçen yıl ödediği gider ücretinin 400 liradan bugün en az 950 lira çıktığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bir de bunların dışında muhasebe, vergi parası var. Gerçekten bunlarla baş etmek çok zor. Günde sadece 10-15 tane kitap ya satıyorum ya satmıyorum. Onun dışında da zaten genellikle de şehir dışından gelenler oluyor.”
‘DÜZEN BİRAN ÖNCE DEĞİŞMELİ’
“Durumum dışarda olan insanlardan farklı değil” diyen Sabri Tuna ise 3 yıldır sahaflık yapıyor. Ekonomik krize karşı mücadele etmeye çalıştıklarını dile getiren Tuna, sözlerine şöyle devam etti: “İşlerimiz fena halde kırıldı. Kira ödemek, evi geçindirmek, aidat ödemek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Kitap fiyatları gün geçtikçe artıyor, alan kişi sayısı azalıyor” dedi. Gelen müşteri sayısının da çok az olduğunu aktaran Tuna, “Günlük olarak da çok insan gelmiyor. Bazen çok bazen az kişi geliyor ama o konuda çok da bir ortalama yok. Bazen 5 kitap satıyoruz bazen ise hiç satamıyoruz. Bu süreç geçsin diye bekliyoruz ve bu düzen bir an önce değişmeli” diye konuştu.
‘KİTABA BÜTÇE AYRILAMAZ’
Sahaflığı 2 yıldır yaptığını belirten Ulaş Çağrı Koçak da, “Ciddi anlamda ekonomik krizden etkileniyoruz. Çünkü yaptığımız şey kültür sanat alanıdır. Karnı tok olmadan kitap okumaya yönelemeyen yurttaşlar var. Simidin bile 3,5 lira olduğu bir ülkede insanlar doğal olarak kitaba edebiyata, sinemaya ya da tiyatroya bütçe ayıramaz” diye belirtti. Koçak, insanlar okumayınca kendilerinin de bu durumdan oldukça etkilendiklerini ifade ederek, “Günlük kazancımızla sahaf dükkanı içerisinde temel ihtiyaçlar olan stopaj, bağ kur gibi ihtiyaçların karşılanması olsa da, maddiyat olarak kötü durumda olan arkadaşlar bunları ödeyemiyor. Bunlar ödenmedikçe birikiyor, kiralar aksıyor ve zora düşüyoruz” şeklinde konuştu.
Kâğıdını üretemeyen bir ülkede sahaflık yaptığını aktaran Koçak, “Dışa bağlı bir ülkede tabi ki bu duruma geliriz. Bugün yayın evinden aldığım sıfır bir kitabı tekrar sattığım zaman bu sefer alamıyorum. Birkaç gün sonra gittiğimde kitabın fiyatı fazlasıyla artmış oluyor. Bu da ekonomik krizin en büyük örneklerinden biridir. Eğer internet satışı da yapmasak dükkânda bir kazanç sağlayamıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘DEĞİŞİM ŞART’
Koçak, insanların sistematik bir şekilde kitaplardan, okumaktan sanat ve edebiyattan mahrum edildiğine dikkat çekerek, “Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı şeylerdir. Bizim alanımız yok edilmeye çalışılan bir alandır ve bu durum oldukça üzücüdür. Değişim şart” dedi.