WAN - İran’daki direnişin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “21’inci yüzyıl kadın yüzyılı olacak” tespitinden bağımsız ele alınmayacağını söyleyen kadınlar, direnişin Öcalan’ın felsefesiyle hayat bulduğunu belirtti.
İran’ın Tahran kentinde Kürt kadın Jîna Emînî’nin “ahlak” polislerince katledilmesinin ardından başlayan kadın öncülüğündeki direniş başta Rojhilat olmak üzere İran ve bir çok noktada yayılarak devam ediyor. İki ayını geride bırakan direnişe kadınlar öncülük ederken, İran halkları sokakları bir gün bile boş bırakmadı. İran’daki direnişi, diğer toplumsal hareketlerden ayıran özelliklerinden biri kadınların öncülük etmesi, sürekliliğinin olmasının yanı sıra “Jin Jiyan Azadî” sloganı etrafında doğal bir örgütlenmeye gidilmesi oldu.
“Jin Jiyan Azadî” sloganının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın felsefesinden doğduğuna dikkat çeken kadınlar , “İran’da hayat bulan Öcalan’ın paradigmasıdır” dedi.
ÖCALAN’IN PARADİGMASI
Jineoloji çalışmalarında yer alan kadın hakları savunucusu Neslihan Şedal, İran’da ve Rojhilat’ta gerçekleşmek üzere olan devrimin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “21’inci yüzyıl kadın yüzyılı olacak” tespitinden bağımsız ele alınmayacağını belirtti. Şedal, “Kadınlar hem Ortadoğu’da hem Kurdistan’da hem de dünyanın birçok yerinde, toplumsal hareketlere, toplumsal direnişlere öncülük ediyor. Kadınlar bütün saldırılara, katliamlara karşı direnmeye devam ediyor ve bu direniş sönümlenmiyor. Ataerkil sistem, iktidar kadın kırımı üzerinden kendini var ediyor ve kadınlara yaşam denilemeyecek bir şey dayatıyor. Kadınlar artık buna karşı seslerini yükseltiyor. Bu yaşamı, bu sistemi istemediklerini söylüyor ve itirazlarının da bundan kaynaklı olduğu ifade ediyorlar. Bu nedenle kadınlar ve halk direnişin başından beri sokakları bir gün bile terk etmiyor. Kadınların kendilerine dayatılan kalıpları yıktığını, cinsiyetçi bütün kodları deşifre ettiklerini görüyoruz” dedi.
İŞTAR’IN İSYANI
İran’da kadınların eylemlerini çeşitlendirerek sürdürdüğünü söyleyen Şedal, bir eylemde İranlı kadınların kentlerde bulunan havuzlara boya atarak kırmızıya boyadığını hatırlattı. Kadınların bu eyleminin Tanrıça İştar’ın eylemine benzediğini anlatan Şedal, “Bu eylem bize mitolojideki İştar’ın isyanını hatırlatıyor. İştar, kendisine tecavüz eden zihniyete karşı bütün akarsuları, bütün dereleri, bütün gölleri, denizleri kana bulayarak yaşamı durduruyor. İran’da da kadınların, direnişi örerken kendi tarihlerinden beslendiğini görüyoruz” benzetmesinde bulundu.
'ATAERKİL SİSTEMİN SONU'
Kadınların İran ve Rojhilat’ta köklü bir değişime neden olacağına dair öngörülerini ifade eden Şedal, “Dünyada küreselleşen ataerkil sistemin bu direnişten kurtulacağını düşünmüyoruz. Bu direniş; dünyanın, Ortadoğu’nun ve Kurdistan’ın diğer yerlerine de sıçrayacaktır. Daha önce Rojava devriminde biz ‘Jin jiyan azadî’ sloganını gördük. Şimdi aynısı Rojhilat’ta gerçekleşiyor. Bu artık kadın devriminin önünün ataerkil sistem tarafından alınamayacağını çok net gösteriyor. Her alanı ‘Jin jiyan azadi’ felsefiyle örgütlememiz gerekiyor, Rojhilat’ta, İran’da gerçekleşen kadın devrimini sürekli selamlayarak bu devrim etrafından örgütlemek gerekiyor” şeklinde konuştu.
ÖCALAN’IN FELSEFESİ HAYAT BULUYOR
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, “Bir halkın kadınları özgürleşmeden toplum özgürleşemez” tespitini hatırlatan Şedal, “Kadının özgür olmadığı bir toplumun özgür olamayacağı anlayışı herkes tarafından anlaşılmış ve mücadelesi veriliyor. Saçları göründüğü için kadınların katledildiği bir coğrafyada kadınlar örtülerini bir zafer bayrağı olarak kullanıyor. Kadınlar katledilmesine yol açan saçlarını keserek eylem yapıyor. Bunu kapitalizmle bir mücadele savaşı olarak da değerlendirmek gerekiyor” dedi.
İran’da kadınların biriken öfkesinin açığa çıktığını belirten Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Şükran Şen, “Burada devrimin kadınla olacağını görüyoruz, sürekli tıkatılan kadının öfkesi güçlü bir şekilde kendisini yansıtıyor. Burada söylenen ‘Jin jiyan azadî’ sloganı tüm kadınları kapsayan bir slogan. Oradaki devrim de kendini ‘jin jiyan azadî’ sloganında bütünleşerek ortaya koymaya çalışıyor” diye konuştu.
ÖCALAN’IN PARADİGMASI: HALKLAR İÇİN YAŞAM
Öcalan’ın demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasını hatırlatan TJA aktivisti Deniz Öztekin de, “Bu paradigma bütün halklar için yaşamdır. Bu paradigma, Rojava’da büyük bedellerle yaşam buldu bugün ise Rojhilat’ta ona benzer bir mücadele var. İran devrimine bakınca kadınların kararlı duruşunu görüyoruz. İran’da bir ilk yaşanıyor, kadınlar bunu ilmek ilmek örüyor ve geri adım atmıyor” dedi.
'KADINLAR BU SİSTEMİ KABUL ETMİYOR’
Kadınların artık mevcut ataerkil sistemi kabul etmediğini söyleyen Öztekin, “Kadınlar özgürlüklerini alanlarda bedeller ödeyerek almaya çalışıyorlar. Bunun karşısında ciddi bir yönelim var. İran’da 43 yıldır kadınlara bütün yaşam alanları kapatılmış, özgürlükleri yok edilmiştir. Kadınlar Jîna Emînî şahsında büyük bir öfkeye büründü. Kadınlar artık sistemi kabul etmeyerek kadın ittifakını oluşturdu. Kadınların özgürleşmesi demek toplumun özgürleşmesi demektir. Kadınlar mücadele ederek bu toplumsal yaşamı inşa edebilir. Kadın mücadelesi kendisiyle birlikte bütün yaşamı örüyor” ifadelerini kullandı.
MA / Berivan Kutlu