MKM’nin Müzik Atölyesi'ne başvurular sürüyor

img

İSTANBUL - MKM’nin 15 Eylül'de başlattığı müzik atölyesinin başvuruları devam ediyor. MKM’nin kendi başına bir okul olduğunu belirten eğitmen Engin Cengiz, Kürtlerin öz kültürünü sahiplenerek, geleceğe taşıma hedeflediklerini söyledi. 

Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM), Kürtlerin çınarı bilge Musa Anter (Apê Musa), Feqî Huseyîn Sağnıç, İsmail Beşikçi, Ali Temel ve birçok aydın, sanatçı, işçi ve öğrenci tarafından 27 Eylül 1991’de İstanbul’da kuruldu. Kurulduğu tarihten bu yana Kürt kültürü ve sanatı alanında bir çok önemli çalışmaya imza atana MKM, bugüne değin çeşitli baskı ve saldırılara rağmen faaliyetlerini aralıksız sürdürdü. 
 
Son olarak Beyoğlu ilçesinde bulunan ve 18 yıl boyunca faaliyetlerini sürdürdüğü bina zorla boşaltıldı. Buna rağmen Taksim’de yeni binalarında çalışmalarına devam eden MKM, müzik, sinema, tiyatro, halk oyunları, edebiyat ve modern dansa kadar birçok kültürel ve sanatsal alanda çalışmalarına devam ediyor. 
 
Bu yıl 29’uncu yaşına giren MKM, 15 Eylül’de Müzik Atölyesi başlattı. Başvuruların tamamlanmasının ardından Tembur (Bağlama), Gitar, Santur, Keman, Erbane, Flüt, Mey, Kaval, Piyano, Şan, Bas Gitar ve Klarnet gibi vurmalı, yaylı ve üflemeli birçok müzik aleti eğitimi verilecek. 
 
MKM KENDİ BAŞINA BİR OKUL
 
MKM sanatçısı ve bağlama eğitmeni Engin Cengiz, Kürt kültürü ve sanatını odağına alarak 29 yıldır faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi. Bu süre zarfında sayısız çalışmaya imza attıklarına söyleyen Cengiz, aynı zamanda da MKM bünyesinde binlerce öğrenci yetiştirdiklerini belirtti. Cengiz, “Şu anda geçen yıl aramıza katılan kursiyerlerimiz ve son atölyeyle birlikte başvuran öğrencilerimizle oldukça yoğun bir döneme girdik. Ancak hala başvuru almaya devam ediyoruz. 10 gün daha başvurular açık olacak. Çünkü ne kadar fazla başvuru olursa, Kürt kültürü ve müziği üzerinde yaşanan, şekillenen asimilasyona karşı koyuş da daha da güçlü olacak. MKM, bünyesinde yetiştirdiği binlerce öğrenciyle bu asimilasyon olgusuna karşı her dönem direndi. Bu gün bilinen birçok etkili sanatçının yolu MKM’den geçti. MKM kendi başına bir okul oldu” dedi. 
 
GELENEKSELLEŞEN ETKİNLİK
 
Başlayan ve hala başvuruları devam eden atölyenin MKM’nin gelenekselleşmiş etkinliği olduğunu dile getiren Cengiz, “Atölyelere başvuran kursiyerlerimizle birlikte toplumsal gerçeklik çerçevesinde sanatımızı icra ediyoruz. Kursiyerlerimizin ilgi duyduğu müzik aleti kısmında geliştirmek, belli bir seviyeye gelmesini sağlıyoruz. Ayrıca atölyelerimiz sadece müzik aletleri öğrenimi üzerine şekillenmiyor. MKM, aynı zamanda bireyin kültürel gelişimine de katkı sunuyor. Kişi için hem kendi ile hem içinde yaşadığı toplumu ile buluşma alanı sağlıyor. Çalışmalarımız bu minvalde gidiyor” diye konuştu. 
 
‘İNSAN YAŞADIĞIDIR’ 
 
Kültürel ve sanatsal faaliyetlerini sürdürürken dönem dönem maruz kaldıkları baskılara değinen Cengiz, bu baskılara karşı sanatla cevap olduklarını kaydetti. Var olan kapital sürecin insanı ve bir bütün olarak toplumu yok etme üzerine kurulu olduğunu ifade eden Cengiz, “Süreç, insan varlığını kültürsüzleştirmek yollunu sürekli kullanıyor. Kendi oluşturduğu kalıbı adapte etmek için karşı tarafın kültürünü ya değiştiriyor ya da elinden almaya çalışıyor. Buradan kültür olgusunun önemi anlaşılıyor. Nihayetinde baktığımızda insan kültür demektir. Hangi kültürü yaşıyorsanız siz de o’sunuz. İnsan, yaşadığıdır. Onun için süreç, yerel, otantik ve doğal topluma karşı sürekli bir saldırı halinde. Özellikle Kürt halkı ve diğer halkalar üzerine de bu saldırıları farklı yöntemlerle geliştiriyor. Çoğu zaman kültürel, bazen ise fiziki olarak yapıyor” diye belirtti.
 
ÖZ KÜLTÜRÜ SAHİPLENME
 
Ayrıca, Kürtlerin zorla göç ettirildiğini, sürecin kişinin kendisiyle arasında mesafe yaratarak, yabancılaştırıp aynı zamanda yağmalanmaya çalıştığını söyleyen Cengiz, “Kürtler, Ortadoğu’da çok büyük bir kök kültüre sahip bir toplum. Yazılı kaynakları çok sınırlı olmasına rağmen sözlü kültürü ile bu güçlüğünü, toplumsal yapısını bu güne kadar koruyabilmiş. Bunu da dengbejlerle, klamlarla, halaylarla yani kısacası sahip çıktığı kültürü ile yapıyor. MKM’de bu kaygıyla Kürt toplumunun öz kültürünü sahiplenerek, geleceğe taşıma hedefi içinde. Başlatacağımız kurslarda iyi müzisyenler, iyi vokalistler yetiştirmek istiyoruz. Bu en büyük hedefimizdir” şeklinde konuştu.
 
GELECEĞİ BİRLİKTE ÖRMEYE ÇAĞIRDI
 
Müzik atölyesine katılım çağrısı yapan Cengiz, sözlerini “MKM’ye sahip çıkmak kendimize sahip çıkmak demektir. MKM, sadece bir tabeladan ibaret değildir. Bir bakış açısı, bir zihniyettir. Hep beraber geleceğimizi MKM’de birlikte örebiliriz” diye noktaladı. 
 
MKM’YLE HEM ÇALIYOR HEM SÖYLÜYOR
 
8 yaşındayken bağlamayla tanıştığını söyleyen 11 yaşında olan Viyan Arslan, iki yıl önce MKM bünyesinde başlayan Müzik Atölyesi'ne katıldığını dile getirdi. Ardından bağlama eğitmenleriyle birlikte bağlama çalmaya başladığını ifade eden Arslan, “Bağlamayı profesyonel bir şekilde çalmak istiyorum. Onun için MKM’ye geldim. Buradaki atölyelerde gördüğüm dersler bana çok faydalı oldu” dedi. 
 
MA / Mehmet Aslan