Eğitim Sen: Anadil önündeki engeller kaldırılmalı 2022-02-21 12:00:04   ANKARA - Milyonlarca çocuğun kendi anadilinde eğitim göremediğini belirten Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, farklı anadil ve kültürlerin özgürce yaşaması önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulundu.   Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 21 Şubat Anadil Günü kapsamında açıklama yaptı. Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapılan açıklamaya sendika üyeleri katıldı. Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, farklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün engellerin kaldırılmasını talep etti. UNESCO verilerine göre, dünyada yaklaşık 5 bini yerli dili olmak üzere 7 binden fazla dil konuşulduğunu hatırlatan Kurul, bu dillerin 40’nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Kurul,  UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlasına göreyse Türkiye'de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında olduğunu ifade etti.   ÇOCUKLARIN ANADİL EVRESİ   Çocuğun gelişiminde aile yaşantısının belirleyici olduğunu kaydeden Kurul, okul öncesi dönemde çocuk konuşma dili olarak tek dil bildiğini ve bu dilin çocuğun anadili olduğunu söyledi. Çocuğun ana dilinden farklı bir dille karşılaştığı, çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kurmaya başladığı dönemin 2-6 yaş arası olduğunu söyleyen Kurul, "Çocuğun bu iletişim araçlarında kullanılan dili bilmemesi, ne anlatılmak istendiğini algılayamaması kendi kişiliğinde oluşacak çatışmanın ilk belirtisidir. Çünkü okul öncesi yıllar, çocuğun psikolojik ve sosyal dünyasının merkezidir” ifadelerini kullandı.   ÇİFT DİLLİ EĞİTİM    Dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan çift dilli eğitim programlarında iki dilin birbirini besleyebileceği ve iki yönlü zenginleştirdiğinin gözlemlendiğini kaydeden Kurul, “Anadilde eğitim çocuğun ikinci dili öğrenmesini kolaylaştırmakta, ikinci dili öğrenmek de anadili geliştirmektedir. Anadilinde eğitim alabilen çocukların okuma, yazma, düşünme ve ifade becerilerinde olumlu gelişmeler kaydettiği bilinmektedir. Her şeyden önce anadili eğitiminin engellenmesi ve çocukların, onlar için çok yeni olan bir dilde eğitime zorlanması, çocukları çok gerilerde bıraktıkları bir yerden yeniden başlamaya mahkûm etmek anlamına gelmektedir” dedi.   ‘TÜRKÇE DIŞINDAKİ DİLLER YOK SAYILIYOR’   21 Şubat’ın Türkiye’de özellikle anadili Türkçeden farklı olan Kürtçe, Arapça, Lazca, Hemşince, Çerkezce gibi milyonlarca çocuğun kendi anadillerinden koparıldığı ortamda kutlandığına dikkat çeken Kurul, “Anadilin kullanımının engellenmesi toplumun bireylerini değişik boyutta etkilese de, tartışmasız en fazla çevresi ile iletişimini anadili ile sağlayan çocukları etkilemektedir. Gerek dilbilimi, gerekse eğitim bilimleri açısından anadilin önemi ve gerekliliğinin yanı sıra, anadilin pedagojik ve insanı boyutunun sürekli geri plana itilmesinin en acı sonuçlarını çocuklarımız yaşamakta, anadili resmi dilden farklı olan çocukların öğrenme becerilerinde iki yıl geri kaldığı görülmektedir" ifadelerini kullandı.   IRKÇI TEPKİLER   Eğitim biliminin temel ilkesini oluşturan anadilinde eğitim taleplerinin her dönem ırkçı-şoven tepkilerle karşılaştığına değinen Kurul, “Açıktır ki, resmi dil dışındaki anadillerinin varlığına, yaşamasına ve öğrenilmesine karşı çıkmak, bir yönüyle eğitim biliminin en temel ilkesine karşı çıkmak, bilime meydan okumak anlamına gelmektedir. Türkiye dünyada çocuklarına bayram armağan eden tek ülke olmakla övünürken, milyonlarca çocuğun kendi anadili ile eğitim görmesine ‘ülke bölünür’ paranoyası ile yaklaşılması ve ‘suç’ olarak nitelendirilmesi büyük bir çelişkidir” diye konuştu.   ANADİLDE EĞİTİM   Kurul son olarak şunları kaydetti: “21 Şubat Dünya Anadili Günü’nde milyonlarca çocuk kendi anadilini kullanamadığı, anadilinde eğitim görmediği için başta eğitim süreçleri olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarında mağduriyet yaşamaktadır. Her bireyin kendi ana dilini öğrenmesi ve bu dilde eğitim almasının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Tüm dünya ve Türkiye halklarının 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutluyor, farklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.”