19 kişinin tutuklanmasına ‘istihbari’ iddia gerekçe yapıldı

img
İSTANBUL - İstanbul’da 19 kişinin tutuklanmasına “istihbari bilgi" iddiasının gerekçe yapıldığını söyleyen avukatlar, dosyada kısıtlılık olmasından kaynaklı yeterli düzeyde savunma yapamadıklarını söyledi. 
 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan bir soruşturma kapsamında 25 Ekim’de İstanbul’un birçok ilçesinde ev baskınları düzenlendi. Ev baskınlarında aralarında Koma Hevra solisti Gencay Morkoç’un da bulunduğu 40 kişi gözaltına alındı. Aynı soruşturma kapsamında Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi üyesi Avukat Bedirhan Sarsılmaz da duruşma sırasında gözaltına alındı. 28 Ekim’de mahkemeye çıkarılan 40 kişiden 19’u “örgüte üye olmak” iddiasıyla tutuklanırken, 21 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan soruşturmanın “istihbari” bilgi iddiası üzerine yapıldığı öğrenildi. 
 
Gencay Morkoç
 
Polis, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) düzenlediği bir pikniğin “örgüte üye katmak” ve “örgütsel faaliyet” çerçevesinde yapıldığını iddia etti. Tutuklanan Koma Hevra solisti Morkoç’a da pikniğe neden katıldığı soruldu. Polis, Morkoç’a ayrıca sanal medya paylaşımları ve telefon görüşmelerini sordu. Morkoç, savunmasında müzisyen olduğunu ve sanal medya paylaşımlarının da bu kapsamda yaptığını ifade etti. Morkoç, pikniğe dair iddiaları reddederek, pikniğin “sıradan” bir piknik olduğunu belirtti.
 
TUTUKLAMA AYM’YE AYKIRI
 
Morkoç’un avukatı ise, dosyada kısıtlama kararı olduğundan kaynaklı yeterli bir bilgiye sahip olmadıklarını belirterek, savunmalarını yeterli düzeyde yapamadıklarını vurguladı. Morkoç’un müzisyen olduğunu ve çeşitli etkinliklerde şarkılar söylediğini ifade eden avukat, pikniğe katılımla ilgili “örgütsel faaliyet” çerçevesindeki iddiaya dair somut bir delilin olmadığını belirtti. Avukat, telefon görüşmelerinin, sanal medya paylaşımlarının tutuklamaya gerekçe yapılamayacağını ifade ederek, buna dair Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararları olduğunu vurguladı.
 
Bedirhan Sarsılmaz
 
AVUKATIN MESLEKTAŞIYLA KONUŞMASI ‘SUÇ’ SAYILDI
 
ÖHD üyesi Avukat Bedirhan Sarsılmaz’a ise telefon görüşmeleri, sanal medya paylaşımları soruldu. Sarsılmaz savunmasında, duruşma esnasında avukatlık mesleğini icra ederken, gözaltına alındığını hatırlattı. Sarsılmaz, ifadesinde soruşturmayı yürüten savcının adliyede kendisini çağırıp ifadesinin alabileceğini belirterek, “Savcılık ifademi alınmadan tutuklanmaya sevk edildim. Telefon görüşmelerim tamamen avukatlık mesleğime dairdir. Konuşmalarımda hukuksuz bir şey yok. Konuştuğum V.B. benim meslektaşımdır. Onunla ortak dosyalar almaktayız. Soruşturma aşamasındaki telefon kayıtları mesleki faaliyetlerimize ilişkindir. Sosyal medya paylaşımları ise benim ‘örgüt üyesi’ olduğuma ilişkin olarak değerlendirilemez” savunmasında bulundu. 
 
‘CÜBBESİ ÜZERİNDEYKEN GÖZALTINA ALINDI’
 
Sarsılmaz’ın avukatı Nagihan Avçil, müvekkilinin “adliyede görev yaparken, cübbesi üzerindeyken” gözaltına alındığını ve mesleki faaliyetlerinin “suç” sayıldığını anımsattı. Avçil, müvekkili hakkında sadece tek bir istihbarı notun olduğunu belirterek, istihbarı bilginin tek başına yeterli bir delil olmadığını vurguladı. Müvekkilinin mesleki faaliyetler gerekçesiyle gözaltına alındığını ifade eden Avçil, “örgüt üyeliği” iddiasını kabul etmediklerini belirterek, “Yargıtay içtihatlarında örgüt üyeliğine dair kıstaslar bellidir. Müvekkilim bu kıstasların hiçbirini karşılamamaktadır. Sabit ikametgah sahibi, kaçma şüphesi yoktur. Bu yüzden serbest bırakılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
PİKNİK VE HALI SAHA MAÇI SORULDU
 
Yine gözaltına alınanlara, katıldıkları eylemler, pankart asmaları, attıkları sloganlar, yaptıkları telefon görüşmeleri, halı saha maçları, katıldıkları piknik ve ev baskınlarında bulunan Demokratik Modernite dergisi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kitapları hakkında sorular soruldu. Tutuklananlar, yaptıkları eylemlerin “örgüt üyeliği” iddiasını oluşturmadığını ve yasal olduğunu belirtti. Tutuklananlar, halı sahada maç yapmak, pikniğe gitmek ya da herhangi bir eyleme katılmanın her insanın temel hakkı olduğunu belirterek, suç olmadığını belirtti. 
 
MA / Ömer İbrahimoğlu