DEM Parti Kandıra Cezaevi’ndeki ihlalleri paylaştı

img
ANKARA - Figen Yüksekdağ’ın da tutulduğu Kandıra 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ndeki ihlalleri paylaşan DEM Parti, ihlallere karşı çıkan tutsakların cezalandırılmak istendiğini söyledi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Basın Bürosu, HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Amed Milletvekilli Semra Güzel’in de aralarında bulunduğu Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan tutsaklara yönelik hak ihlallerini paylaştı. 
 
Son dönemde ihlallerin artığının yer aldığı bilgi notunda, şu ifadelere yer verildi: “Son 2 ayda tecrit ve idari gözlem kurulu uygulamalarından doğan baskı ve saldırılarda artış var. Ayda 3-4 kez arama adı altında odalara girilerek günlük yaşamsal ihtiyaç kapsamındaki eşyalara el konuluyor. Tamamı idarenin izniyle içeri alınan mont, battaniye ve temizlik malzemeleri gibi kritik ihtiyaçlara el konulmasının yanı sıra süreli yayınlar ve dergiler de keyfi biçimde toplanıyor.
 
ARAMA ADI ALTINNDA BASKIN
 
Kullanılan elişi malzemeleri de toplanarak soruşturma ve ceza konusu haline getiriliyor. Her aramada tutsakların zaten çok dar ve tecrit altındaki yaşam alanlarına müdahale edilerek yaşanmaz hale getiriliyor. Tutsaklar üst üste ve keyfi biçimde yapılan aramalarda, idareyle geliştirilen tüm diyaloglara ve şikayetlere rağmen, provokasyon zemini yaratıldığı ve her seferinde hücrelerin ve odaların dağıtılıp alt üst edildiği bilgisini paylaşıyor. Eşyalara el koyma uygulamasına, Hapishane İkinci Müdürü B.Y doğrudan katılıyor ve aramalar genel rutin işleyişin ötesinde bir özel operasyona dönüştürülüyor.
 
BÜYÜK SALDIRILARA ZEMİN HAZIRLANIYOR
 
Cezaevinde olağanüstü hiçbir sorun ve güvenlik ihtiyacı ortadan yokken bu operasyonlarla tahrik ve provokasyon tavrı sergileniyor. Kadın tutsaklar gardiyanların aramalara mutlaka herhangi bir eşyaya el koyma hedefiyle geldiği ve gerilim çıkarmayla görevlendirildikleri bilgisini paylaşıyor; cezaevinde daha büyük saldırılara zemin hazırlandığını aktarıyor.
 
TUTSAKLAR HÜCRELERE ATILIYOR
 
23 Ekim’de 3 kadın tutsak (Dilber Tanrıkulu, Gülşen Bahadır, Zozan Kutum) ağırlaştırılmış müebbet cezaları kesinleştiği gerekçesiyle tek kişilik hücrelere götürüldü. Ne var ki Garibe Gezer’in aynı bölümdeki hücrelerden birinde intihar etmesi hafızalarda hala taze ve üç kadının kapatıldığı hücreler de herhangi bir insanın yaşamasına uygun değil. Garibe Gezer’den sonra bir adli kadın mahpus da yaşamına son vermişti. Tekli hücrelerdeki intihar olaylarından sonra gelişen tepkiler ve kamuoyu sonucunda İl İnsan Hakları İzleme Kurulu bir inceleme yapmıştı. Kurul, hücrelerin ‘uzun süreli yaşamaya uygun olmadığı’ yönünde rapor açıklayarak, aslında beş metrekarelik yerlerin ‘özel süreli ceza hücresi’ kategorisinde olduğunu da işaret ediyordu.
 
ÖLÜM MEKANLARI
 
İnsani tepki ve çabaların etkisiyle kısa süre boş kalan bu hücreler, bir işkence ve ölüm mekanı olarak yeniden kadın siyasi tutsaklarla dolduruldu. Kadınlar tecrit içinde özel tecrit, ceza içinde özel ceza uygulamasına tabi tutuluyor. Üç kadın mahpusun hücrelere götürüldüğü 23 Ekim günü, temel yaşam hakkına sahip çıkmak ve doğabilecek trajik sonuçlara dikkat çekmek için durumu protesto eden tutsaklar hakkında ise ceza istemiyle soruşturma açıldı.
 
CEZA VERİLMEK İSTENİYOR
 
Aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in de bulunduğu 17 kadın cezalandırılmak isteniyor. Gerekçe ise ‘baskılar, hücreler bizi yıldıramaz’ sloganı atarak kapılara vurmak. İdare, görüşme ve diyalog taleplerine yanıt vermedi ve görüşme ısrarlarına ‘kurumda hiçbir müdür, idareci yok’ bildirimiyle dönüş yaptı. Bu tavır hücrelere gönderilen kadınların hayatının kasıtlı olarak riske atıldığını akıllara getiriyor.”