İSTANBUL – Salgın nedeniyle işsiz kalan müzisyen Yunus Kamay, kurduğu bağlama atölyesini önce kafe sonra tekstil atölyesine çevirdi. Her şeye rağmen bağlama kursu vermeye devam eden Kamay, müzik ısrarının süreceğini söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasına neden olan ekonomik kriz ve bu krizi yönetememe hali günden güne derinleşiyor. Krizin görünmez kılınma çabaları ise işsiz ordusunun üstünü kapatmaya yetmiyor. Koronavirüs (Kovid-19) salgını kapsamında alınan tedbirlerle cafe, restoran ve birçok işletmeye sınırlama getirilirken, buralarda çalışan işçiler de işsiz kaldı. Özellikle bu karardan eğlence sektöründe çalışan komi, garson ve işletme müzisyenleri gibi yüz binlerce kişi etkilendi. Karara karşı İzmir, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bir çok yerde müzisyenler enstrümanlarını sokağa bırakarak duruma karşı “sessizlik eylemi” düzenleyerek tepkilerini yükselti. Kimi müzisyenler ise salgının ilk döneminde çalıştıkları işletmelerle yollarını ayırdı. Bunlardan biri de çocukluğundan beri müzikle haşır neşir olan Yunus Kamay.
Kamay, Adıyaman’ın Kahta ilçesinden 1987’de yoksulluk nedeniyle İstanbul’a göç etti. Burada 12 yaşında tekstil atölyesinde çalışmaya başlayan Kamay, çocukluğundan beri ilgi duyduğu müziği de ihmal etmedi.
ÇOCUKLUKTAN BAŞLAYAN AŞK
Yaşadığı coğrafyaya özgü divanlarda aile büyüklerinin söylediği türkülere küçük yaşta eşlik etmeye başlayan, bu nedenle müziğe ilgi duyan Kamay, müzikle uğraşan bir amcasının Abdullah Papur ile aynı dönemde cezaevinde kalırken, verdiği bağlamayla çalmaya başladı. Kamay, ilkokul 3’üncü sınıftayken, müzik öğretmenlerinin yönlendirmesiyle müzikle daha da haşır neşir oldu.
YAZIYOR, ÇALIYOR, SÖYLÜYOR…
Henüz küçük yaşta ailesinin geçim derdini sırtlayan Kamay, 10 yıl boyunca aile ve memleket hasreti ile çalıştı. Hem çalışıp hem müzik atölyelerinde kurs gören Kamay, daha sonra ailesini de yanına aldı. 13 yıl önce ise kendi başına müzik yapmaya başlayan Kamay, geçimini buradan sağladı. Kamay, yıllardır hem yazıyor hem çalıyor hem de söylüyor. Kamay, bir yıl öncesine kadar çalıştığı işletmede alınan salgın tedbirler nedeniyle sahneye veda etmek zorunda kaldı.
ALBÜMLER ÇIKARDI
Her türlü zorluğa rağmen müzik alanında üretim yapmaya özen gösterdiğini ifade eden Kamay, Kürtçe ve Türkçe eserlerin yer aldığı “İşçi Kardeşim”, “Deniz Gözlüm” diye iki albüm çıkardı. Öte taraftan klip çalışmalarının da olduğunu aktaran Kamay, bu çalışmalardan biri olan “Fırat Özlemi”(Hesreta Ferat) şarkısıyla memleket hasretini işlediğini belirtti.
YENİ ALBÜM ÇIKARIYOR
Şimdilerde ise “Kahta’nın Çocukları (Zarokên Kolikê)” adlı Kürtçe bir albüm çalışması olduğu bilgisini veren Kamay, “Bu çalışmada, eski toprak evlerinin içindeki yaşama, yağmur yağarken su içeriye kaçmasın diye silindirin damdaki toprağın sıkı olması için getirilişine götürülüşüne, çocukların oynadığı oyunlara, ovalara, kırlara ve eskimeyen nice yaşanmışlığa olan özlemi dile getirdim” dedi. “Zengil”, “Ax Le Daye Ax li Bavo”, “Zinê”, “Gazinç”, “Siya Darê”, "Tebistinim", "Hey hey", "Were", "Zaroken Kolike" ve “Bahoz Baran” adlı çalışmalarının da aralarında olduğu 13 eserlik albümde Kamay, aşk, anne ve baba özlemi, evinden genç yaşta ayrılmış bir gencin memleket hasreti, Halepçe ve Suriye’de yapılan zulümleri, harap edilen yurtları, binlerce yetim kalmış çocuğu ve öldürülmüş insanları anlattığını söyledi.
