Ekonomik krizin yükü kadınların omuzlarında

İZMİR - İzmir Kadifekale’de çeşitli işlerde çalışan kadınlar, geçinemediklerine işaret ederek, elde ettikleri ürünlerin maliyetini çıkaramamaktan dert yandı.  
 
Ekonomik kriz sokaktan pazara kadar her alana yansırken, yoksulluğun en büyük yükünü yine kadınlar taşıyor. AKP dönemi ile birlikte uygulanmasına hız verilen neoliberal politikalar ile yaratılan güvencesiz iş yaşamı, ilk olarak kadınları hedef aldı. Kadınlar iş yaşamının dışına itilirken, bu durum yoksulluğun boyutunu da arttırdı. 
 
Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş)'in 8 Mart 2023'de yayınladığı rapora göre, kadın istihdamı erkek istihdamı oranının yarısına eşit. Aynı raporda istihdam edilen kadınların yüzde 32,5'inin kayıt dışı çalıştığı belirtilirken, aynı işlerde çalışan erkeklerin kadınlardan yüzde 20 daha fazla ücret aldığı açıklandı. 
 
Kadın emeğinin sömürüldüğü metropol kentlerden biri de İzmir. Farklı nedenlerden dolayı yüzbinlerce göç alan İzmir’de, erkeklerin işgücüne katılım oranı yüzde 80.9 iken, kadınlarda bu oran yüzde 45.1’de kalıyor. Son yıllarda lüks rezidansların yükseldiği Konak ilçesinde ise bir yandan da büyük bir yoksulluk yaşanıyor. Yoksulluğun ağır olarak hissedildiği Kadifekale Mahallesi'nde özellikle kadınlar bunu yaşarken, kadınlar midye, tandır ve halı gibi el işleriyle geçinmeye çalışıyor. 
 
1 TENCERE MİDYE 30 TL
 
30 yıldır midye temizleme işiyle uğraştığını aktaran Hafize Dönmez, hayat pahalılığından dolayı alım gücünün düştüğünü ve kazandığı paranın ancak mutfak masraflarını karşıladığını söyledi. Dönmez, “Bazıları geçimini bununla sağlıyor ama benim 5 çocuğum var onların ihtiyaçlarını karşılayamıyorum. Kazandığımız 200 TL. Tencere başına 30 TL alıyorum” dedi. 
 
'SATILMIYOR'
 
20 yıldır midye temizleme işiyle uğraştığını anlatan Remziye Akkurt ise, “Köyden ilk geldiğimde bu midyelerin ne olduğunu bilmediğim için korkarak bakıyordum. 6 çocuğum var bu zorluğu onlar için çekiyorum, onların okuyabilmesi için elimden geleni yapıyorum. Eşim hasta eve ben ve 18 yaşındaki kızımla burada çalışarak geçimimizi sağlıyorum. Burada çalışmak çok zor, kışın soğuk ve suyun içindeyiz sürekli, yazın ise kaynayan tencerelerin önünde pişiyoruz. Artık eskisi gibi midye de satılmıyor, çocuklarımız götürdükleri midyenin yarısını geri getiriyorlar” diye belirtti. 
 
TANDIR EKMEK KAPILARI
 
Kadifekale’de kadınların çalıştığı bir diğer iş ise, tandırda ekmek pişirmek. Kadınlar sabah saatlerinde Kale surları etrafında kurdukları tandırları ekmek kapısı olarak tanımlıyor. Tandır ekmeği satan kadınlar biri olan Felek Gülmez, önceleri sadece kendi evinde yemek için daha sonra ise geçinebilmek için tandırı iş alanına çevirdiğini belirtti. 
 
GÜNBOYU ATEŞ BAŞINDA: 300 TL 
 
İşsizlikten kaynaklı tandır yapımına başladığını anlatan Gülmez, “25 yıldır Kadifekale’de yaşıyorum. Okuma yazmam olmadığı ve yaşım büyük olduğu için kimse iş vermiyor, bende 15 yıla yakındır tandır işiyle uğraşıyorum, mecburum, başka yapacak iş yok. Perişan oluyoruz tandır önünde. Sabahtan akşama kadar bu ateşin önündeyim günde 50 tane ekmek pişiriyorum, kazandığım ancak 300 TL. Ev kiraları olmuş bin TL, elektrik, su hiçbir şeye yetişemiyorum. Eskiden un çuvalının 100 TL’ye alırken şu anda çuvalını 500 TL’ye alıyorum. Ekmeğin tanesini 6 TL’ye veriyorum, kazandığım 300 TL'de ancak maliyete gidiyor. Eskiden en azında kazandığım parayla ev ihtiyaçlarını giderebiliyordum” diye belirtti.
 
‘DÜKKANIN KİRASINI ZOR ÇIKARIYORUM’
 
30 yıl önce Midyat’tan göç eden Asya Akıncı da mahalle de terzilik işiyle uğraşıyor. Merdin’den getirdiği kumaşları kendi kültürüne göre diken Akıncı, “15 yıldır terziciyim. Sabah 9 akşam 7’ye kadar dükkandayım. Artık yaşlandım gözlerim ağrıyor ama geçinebilmek için çalışmaya mecburum. Müşteri eskisi gibi almıyor, Halk yoksul, insanların önceliği beslenmek olmuş. Her şey çok pahalı olmuş, buradan kazandığım parayla zar zor dükkânın kirasını çıkarıyorum" diye konuştu.