ANKARA - TJA aktivisti 22 kadın hakkında 935 yıla varan hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamede, Kobanê Davası ve SES davasına konulan gizli tanık beyanları yer alırken, kadınların 25 Kasım ve 8 Mart etkinliklerine katılması da suç sayıldı.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistlerine yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla yürüttüğü soruşturma kapsamında 50 kadın hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturma kapsamında 29 Kasım 2022’de Ankara, Mûş, Mêrdîn, İstanbul, Amed, Adana, Sêrt, Wan, Agirî, İzmir, Riha, Mersin, Dîlok ve Şirnex’te 57 adrese baskın yapıldı ve 22 kadın gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan sonra getirildikleri Ankara’da adliyeye çıkarılan kadınlar, 3 Aralık 2022’de “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. 22 kadından Aysel Ceylan, Bedia Akkaya, Hülya Kınağu, Gülistan Dehşet, Amine Demir Çoban, Mekiye Ormancı, Figen Aras Kaplan, Figen Ekti, Didar Çeşme ve Hatice Güngör tutuklandı.
Beritan Can Yaş, Hazal Aras, Dilan Akpolat, Yeliz Ayyıldız, Hülya Taşar, Zeynep Boğa, Zekiye Güler, Tamcihan Çelebi, Sultan Esen, Besile Narin, Hatice Yaman, Meral Şimşek ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
KJA’NIN ETKİNLİKLERİ SUÇ SAYILDI
TJA’lı kadınlar hakkında hazırlanan ve 329 sayfadan oluşan iddianamenin ilk 20 sayfası, PKK’nin kadın örgütlenmesine, 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Kongreya Jinên Azad (KJA) ve Özgür Demokratik Genç Kadınlar’ın (ÖDGK) tüzük, sözleşme ve kuruluşuna dair bilgilere yer verildi. Kadınların TJA üyesi olmakla suçlandığı iddianamede, KJA’nın kadın katliamına, kadın mücadelesine, ekolojiye dair açıklamaları, özsavunmaya ilişkin düzenlediği panellere ilişkin haberlere yer verildi. KJA’nın düzenlediği tüm eylem ve etkinliklerin suçlama konusu yapıldığı iddianamede, “Kadın Ekonomi Danışma Kurulu”nun kurulması da suç sayıldı.
DAİŞ’in Kobanê’ye saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te yapılan eylemlere de yer verilen iddianamede, KJA’nın “Kobanê’nin yanında durmalıyız”, “DAİŞ çeteleri eliyle yürütülen kadın kırımına karşı, kadın özgürlüğünü savunmanın yolunun da şu an itibariyle Kobanê’yi savunmaktan geçtiği” şeklindeki açıklamaları, suçlamaya konu edildi. Kobanêli çocuklara oyuncak götürmek için 20 Temmuz 2015'te Riha'nın Pirsûs (Suruç) ilçesine gelen 33 gence yönelik DAİŞ’in gerçekleştirdiği katliamın “Şanlıurfa Suruç ilçesinde meydana gelen patlama olayı” olarak tanımlandığı iddianamede, KJA’nın söz konusu katliama karşı yaptığı eylem ve çağrılar ise suç sayıldı. Öte yandan, iddianamede, KJA’nın savaş politikalarına karşı 2016’da yaptığı açıklamalara dair haberler de suçlama yapıldı.
KOBANÊ DAVASI’NIN GİZLİ TANIĞI İŞ BAŞINDA
Kobanê Davası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’na (SES) yönelik açılan davalarda yer alan gizli tanık “ULAŞ” ve Kerem Gökalp’in beyanlarına bu dosyada da yer verildi. “Tanıkların” tüm kadınlar için benzer ifadeler kullanmaları dikkat çekerken, söz konusu beyanları “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt üyeliği” suçlamasına gerekçe yapıldı.
