Xerîb Hiso: Serêkaniyê ve Girê Spî işgali komplonun devamıydı

RIHA - Serêkaniyê ve Girê Spî’nin 5 yıl önce işgal edilmesini Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komplonun devamı olarak niteleyen PYD Eşbaşkanı Xerîb Hiso, “İşgale son vermek, uluslararası komploya son vermek demektir” dedi. 

Türkiye ve desteklediği paramiliter grupların, Kuzey ve Doğu Suriye'nin Serêkaniyê ve Girê Spî kentlerine 9 Ekim 2019 tarihinde başlattığı saldırıların üzerinden 5 yıl geçti. Yasaklı silahlar başta olmak üzere havadan ve karadan her türlü silah kullanılarak,  gerçekleştirilen saldırı sonucunda 2 kent işgal edildi ve Türkiye ile bağlı paramiliter grupların denetimine geçti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, ABD'nin başını çektiği küresel güçlerin ortaklığıyla 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye'den çıkarılmasının yıl dönümü olan 9 Ekim’de başlatılan, uluslararası güçlerin de destek verdiği saldırılar sonrası her iki kent de insanlık dışı uygulamaların merkezi haline geldi. Aradan geçen 5 yılda insan kaçırma, katletme, gasp, taciz ve tecavüz gibi suçlarda büyük bir artış yaşandı. 
 
Cizre Bölgesi İnsan Hakları Örgütü’nün verilerine göre; Serêkaniyê ve Girê Spî’ye dönük saldırılarda 429 yurttaş katledildi. On binlerce kişi ya tutuklandı, ya da kaçırıldı. Ayrıca her iki kentin demografisi de ciddi oranda değiştirildi. Göç etmek zorunda kalan 300 binden fazla insanın yerine paramiliter güçlerin aileleri yerleştirildi. Sadece Serêkaniyê’de yüzde 90 oranında demografik yapıda değişim yaşandı. 
 
Reqa'nın kuzeyindeki Til Semin beldesinde 22 Kasım 2019'da kurulan Girê Spî Kampı’nda da 6 bin 31 bin göçmen yaşıyor. 14 bin 714 Serêkaniyêli göçmen ise, 2019’da kurulan Waşûkanî Kampı’nda kalıyor. Göçmen sayısının artmasından dolayı Hesekê kentinde bir kamp daha açan Özerk Yönetim, kampa 14 bin 73 kişi yerleştirdi. İki kentte de Özerk Yönetimin kurumlarında çalıştıkları gerekçesiyle 78 sivil kaçırılırken, okullarda Türkçe müfredat ve TL kullanımı dayatılıyor.
 
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Xerîb Hiso, saldırıların yıl dönümünde Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘SALDIRILAR KOMPLONUN DEVAMI’
 
Saldırıların başlatılması için seçilen 9 Ekim tarihinin tesadüf olmadığını belirten Xerîb Hiso, saldırıların 9 Ekim uluslararası komplonun devamı olduğunu kaydetti. Komploda yer alan hegemon güçlerin saldırılara onay verdiğini dile getiren Xerîb Hiso, “Türkiye’nin amacı Kürtleri kırıma uğratmak. Kürtlerin iradesini ve kazanımlarını tanımıyorlar. Serêkaniyê ve Girê Spî’de yapılan saldırılar Efrîn’de yapılan saldırıların devamıydı. Halkların devrimini bastırmaya dönük saldırılar yapıldı. İki kent işgal edildiğinden bu yana insan hakları ayaklar altına alınmış durumda. İki kentte yaşayan halklar topraklarından çıkarıldı. Binlerce insan 5 yıldır kamplarda zorunlu mevsimsel koşullarda kalmak zorunda bırakıldı” dedi.  
 
İŞGAL SONRASI NELER DEĞİŞTİ?
 
İşgal saldırılarından önce iki kentte de halkların, Demokratik Ulus çerçevesinde bir arada yaşadığını hatırlatan Xerîb Hiso, “Demokratik ve halkların kardeşliğini esas alan bir sistemdi. Özgür Eş Yaşam esas alınıyordu. Öz savunma güçleri vardı. Ahlaki ve insani değerler öncelikliydi. Kısa bir sürede kadınlar yaşamın her yerinde rol almaya başladı. Meclisler ile halk kendi kendini yönetiyordu. Demokratik bir yönetim öne çıktı ve kadınlar toplumda önemli bir konuma yükseldi. Türk devleti bu demokrasi örneğinden korktu. Birçok kez işgal girişimleri oldu ama başaramadılar. Türkiye uluslararası güçlerle ahlaki değerlere aykırı bir şekilde anlaşarak işgal etti. Halklar arasında bir barış olmaması için, halkların birbirine düşman olması için işgaller yapıldı. Amaçları halkları sürekli bir savaş içinde tutmak. Dünya buna sessiz kaldı ve gözünü kapattı. Kimyasal saldırılar oldu ama kimse görmek istemedi. Efrîn’de yaşananlar Serêkaniyê ve Girê Spî’de yaşandı. Türkiye’nin bölgede yürüttüğü siyaset; ‘Birbirine düşür, kendi kendileriyle çatışsınlar.’ Bunu halklar arasında yaptığı gibi çeteler arasında da yapıyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘FATURA TÜRKİYE HALKLARINA KESİLİYOR’
 
