ADANA – Cezaevindeyken iki arkadaşıyla birlikte kaleme aldıkları makaleleri “Annales ve Tarih" adıyla kitaplaştıran Mürsel Yıldız, siyasi tarihe karşı toplumsal tarihçiliği geliştirmeye ön ayak olmak istediklerini söyledi.
Siyasi nedenlerle tutuklanıp, 2016-2018 yılları arasında Antep H Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan Mersin Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu Mürsel Yıldız, aynı koğuşta kaldığı Abdullah Çelik ve Tariq Hesen ile birlikte tarih yazımıyla ilgili kaleme aldıkları makaleleri cezaevinden çıktıktan sonra "Annales ve Tarih" adıyla kitaplaştırdı. J&J Yayınevi etiketi ile geçtiğimiz yıl çıkan kitap raflarındaki yerini aldı.
Yazarlarından ikisi halen tutuklu olan kitabın cezaevi şartlarında nasıl ortaya çıktığını ve neyi amaçladığını yazarlardan Mürsel Yıldız'la konuştuk.
'ÖN AYAK OLMAK İSTEDİK'
Üniversiteyi 2010 yılında bitirdikten sonra 2016 yılında cezaevine konulduğunda Çelik ile Hesen'le aynı koğuşta kaldığını anlatan Yıldız, tarihin yazımı konusunda yürüttükleri tartışmalar doğrultusunda makaleler yazmaya başladıklarını dile getirdi. Yıldız, tahliyesi sonrası ise kolektif çalışmanın ürünü olan makaleleri kitaplaştırma çabası içerisine girdiğini ifade etti.
Kendilerini tarih yazımı üzerine makale yazıp, bunu kitaba dönüştürmeye iten başlıca sebebin Türkiye akademi dünyasında Annales Okulu ve tarihle ilgili kaynak sayısının azlığı olduğunu söyleyen Yıldız, “Annales; bir tarih yazım okuludur. 1929 yılında Fransa'da Marc Bloch, Lucien Febvre tarafından kurulmuş bir tarih okuludur. Bu Annales'in tarih temel tezi; siyasi tarihe karşı toplumsal tarihçiliği gelişmektir. Biz de buna Türkiye'de ön ayak olmak istedik" diye belirtti.
'ANNALES 3 BÖLÜME AYRILIR'
Yıldız, üzerinde durdukları Anneles Okulu’nun önemine dair ise şunları dile getirdi: "Annales ekolü; egemen ve resmi tarihe karşı cepheden bir gerilla hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü Annales'e kadar tarih kralların, komutanların, saray entrikalarını ve bir avuç insanın tarihi olarak yazılıyordu. Bu tarihte siyasi tarihtir. Annales hareketi başta Avrupa merkeziyetçi tarih anlayışına karşı toplumsalcı tarih anlayışını egemen kılmaya çalışmıştır. Annales'le birlikte kadınlar, ezilen halklar, etnik gruplar, tarih dışı kabul edilen kesimler tarihin asli unsuru olmuştur. Annales,kendi içinde dönemlere ayrılır; birinci dönem Marc Bloch ve Lucien Febvre öncülük ettiği ve Annales'in tarih söyleminin; siyasi tarihin tamamen reddi üzerinden bir tarih söylemi gerçekleştirmiştir. İkinci dönem Fernand Broudel'in öncülük ettiği ekolojinin ve coğrafyasının belirleyici olduğu tarih yazımıdır. Zaten Fernand Broudel, doktora tezini Akdeniz Dünyası kitabından da anlaşılacağı üzere coğrafya tarihini belirleyen birinci önceliktir. Tıpkı; coğrafya kaderdir diyen İbni Haldun gibi. Üçüncü dönem Michel Foucault'un öncülük ettiği modernite eleştirisidir."
'ÖCALAN SOSYALİST PERSPEKTİFLE YAZIYOR'
Cezaevi şartlarında makale ve kitap yazmanın zorluklarına da değinen Yıldız, cezaevi şartlarında ihtiyaç duyulan kaynaklara ulaşma zorluğu yaşadıklarını kaydetti. Yıldız, "Bir yıl boyunca makalelerin yazımıyla ilgili çalışmalar yaptık. Bunları bir dökümana dönüştürdük. 2018'in Haziran ayında ben cezaevinden tahliye oldum. Akabinde kitabı basmak girişimlerde bulundum. 2019'ün Kasım'da bastık. Hem yurtdışına çıkmam hem de pandemi süreci kitabımın dağıtımını etkiledi" dedi.
Yıldız, "Bu kitabı okuyanlar; bugüne kadar yazılan tarihin egemenlerin tarihi olduğunu ve onlar tarafından yazıldığını görecekler" diye konuştu.
Kitapta, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Fernand Braudel'in tarih anlayışını da karşılaştırdıklarını belirten Yıldız, "Fernand Braudel ile Sayın Öcalan'ın tarihe yaklaşımda benzerlikler mevcuttur. İkisi de tarihin şekillenmesinde coğrafyanın önemli oranda etki ettiğini belirtir. Fernand Braudel, Akdeniz'i çok ön plana çıkartır. Öcalan da Mezopotamya havzasının tarihin oluşundan etkilerine değinir. İkisi de modernite eleştirisini yapar. Öcalan sosyalist yönü gelişkindir, tarihte kaos aralığı döneminde büyük siyasi liderlerin tarihe etki ettiğini belirttir. Fernand Broudel ise her zaman marksizmle arasına mesafe koymuştur. Çünkü Broudel marksizmi çok şematik bulmuştur. Braudel'in neo-marksimizle tanışması Immanuel Wallerstein'le olmuştur. Zaten daha sonra Braudel, ‘tarihsel kapitalizm’ diye bir yazmıştır" dedi.
'LİDER KİTAPLARI YAZILIR'
“Türkiye'de tarih kitapları genelde büyük liderin tarihi diye yazılır. Bu konuda birkaç istisna hariç genelde kitaplar, siyasi tarihin perspektifi ile yazılır. Bu kitaplar doğalında egemenin ideolojisi ve bakışıyla yazılır” diyen Yıldız, kaleme aldıkları kitabı okurlara şu sözlerle tavsiye etti: “İnsanların gerçek tarih olmak istiyorsa, eleştirel bakış açısıyla kitaplar mevcuttur. Onları okusunlar. Okuyucu neden bizim kitabımızı alsın? Çünkü eleştirel tarih yazımı metodolojisini görecekler."
MA / Hamdullah Kesen