İrade gaspına direnen öğretmen: Verdiğimiz oyun arkasındayız

ÊLIH - Êlih'te kayyım protestosunda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan öğretmen Sibel Suna, "DEM Parti'ye oy verdik ve hala oyumun arkasındayız. Buradaki direnişle gurur duyuyorum" dedi. 
 
Mêrdîn, Êlih, Xelfetî ve Esenyurt belediyelerine kayyım atamalarına karşı başlatılan eylemler sürerken, Êlih'te kayyım atamasına karşı belediye önüne yürüyenlerden birisi de müzik öğretmeni Sibel Suna oldu. Suna, kayyımın atandığı ilk gün olan 4 Kasım'da belediye önüne yürüyenler arasında yer aldı. Suna, belediye önünde söylediği "Susuyorsanız dilsiz şeytansınız, madem kayyım atayacaktınız neden seçim yaptınız? Ben dışarıdan yaşlı annem ve babamı getirdim. Oy kullandılar, haksızlığı kabul etmiyoruz" sözleriyle dikkat çekti. Kentte gün boyu süren protestolarda yer alan Suna, gözaltına alındı. Suna, 2 günlük gözaltı sonrası serbest bırakıldı. Suna, serbest kaldıktan sonra yeniden protestolara katıldı. 
 
'SÖNÜK İLE AYNI SIRADA OKUDUK'
 
Gözaltında yaşadıklarını anlatan Suna, kayyıma karşı mücadelesini sürdüreceğini söyledi. 4 Kasım'da sabah sporu yaptığı sırada belediyenin ablukaya alındığını gördüğünü, önce anlam veremediğini anlatan Suna, sonrasında kayyım olduğunu anlayınca çok öfkelendiğini dile getirdi. Kentte 2018'den bu yana öğretmenlik yaptığını anlatan Suna, "Kayyımın zihniyetini kendim gördüm. Protestolarda ilk günden beri ben varım. Gülistan Sönük'ün lise arkadaşıyım. Aynı lise, aynı sırada okuduk. Ben öğretmen, o belediye başkanı oldu. 2018'den beri Amed, Konya, Ankara gibi yerlerde öğretmenlik yaptım. Müzik öğretmeniyim. Dêrsimliyim. Ben kesinlikle vicdani olarak o durumu kabul etmediğim için protestolardayım" ifadelerini kullandı. 
 
NEZERATHANEDE DARP 
 
İşkence ile gözaltına alındığını kaydeden Suna, "İki gün gözaltında kaldım. Burada ters kelepçeyle işkence gördüm. İki gün nezarethanede kaldım. Normalde nezarethane günü bir gündür, savcı bilinçli bir şekilde iki gün bıraktı. İşkenceler daha çoğalsın diye. Önce Kaçakçılık Şube nezarethanesine götürdüler. Sonrasında TEM'e götürdüler. Orda dört kadın olarak işkenceye maruz kaldık. Nezarethanede copla dördümüzü beraber dövdüler. Hücre dedikleri bir yerde yaptılar" diye konuştu. 
 
'SAVCI OLAYIN ÜSTÜNÜ KAPATMAK İSTEDİ'
 
Savcı karşısına çıktığında savcının olayın üstünü kapatma uğraşı içinde olduğunu kaydeden Suna, "Savcıya üçüncü gün çıktığımızda, savcı bizden rica etti. Özellikle öğretmen olduğum için 'Senin darp raporunu dosyaya eklemeyelim' dedi. 'Bunun üstüne merteben yükselsin, müdür ol' dedi. Ben de kesinlikle kabul etmedim, beni dışarıya bırakmak zorunda kaldı. Ama hâlâ bunun arkasındayım, çünkü benle beraber dört kadın da işkence gördü. Savcı bana 'Sen devletimizin öğretmenisin, senle teke tek konuşalım' dedi. 'O raporu yok edelim' dedi. Ben de bu iğrenç teklifi kabul etmedim" ifadelerini kullandı.
 
'SON NEFESİME KADAR DİRENECEĞİM'
 
Kayyıma karşı çıkmanın vicdani bir sorumluluk olduğunu dile getiren Suna, "Vicdani olarak kayyıma karşıyım. Kesinlikle kayyımı desteklemiyorum. İşkenceler hala nezarethanede var. İnsanları susturamazlar. Kadınlarımızın vücutlarında hala morluklar var. Şu an buradaki direnişle gurur duyuyorum. Son nefesime kadar mücadele edeceğim. Mutluyum, çünkü insanlar sesimizi duymuş" şeklinde konuştu. 
 
Kayyım gidene kadar mücadelesini sürdüreceğini dile getiren Suna, "Öğretmenlere dokunmayın, çünkü o çocukları biz yetiştiriyoruz. Polisin çocuğunu da biz yetiştiriyoruz, savcının çocuğunu da. Bizi yargılayan hakimin çocuklarını da biz yetiştiriyoruz. Annem yaşlı ve onu yaşlı haliyle zorluklara rağmen oyunu kullansın diye onu buraya getirdik. Sen kalkıp benim oyuma dokunamazsın. Biz DEM Parti'ye oy verdik ve hala oyumun arkasındayım. Hala verdiğim mücadelenin arkasındayım. Ben bunu savcıya da söyledim. İstersen ihraç et beni. Bir sürü öğretmen ihraç edilmiş. Ben de onlardan biri olayım, ama şerefli öğretmen olarak kalayım" diye kaydetti. 
 
MA / Fethi Balaman