Yıllar boyunca hem kurs veren hem de işletmelerde müzisyenlik yaptığına değinen Kamay, “Yıllardır küçük, onlarca kişiye bağlama dersi verdim. Şu anda bunların arasında konservatuar okuyan var. Hala arada sırada birçok öğrencim buraya gelir, birlikte söyleyip çalıyoruz” dedi.
Salgın nedeniyle müzisyenlik yaptığı işletmeden ayrılmak zorunda kalan Kamay, bir süre sonra ekonomik sıkıntılar nedeniyle kurs vermek için Sultangazi’de kurduğu atölyede yaşamaya başladı. Bu durumu aşmak için atölyeyi aynı zamanda kafeye çeviren Kamay, bunun nedeni ise şu sözler ile açıkladı: “Salgın nedeniyle işimi terk edince kurstan gelen para ile geçinemez oldum. Kursa gelen öğrencilerin durumu da belliydi ve kıt kanaatle kursa geliyorlardı. Dolayısı ile onlara yük olmamak için ve gerekirse bedava ders vermek için atölyeyi kafeye çevirdim. Hem kurs veriyordum hem de tost, menemen ve çay yapıyordum. Bu da yetmeyince çevre esnaflara da servis vermeye başladım.”
60 ÖĞRENCİYE DERS VERİYOR
Birçok işletmeyi etkileyen salgın Kamay’ın kurduğu kafeyi de etkiledi. Kurs vermede ısrarcı olan Kamay, bu kez atölyeye iki dikişi makinesi atarak bir müzisyen arkadaşı ile işe koyuldu. Kamay şu anda 60’a yakın öğrenciye ders veriyor.
Bir yandan bağlamaya bakan diğer yandan elbise diken Kamay, “Salgınla birlikte herkesin durumu kötüye gitmeye başladı. Benim de aynı şekilde oldu. Bunun için böyle yaptım yoksa geçinemezdim, çaresizlikten dolayı” sözleri ile açıklıyor içinde bulunduğu durumu.
MÜZİK SEKTÖRÜ BİTİRİLDİ
Eskiden az da olsa dijitil platformlara yükledikleri albümler ile para kazandıklarını belirten Kamay, “Müzik gelirimizin en dip noktası olan tıklamalarından da artık gelir gelmemeye başladığını fark ettik. Buradan market harçlığı bile diyemeyeceğim kadar bir miktar bize geliyordu. Ancak son olarak devlet vergi diye yüzde 70’ine el koydu. Çözüm yerine çözümsüzlük sürüyor. Uçaklar ve otobüslerde herkes dip dibe ama cafeler, işletmeler kapatılıyor. Bu şekilde müzik sektörü bitirildi” ifadelerinde bulundu. Kurs bittiği gibi dikiş makinesinin başına geçtiğine işaret eden Kamay, sözlerine şöyle devam etti: “Bizi bu noktaya kadar getirdiler. Salgını nedeniyle kısmı yasaklar getiriyorlar ama mantık bunu almıyor. Sadece göstermelik olarak yapılıyor. Neden insanların ekmek kapısı kapatıyorsun?"
MÜZİK ISRARI SÜRECEK
Müzisyenlerin yaşadıkları ortak sorunlara rağmen birlik olmadıklarına da değinen Kamay, özellikle durumu iyi olan sanatçıların kendilerine destek vermemesini eleştirdi. Ancak her türlü zorluğa rağmen müzik üretimini sürdüreceğini vurgulayan Kamay, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Dillerin, renklerin, ayrıcalıkların ortadan kalktığı, bir renk bir sonsuzluk olan müzikle uğraşmaya devam edeceğim. Çünkü bütün yürekleri bir araya topluyor. Müzikle kim kimdir, kimdendir, neydendir ve nerelidir soruları ortadan kalkıyor. Hayatın ta kendisi olduğunu için elbette tüm zorluklara rağmen sürdüreceğiz”
MA / Mehmet Aslan