Doktor Polat: ‘M çiçeği’ virüsüne karşı önlem alınmalı

İSTANBUL - “M çiçeği” virüsünün bulaş yollarının oldukça çeşitli olduğunu ve özellikle toplu taşıma gibi ortamlarda maske kullanılması önerisinde bulunan doktor Cegerğun Polat, Türkiye’nin bu hastalığa karşı alması gereken önlemleri sıraladı. 
 
Dünya genelinde “maymun çiçeği” olarak bilinen “Mpox” virüsünün hızla yayılımı tedirginlik yaratıyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yılın başından itibaren 16 bin 700 vaka tespit edilerek, 570’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Hastalığın son olarak Tayland, Filipinler ve İsveç’te görülmesinin ardından Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 15 Ağustos’ta Afrika'da yayılmaya devam eden virüs nedeniyle "küresel acil durum" ilan etti. Türkiye’de ise Sakarya’da, Senegal uyruklu bir kişide virüs şüphesiyle karantinaya alındığı iddiaları Sağlık Bakanlığı tarafından yalanlandı.
 
İstanbul Tabip Odası (İTO) İnsan Hakları Komisyonu üyesi doktor Cegerğun Polat, virüsün kaynağı, hangi yollarla bulaştığı ve alınması gereken önlemlere dair konuştu.
 
Cegerğun Polat
 
VİRÜS KEMİRGENLERDEN BULAŞIYOR
 
1958 yılında maymun kolonilerinde yapılan bir araştırmada bir maymunda bulunması nedeniyle virüsün “Maymun Çiçeği” olarak adlandırıldığını belirten Polat, virüsün hayvan kaynaklı (zoonotik) olduğunu dile getirdi. Virüsün kemirgen hayvanların ısırmasıyla insanlara bulaştığını aktaran Polat, bulaşma nedeninin insanların yemek alışkanlıklarıyla ilgili olmadığının altını çizdi.
 
TÜRKİYE’DE 12 VAKKA BİLDİRİLDİ
 
Hatalığın 2022 yılından bu yana dünya gündeminde olduğunu ancak son dönemde yayılması nedeniyle acil sağlık durumunun ilan edildiğini ifade eden Polat, bu dönemde Türkiye’de 12 vakanın bildirildiğini kaydetti. Bu vakaların DSÖ kayıtlarına da geçtiği bilgisini veren Polat, “O dönemki varyant çok yayılma eğilimi içine girmedi ve olay sönümlendi” dedi. 
 
 
VİRÜS NEDEN TEKRAR YAYILDI?
 
Virüsün neden yeniden gündeme geldiğine dair ise Polat, şunları söyledi: “O dönem ‘Mpox klad 12’ sorumluydu şimdi ‘klad 1A’ varyantının, enfeksiyondan sorumlu olarak yeni bir salgın ve süreç yaşadığını öğrenmiş olduk. DSÖ zaten bu tür salgınları izler. Bunun yayılma yollarıyla ilgili tespitler yapar. Bunun başka ülkelerde ve kıtalarda yayılmaya başlaması ve özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde bildirilen vakalardaki ölüm oranlarını yüzde 10’u aşmasıyla da bir halk sağlığı acil durum ilanı yaptı ve yeniden gündemimize girmiş oldu.” 
 
VİRÜSÜN BELİRTİLERİ
 
Belirtilerin yüksek ateşle, herhangi bir gribal enfeksiyon gibi başladığını söyleyen Polat, vücutta 2 ila 9 gün süreyle kuluçka dönemi olduğunu ancak bu sürenin 21 güne kadar da uzayabileceğine dikkati çekti. Polat, “Baş ağrısı, halsizlik, bulantı, kusma gibi semptomlarla ortaya çıkıyor. Bu herhangi ateşli enfeksiyonlarda da görülecek şeyler. Gribal enfeksiyonlarda da görülebilecek şeyler. O nedenle aslında hastalık ortaya çıkmadan önceki gün ya da hastalığın çıkmasıyla beraber bunun bir Mpox virüsü hastalığı olduğunu bilemiyorsunuz. Bu bilinmezlik aslında yayılım için de bir zemin oluşturmuş oluyor. O nedenle birtakım önlemlerin genel olarak alınması gerekiyor. Daha sonra ateşli bir hastalık, ateş yüksekliği, genel durum bozukluğu ilerleyen günlerde de bu makülopapüler dediğimiz döküntüler görülüyor. O döküntülerin içinde de sıvılar oluyor. Aslında onlar virüs yüklü sıvılar o nedenle o sivilcemsi döküntülerle bulaşması için yeterli olabiliyor” diye belirtti. 
 
NASIL BULAŞIYOR?
 
Virüsün, Koronavirüs (Covid) gibi bulaşıcı ve viral enfeksiyon olduğuna dikkati çeken Polat, hastalığın solunum yolu başta olmak üzere bulaş yolunun oldukça çeşitli olduğunu dile getirdi. Hastalığın ortak kullanılan kıyafetler ve havlu gibi eşyalar ile hijyen kurallarına dikkat edilmeyen tuvalet ortamları, cinsel ilişki, yakın temaslı solunum yolu (damlacık), öpüşme, fiziksel temas gibi yollarla bulaştığı bilgisini verdi. 
 
Polat, “Karşılaştırırsak Kovid’i daha çok solunum yoluyla bulaşan bir enfeksiyon olarak tanımlıyorduk. M çiçeğinin ise daha çeşitli bulaş yolları var. Ancak tabi ki bulaşmayla ilgili temas süresi oradaki virülans meselesi Kovid’e göre daha düşük. Ancak bu kadar çeşitli yollarla bulaşıyor olması DSÖ’nün bu konudaki tedirginliğini arttırmış durumda. O nedenle acil sağlık ilanı gereksinimi duyuldu” dedi.
 
ÇİÇEK AŞISI KORUYOR
 
1980’li yıllardan önce doğmuş olanların çiçek aşısı olduğunu ve bunun da koruyuculuğunun yüzde 85’lerde olduğunu aktaran Polat, “Aslında M çiçeğinin aşısı var. Bu yönüyle Kovid’den daha avantajlıyız. 2019’da Amerika tarafından geliştirilmiş bir aşı var bununla ilgili. Bir ay arayla iki doz yapılarak korunabiliyorsunuz. Aşının koruyuculuğu yüksek, yüzde 90’nın üzerinde” ifadelerini kullandı.
 
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
 
Türkiye’nin bu hastalığa karşı önlem alması gerektiğine işaret eden Polat, alınması gereken tedbirlere dair şu önerilerde bulundu: “Türk Hava Yolları’nın (THY) 50 Afrika ülkesine uçuşları var. Sonuçta oradan buraya insanlar geliyor, insanlar gidiyor. Bir kere toplu ulaşım olan hava yoluyla ilgili ciddi önlemler almak gerekir. Sıkışık havasız ortamlar, toplu ulaşım araçları içinde maske önlemlerini dikkate almak lazım ya da havalandırma önlemlerini dikkate almak gerekir. Bunu Kovid içinde söyleyebiliriz. Kovid Ağustos piki dediğimiz bir pik yaşıyor ve Kovid de yaygınlaştı bu yaz döneminde. Aslında havasız olan toplu ulaşım araçlarında ya da toplu bulunulan kapalı ortamlarda maske kullanımıyla ilgili dikkatli olmak gerekiyor. Bunu kişisel olarak da tavsiye edebilirim. Kovid döneminde alınan sert önlemler kadar değil ancak alınacak önlemlerle bu hastalığın bulaşıcılığı kontrol altına alınabilir.”