İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri: Hastanelerde çete düzenine son

img
İSTANBUL - “Yenidoğan Çetesi"nin sağlıkta özelleştirme politikalarının bir sonucu olduğuna dikkati çeken İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, "Hastanelerde çete düzenine son” çağrısı yaptı. 
 
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, “Yenidoğan Çetesi”ne ilişkin Kadıköy’de bulunan İskele Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu’nun da destek verdiği açıklamada, “Sağlıkta özelleştirme halkı öldürüyor. Özel hastaneler kamulaştırılsın” pankartı açıldı. Açıklamada, alanda bulunanlar tarafından, "İnsanca yaşamdan aşağısı kurtarmaz", "Sağlıkta ticaret ölüm demektir", "Hastanelerde çete düzenine son" ve "Halk için parasız sağlık" dövizleri taşındı. 
 
Açıklamayı gerçekleştiren Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu'ndan Nezahat Altınsoy, AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte dönemin tüm itirazlarına rağmen Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uygulamaya konulduğunu ve bunun sonucu olarak sağlık sisteminin bozulmaya yüz tuttuğunu belirtti. 
 
‘SAĞLIK TOPLUMSAL BİR OLGUDUR’
 
 “Sağlık toplumsal bir olgudur ve toplumun en geniş kesimlerinin sağlığını ve ihtiyaçlarını merkeze almalıdır” diyen Altınsoy,  “Bir sağlık sorunu varsa sadece bireyin durumuna indirgenemez, altında yatan toplumsal, siyasal, ekonomik, ekolojik, kültürel ve eril tahakkümden kaynaklanan nedenler vardır.  Bunları görmeden sağlık konusunda bir yol alınmayacağı açıktır.  Bu anlamda fiziksel, bedensel, sosyal iyilik hali eşitlik, özgürlük ve demokrasi ile ilgilidir.  Ancak yönetenler sadece sonuçlar ile ilgilenerek sağlıksızlık halinden kar etmeye heves eden bir sağlık sisteminde ısrar etmeye devam etti” dedi. 
 
'HASTALARIN BEDENLERİ İSTİSMAR EDİLDİ'
 
Sağlık alanındaki söz konusu politikalar sonucu koruyucu sağlık hizmetlerinin tamamen rafa kaldırıldığı ve özel sağlık kurumlarının büyütüldüğünü kaydeden Altınsoy, “Kamu kurumlarında yürütülen sağlık hizmetleri tek elde toplanırken SSK kurumları işçilerin paraları ile kurulmuş olmasına rağmen işçi sendikaları ve tüm toplum kesimleri bu sürecin dışında tutuldu. Bir taraftan ‘tüm sağlık kurumları tek çatı altında toplandı’ söylemi geliştirilirken diğer yandan özel sağlık kurumları teşvik edilerek, destekler sunuldu. Güvencesiz sağlık emek gücü bu hastanelerde derin sömürüye maruz kalırken, hastaların bedenleri kar adına sürekli istismar edilir hale getirildi" şeklinde konuştu.
 
YETKİLİLERE ÇAĞRI
 
"Yenidoğan Çetesi"nin de mevcut sağlık politikalarının bir sonucu olduğuna dikkati çeken Altınsoy, sürecin takipçisi olacaklarını belirterek, yetkililere şu çağrıda bulundu: 
 
* Yaşanan bu katliamı birkaç kişiye yıkarak birkaç hastane kapatarak örtemezsiniz. O hastanelerde çalışan suçsuz evine ekmek götüren emekçileri işsiz bırakamazsınız. Bu hastaneleri kamulaştıracak ya da işsiz kalacak suça bulaşmamış emekçileri Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde görevlendireceksiniz.
 
* Dönemin il sağlık müdürü olan Sağlık Bakanı dâhil denetimden sorumlu yerelden bakanlığa kadar tüm bürokratlar sorumluluğu gereği görevden el çektirilerek adli ve idari soruşturmaya dahil edeceksiniz.
 
* Kar ederken ses çıkarmayan hastane patronları ya da özel hastane şirketlerinin yöneticileri de aynı derecede sorumludur. Gözaltına alınan tek bir hastane sahibi ya da şirket yöneticisi yoktur. Bunları da soruşturmaya dahil edeceksiniz. 
 
* Kamu hastanelerinde ki istihdam açığını hızla giderip liyakatsiz yöneticilerinizi geri çekeceksiniz. Kamusal, nitelikli, erişilebilir, ücretsiz ve anadilinde sağlık sisteminin garantisini vereceksiniz.
 
* Özel hastaneleri ya kamulaştıracaksınız ya da SGK ile yapılan tüm anlaşmaları iptal edecek ve hiçbir özel sağlık kurumu ile SGK’nın bir daha anlaşma yapmasının önüne geçeceksiniz! Madem özel hastane istiyorsunuz bırakın özel kalsınlar. SGK’dan yani halkın vergilerinden beslemeyeceksiniz.
 
* Yönünüzü sermaye tekellerine değil halka, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine döneceksiniz!
 
* Sağlık ve sosyal hizmet alanında yaşanan vurgunları, hırsızlıkları ve olumsuzlukları açığa çıkaran üye ve yöneticilerimize soruşturma açmaktan sürgün etmekten vazgeçeceksiniz."