Türkiye’nin saldırılara “güvenli alanı” gerekçe yaptığını belirten Xerîb Hiso, “Türkiye sınırında kimseyi istemiyor ama Türkiye sınırlarımıza birçok çete yerleştirmiş. Kendine bu hakkı reva görüyor. Halklar arasında bir güvenlik sorunu yok. Tek sorun faşist AKP-MHP zihniyeti. Türkiye bölgede hırsızlık yapan çeteleri destekliyor. Bu en büyük güvenlik sorunudur. Türkiye’nin bölgede barışa dönük tek bir politikası yok. Türkiye Ortadoğu’da ölçüsünü kaybetti. Komplocu uluslararası devletlerin bunu görmesi lazımdır. Türkiye halkları bunu iyi okumalıdır. Çözümsüzlükte ısrarın faturası Türkiye halklarına kesiliyor. Sadece Kürtler bunun ceremesini çekmiyor. AKP-MHP sadece Kürtlerin değil halkların düşmanıdır. Türkiye bu politikasında ısrar etmeseydi bölge açısından önemli bir aktör olurdu. Erdoğan dış siyasette Türkiye’yi bir uçuruma sürüklüyor. Ağzı kanlı kurt misali herkesi tehdit ediyor. Bugüne kadar denemedikleri bir yöntem kalmadı ama bir sonuç almadılar” diye belirtti. 
 
‘ÇETE İTHALATI YAPILIYOR’
 
Halkların her türlü saldırıya karşı direnmeye devam ettiğinin altını çizen Xerîb Hiso, Serêkaniyê ve Girê Spî'den göç etmek zorunda bırakılan halkların kamplarda kalarak mücadele etmeye devam ettiğini kaydetti. Serêkaniyê ve Girê Spî halklarının topraklarına dönene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Xerîb Hiso, “Dünyanın bütün çetelerini bu işgal bölgesinde topladılar. Hiçbiri o bölgelerde yaşayan halklar değil. Orada bir gelecekleri de yok. İki kent çetelerin eğitildiği bir kampa döndürüldü. Dünyanın her yerinden bu iki kent ve Efrîn’den çete ihraç ediliyor” diye konuştu.
 
‘İNKAR POLİTİKALARI ÇÖKTÜ’
 
Söz konusu bölgelerde birçok paramiliter gücün yer aldığını belirten Xerîb Hiso, Sultan Murad güçlerinin paramiliter güçlerden sorumlu olduğunu anımsattı. Sultan Murad güçlerinin Türkmenlerden oluştuğu bilgisini veren Xerîb Hiso, “Hepsi Türkiye istihbaratı olan MİT’inin bünyesindedir. Bütün kirli işler bu gruba yaptırılıyor. İki kentte de Kürtçe yasaklandı. Êzidîlerin kendi bayramlarını kutlaması yasak. Her yer de tek bir dil var; o da Türkçe. Türkçe dışında diller yasak. Herkes Türk parasını kullanmak zorundadır. Her yerde Türk Bayrağı asılması zorunludur. İki kent gayri resmi olarak Türkiye’ye bağlanmış durumda. Çeteler kendi aralarında bir değil, ancak Türkiye onları kendi çıkarları doğrultusunda bir arada tutuyor. Her gün bu çeteler Özerk Yönetime ait yerleri bombalıyor ve insansızlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. AKP’nin 22 yıldır sürdürdüğü inkar politikaları çöktü. Sonuç almasının bir imkanı yok. Kaosu başka topraklarda sürdürüyorlar ama bu kaosu daha fazla kendi evlerinden uzakta tutamazlar. Eninde sonunda bu yarattıkları kaos evlerine de taşınacak. Bu da Erdoğan’ın sonunu getirecek” ifadelerini kullandı. 
 
KOMPLO VURGUSU
 
“Serêkaniyê ve Girê Spî’nin yeniden özgürleştirilmesi için elimizden gelenin fazlasını yapacağız” diyen  Xerîb Hiso, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bizim için tarihsel bir zorunluluk. Bunun için büyük bir mücadele veriliyor. Uluslararası güçlerin sessizliği böyle devam etmeyecek. İşgal yerlerinde yaşananlar kabul edilemez. Kürtler öncülüğünde dünyanın başına bela olan DAİŞ yenilgiye uğratıldı. Şimdi dünyanın borcunu ödeme zamanı. Serêkaniyê ve Girê Spî’yi özgürleştirecek olan halkların iradesi olacak. Artık bu iki kentin özgürleşmesinin zamanı geldi. Çetelerin artık Suriye’den çıkarılmasının zamanı geldi. İşgale son vermek uluslararası komploya son vermek demektir. Önder Apo nasıl ki 25 yıldır zindanda direniyorsa bizde direneceğiz.” 
 
MA / Emrullah Acar