İSTANBUL - Ümraniye’de bir grup genç tarafından Ahmet Arif’in şiirinden esinlenerek “Umut ile sevda ile düş ile” şiarıyla çıkarılan Çınardibi Kültür ve Sanat Dergisinin 23’üncü sayısı Musa Anter’e atfedildi.
Ümraniye Kazım Karabekir Mahallesi’nde yaşayan bir grup genç tarafından 2006 yıllında çıkarılan Çınardibi Kültür ve Sanat dergisinin 23’üncü sayısı okuyucuyla buluştu. Ahmet Arif’in şirinden esinlenerek “Umut ile sevda ile düş ile” şiarıyla çıkan dergi ağırlıklı olarak Kürt kentlerinden göç edip mahallede yaşayan yurttaşların desteğiyle faaliyetlerini sürdürüyor. İlk başta siyah beyaz çıkan ve aylık olarak basılan dergi ardından yoğun ilgi nedeniyle renkli basıma geçti. Editörler tarafından büyük uğraşlar sonucu hazırlanan dergiler kapı kapı dolaştırılarak mahalleliye dağıtılıyor. Dağıtılan dergilere yurttaşlar tarafından yapılan mali destek ise yine mahallede bulanan çocuklara, kadınlara harcanıyor. 2006 yılından beri çıkarılan derginin 23’üncü sayısı yüzüncü yaşına giren Musa Anter’e (Ape Musa) atfedildi.
Derginin editörlerinden Devrim Boran, derginin ortaya çıkış sürecini ve kazanımlarını anlattı.
YOZLAŞTIRMAYA KARŞI
Çocukluğundan beri sanata ilgi duyduğunu, şiir ve yazılar yazdığını belirten Boran, yaşadığı 10 yıllık cezaevi deneyimi sürecinde dergi çıkarma fikri için çalışmalarına yoğunluk verdiğini söyledi. Cezaevi’nde olduğu süre boyunca kendi yaşadığı mahallenin çocuklarını uyuşturucu ve sosyal ilişkileri zedeleyen oluşumlardan uzak tutmak için kafa yorduğunu dile getirdi. Boran, “10 yıl aradan sonra mahalleme döndüm. Kapitalist mekanizmalardan kaynaklı mahallede yozlaşma yaşandığını fark ettim. Uyuşturucu, fuhuş ve çeteleşme her yere sirayet etmişti. Diğer yandan ciddi bir yabancılaşma yaşanıyordu. İnsanlar arasındaki sosyal bağların git gide koptuğunu ve yalnızlaştığını fark ettim. Komşuluk ilişkileri dahi çok asgari düzeye inmişti. Nesnel koşullardan dolay mahallenin de bundan bir rahatsızlığı vardı. Bir çözüm üretilmesini istiyordu. Bu doğrultuda acilen bir çözüm olanağı yaratımı elzemdi. Onun için mahalle de bulunan Kürt, Alevi lise ağırlıklı gençlerle kültür-sanat odaklı bir dergi çıkarma fikri üzerinde tartışmaya başladık” dedi.
KAPI KAPI DAĞITILAR
Tartışmaların ardından uzunca toplantılar yaptıklarını, toplantılara çocukların, yetişkinlerin ve mahallede bulanan her kesimden insanların katıldığını ifade eden Boran, “Toplantılar sonucu mahallemizin ortak alanı olan Çinardibi sokağı isminde karar kıldık. Bu ismi de sandıkla mahallenin onayına sunduk. Kabul gördükten sonra logo ve Ahmet Arif’in Anadolu şiirinden geçen ‘Umut ile sevda ile düş ile’ dizesini de sloganımız yaptık. Ardından ise dergi çıkarma çalışmalarına, ürün toplamaya başladık. Çıkan 220 dergiyi kapı kapı dalaşarak dağıtık. Bu kısımda ise mahalleli mali destek verdi. Gelen destekle yeni alternatifler ürettik” diye konuştu.
ÇOCUKLARA TURNUVA, KADINLARA TİYATRO
Elde edilen gelirle çocuklar için turnuvalar düzenlediğini, kadınlar ise tiyatroya götürüldüğünü paylaşan Boran, “Tam bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) şehir tiyatrolarının bilet fiyatları 1 liraya düştü. Bizler de dergi nedeniyle bize gelen parayla bölge kentlerinden gelen anneleri, hiç tiyatro izlememiş kadınları, çocukları tiyatroya götürdük. Ardından yine 200 tane kadını Orhan Kemal’in ‘Unutkan Ayna’ isimli romanından uyarlanan tiyatroya götürdük. 2007 Nisan ayında ise çocuklardan bir futbol takımı kurduk. Dergi paralarıyla çocuklara forma yaptırdık. Ardından 2009 yıllında da ‘uyuşturucu ve çeteleşmeye karşı dostluk’ şiarıyla futbol turnuvası başlattık. Bizim sloganımız da ‘başka bir futbol mümkün’ oldu. Bu turnuvalar ise gelenekselleşti. Şu ana kadar 7 turnuva düzenledik. Yer yıl Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yapıyoruz” diye belirtti.