TJA İLE İLGİLİ TEK CÜMLE KURMAYAN ‘TANIKLAR’
Çok sayıda farklı soruşturma dosyalardan tanıkların beyanlarına da yer verilen iddianamede, kimi tanıkların beyanlarında TJA’ya dair tek cümlenin yer alamamasına rağmen dosyaya eklenmesi dikkat çekti. Tanık sıfatıyla ifadesi alınan Sabri Erdoğan, Fırat Şişman, Merdan Rüştü Ovalığlu’nun beyanlarında da TJA’ya dair herhangi bir ifade yer almadı.
ÖRGÜT YÖNETİCİLİĞİNE DELİL: MÜLK SATIN ALMAK
MASAK raporlarına geniş yer verilen iddianamede, yapılan para transferleri suçlama konusu yapıldı. Mülk satın alan kadınlar için “nakit ve gayrimenkul edinimine kaynağı ne şekilde temin ettiğinin anlaşılamadığı” ifade edildi. Bu durum, kadınların “örgüt yöneticisi” olduğuna gerekçe olarak gösterildi.
BANKACILIK İŞLEMİNİN OLMAMASI DA SUÇ!
Aile arasında yapılan para transferlerinin de yer verildiği iddianamede, kadınların aile üyelerinin hepsiyle para alışverişinde bulunmaması dahi “şüpheli” bir durum olarak gösterildi. Tutuklanan Bedia Akkaya’nın “örgütsel adli kaydı” bulunduğu belirtilen kardeşiyle bankacılılık işleminin bulunduğu ancak diğer aile fertleriyle bankacılık işlemine rastlanmadığı kaydedildi. Söz konusu durum, Akkaya’nın “örgütün kadın yapılanması adı altında faaliyet yürüten şahıs” suçlamasına delil olarak sunuldu.
Adli kontrol kararıyla serbest bırakılan Hatice Yaman’ın da kardeşleriyle para alışverişi suçlama konusu yapıldı. Kardeşleri için “sözde değer ailesi” şeklinde söz edilen iddianamede, “Adli işlem kaydı olan ayrıca sözde ‘değer ailesi’ olan 2 kardeşi ile işlem açıklamaları olmayan bankacılık işlemleri gerçekleştirdiği” ifadelerine yer verildi. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Meral Şimşek’in eşi ve kardeşleriyle para transferinde bulunması suç sayıldı. Şimşek’in kimi bankacılık işlemlerini gerçekleştirdiği şahısların “terör yönünden adli kayıtları” olmadığı belirtildi ancak işlemler iddianameye “şüpheli” olarak yansıdı.
BANKA İŞLEMİ OLSA DA OLMASA DA SUÇ!
Para transferlerine ilişkin çelişkili değerlendirmelerin yer aldığı iddianamede, bankacılık işleminin bulunmaması da şüpheli bulunarak suçlama konusu yapıldı. İddianamenin “genel değerlendirme” kısmında hem “…hesap hareketlerinde adli yargılamalar geçirmiş örgüt mensupları ile para transferlerinin olduğu bu para transferlerinin örgütsel faaliyetlerini devam ettirilebilmesi adına yapıldığının anlaşıldığı” hem de “MASAK verilerinde banka hareketlerinde yok denecek kadar az veya hiç para hareketinin bulunmadığı” ifadeleri yer aldı.
FİRMALARA BİLE ‘DEĞER AİLESİ’ DENİLDİ
İddianamede, çok fazla “değer ailesi olan şahıs ile bankacılık işlemleri gerçekleştirildiği” ifadesine yer verilerek, yapılan para transferleri suçlama konusu yapılırken, “değer ailesi” tespitinin nasıl yapıldığına dair herhangi bir bilgi yer almadı. Öyle ki firmalar için dahi “değer ailesi” tanımlaması yapıldı. İddianamede Yeliz Ayyıldız Kıyak hakkında, “Yönetici/ortakları terör yönünden adli işlem kaydı olan/sözde değer ailesi olan 3 farklı firma ile bankacılık işlemleri gerçekleştirdiği” suçlaması da dikkat çekti.