‘DERGİYLE KÜLTÜR MERKEZİ KURDUK’
Yaptıkları faaliyetler arasında yazlık ve kışlık sinemalar da olduğuna değinen Boran, şöyle devam etti: “Bu güne kadar 2 bin çocuğa kitap hediye ettik. Başta kendimiz bu kitap yükünü omuzumuza aldık ancak zamanla bağışlar gelmeye başladı. Büyük yayın evleri arasında bulunan bir yayın evi bile bizlere bin kitap bağışladı. Ardından başka bir şey daha fark ettik. Özellikle çocukların eğitim, kültür ve sanat açığını kapatmak için bir kültür merkezi açmak istedik. Onu da dergini getirisi sayesinde 1 Mayıs 2009 tarihinde açtık. Açtığımız Çınardibi Kültür Merkezi’miz zaman içinde bir eğitim kurumuna dönüştü. İlk başlarda yaz ve kış olmak üzere 5-14 yaş aralığında olan çocuklara kurslar vermeye başladık. İngilizce, Türkçe, matematik, Resim, tiyatro, sinema, fotoğraf ve bağlama derslerini vermeye başladık.”
‘ÇOCUKLARI KURTARMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Açtıkları kültür merkeziyle çocukların eğitimine katkı sunmayı amaçladıklarını vurgulayan Boran, verili eğitim sistemine karşı alternatif oluşturduklarını ifade etti. Boran, “Para üzerine kurulu, ticarethane düzeyine gelen düzenin okullarının yetersizliği nedeniyle böyle bir eğitim verme isteği gelişti. Biz çocukları bu düzenin eğitiminden kurtarmaya çalışıyoruz. Bu düzen çocuklarını araştırmasını, incelemesini istemeyen bir düzen. Tamamen Kurt, köle yaratamaya çalışıyor. Bu boşluğu dolduruyoruz. ‘herkese eşit ve parasız eğitim haktır ve satılamaz” sloganıyla bu eğitimleri veriyoruz” dedi.
‘MUSA ANTER’E ATFETTİK’
Eylül ayında çıkan 23’üncü sayıyı ilk defa birine atfettiklerini belirten Boran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Okuyucu ve mahallemizin sosyal yapısını da göz önünde bulundurarak iki dilli yazıma geçmeye karar verdik. Bu sayımız Kürtçe ve Türkçe çıktı. Ayrıca dergiyi yüzüncü yaşına giren Musa Anter’e atfettik. Yine her iki dille birçok şiir, yazı yer alıyor. Bunun yanı sıra bu sayımızda odağımızda emek, ekoloji, kadın ve felsefe var. Sayfalarımızda Ebru Timtik, Helin Bölek ve Mustafa Koçak’a yer verdik. Daha önce ağırlıklı olarak çocukların ürünlerine yer veriyorduk. Çocukların doğa, sanat ve sevgi üzerine yazdığı şiir, hikayelere ve resimlere yer verirdik. Bu sayıda da aynı şeyi yaptık ama 12 Eylül Askeri Darbesini, 6-7 Ekim olayları da temalarımız içinde yer alıyor.”
ÇIKMAYA DEVAM EDECEK
Dergilerini çıkarmaya devam edeceklerini aktaran Boran, sözlerini şöyle tamamladı: “Gelecek planlamalarımız arasında Kürtçe kurs vermek de var. Bölgeden buraya gelenler çocuklara ne yazık ki Kürtçe öğretmiyor. Bu da çok büyük bir sorun olarak masamızda duruyor. İlk başlarda Kürtçe kurs deneyimi yaşamak istiyorduk ama eğitmen bulamadık. Ancak şimdi bir eğitmen bulduk. Pandemi dolasıyla kurslarımızı askıya aldık ama pandemi bittiği gibi tekrardan başlayacağız. Aralık’ta çıkacak 24’üncü sayımızı da birine atfetmek istiyoruz. Dergimizin bir yazarından Ahmet Arif önerisi geldi. Bir bağışçımız da Aram Tigran’ı önerdi. Çıkacak dergimizi de ekoloji ve kadın teması ile çıkaracağız.”
MA / Mehmet Aslan