ŞÜPHELİ AÇIKLAMA: BAL, TULUM, BORÇ
Hatice Güngör’ün yaptığı kim para transferlerinin açıklamalarında, “bal, tulum, borç, diğer” gibi ifadelere yer vermesi “şüpheli” sayıldı. İddianamede, “Bal, tulum ve benzeri ürünlerin satımı ile ilgili işlem açıklamalı HAVALE/EFT gönderen şahısların sözde değer ailesi veya örgütten adli kaydı bulunan şahıslar olmasının dikkat çekici bir husus olduğu” ifadelerine yer verildi. Söz konusu bankacılık işlemi, “örgütün kadın yapılanması adına faaliyet yürüten şahıs” suçlamasına gerekçe gösterildi.
HDK KONGRESİNE KATILMAKLA SUÇLANDI
Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) 2017 yılının Aralık ayında Ankara’da gerçekleştirdiği kuruluna katılmakla suçlanan HDP eski Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Bedia Akkaya’nın baz kayıtlarına verilen iddianamede, “Diyarbakır ilinde yaşamasına rağmen 16 Aralık 2017 günü saat 16:54:40 ile 17 Aralık 2017 günü saat 18:57:12 arasında Ankara ilinde baz verdiği, baz ağırlığının Büklüm Sokak ve çevresi olduğu, açık kaynaktan yapılan araştırmalarda; 17 Aralık 2017 günü Ankara ilinde Büklüm Sokağın bir alt caddesi olan Bestekar Caddesinde bulunan Ankara Plaza Hotel’de HDK’nin 8. Genel Kurulunun gerçekleştirildiği şüpheli Bedia Akkaya’nın Ankara iline gelme amacının bu kurula katılmak için olduğu” denildi.
FETÖ İLE BAĞ KURUP PKK’Lİ YAPILDI
İddianamede, kişilerin farklı zamanlarda gözaltına alındıklarına ya da yargılandıkları davalarla ilgili yapılan haberlere de geniş yer verilerek, kadınların yaptıkları açıklamalar ve verdikleri röportajların yanı sıra sadece isminin geçtiği haberler de eklendi.
Hakkında iddianame hazırlanan kadınlardan Amine Demir Çoban’ın FETÖ ile irtibatlı olduğu iddia edilerek, PKK’ye üye olmakla suçlandı.
İddianamede, kadınlar hakkında daha önce açılan ve birçoğu beraat ile sonuçlanan davalarda yer alan iddialarla suçlandı.
KANDİL İÇİN DELİL: TELEFONUN KAPALI OLMASI
HTS kayıtlarına da geniş yer verilen iddianamede, kadınların kimi dönemlerde GSM hattının kapalı olması suçlama konusu yapıldı. GSM hattının sinyal vermemesi, “Kandil bölgesinde Zindan Konferansı’na katılım sağladığı” şeklinde yorumlandı.
KADINLAR 8 MART’TA KATILMAKLA SUÇLANDI
İddianamede, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için “25 Kasım Dünya Kadına Şiddet Günü” denildi. Kadınların 2014 yılının 25 Kasım’ında Riha’da bulunması, “örgütsel faaliyet” sayıldı. Benzer şekilde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Dersim’de gerçekleştirilen etkinliğe katılmaları da suça gerekçe gösterildi.
KOPYALA YAPIŞTIR TESPİTLER
Suçlamalara dayanak olarak HTS ve MASAK kaydının gösterildiği iddianamenin “Araştırma Tespit ve Değerlendirme Tutanağı” kısmında, tüm yargılanan kadınlar için “kopyala-yapıştır” şeklinde aynı ifadelere yer verildi.
22 KADIN HAKKINDA 935 YIL HAPİS İSTEMİ
TJA’lı 22 kadın hakkında, “örgüt üyeliği”, “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt propagandası” iddialarından ayrı ayrı 21 yıl 6 aydan, 42 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi.
İddianameyi değerlendiren Ankara 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi, yetkisizlik kararı vererek dosyayı Amed’e gönderdi.
MA / Zemo Ağgöz