Binlerce aday ÖSYM sistemine giremiyor

img
ANKARA - Eğitim Sen, YKS yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından iktidarın eğitim politikalarını eleştirerek, “2024 yılında hala hata veren ve girilemeyen bir ÖSYM sistemiyle karşı karşıyayız
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) açıklanan yerleştirme sonuçlarına girilemeyen ÖSYM sistemine ilişkin yazılı açıklama yaptı.  
 
Binlerce adayın sisteme giremediği belirtilerek, “2024 yılında hala hata veren ve girilemeyen bir ÖSYM sistemiyle karşı karşıyayız” denilen açıklamada, ÖSYM 2024 YKS yerleştirme sonuçlarına göre 2 milyon 755 bin 301 adaydan 1 milyon 670 bin 205 adayın tercihte bulunduğu ve toplam 987 bin 388 aday tercihlerine yerleşerek kayıt yaptırmaya hak kazandığı ifade edildi. Söz konusu verilere göre devlet üniversitelerinde 7 bin 452, vakıf üniversitelerinde 16 bin 286 kontenjanın boş kaldığı kaydedildi. 
 
ÖĞRETMENLİK BÖLÜMLERİNDE AÇIK VAR
 
Açıklamada, “Boş kalan lisans programlarında bizler açısından en dikkat çekici olan fen bilgisi öğretmenliği ve ilköğretim matematik öğretmenliği bölümlerinde ciddi kontenjan açıklarının olmasıdır. Bu bölümlerin neden bu yıl tercih edilmediği MEB’in cevaplaması gereken önemli bir sorudur. İlköğretimde en temel branşlardan olan fen bilgisi ve matematik öğretmenliğinin bu yıl bu kadar gözden düşmesinin en önemli sebebi yapılan seçmeli ders değişiklikleri ile bu derslerin saatinin azaltılması ve adayların atanamayacağı bölümleri tercih etmemesidir” denildi. 
 
LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM VURGUSU
 
İktidarın, “sorgulamayan, düşünmeyen, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek” amacında olduğu ve eğitimin bilimsel niteliğini ortadan kaldırmaya çalıştığı belirtilen açıklamada, “Bu amaçla yapılan değişikliklerle fen, matematik gibi temel bilim derslerinin ders saatleri azaltılmış, din dersleri zorunlu seçmeli ders haline getirilmiş, seçmeli yabancı dil uygulaması kaldırılmıştı. ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ müfredat değişikliği ile de bilimsel eğitim adına ne varsa ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ gidilerek laik ve bilimsel eğitimin son kırıntıları da ortadan kaldırılmak istenmektedir” ifadelerine yer verildi. 
 
İktidarın öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırdığı kaydedilen açıklamada, Vakıf üniversitelerindeki boş kontenjanların yüzde 16,3’e ulaştığı belirtilerek bunun nedeninin şirketleştirilen üniversitelerdeki fahiş fiyatlar olduğunu vurgulandı. 
 
ADAYLARI BEKLEYEN ZORLU SÜREÇ 
 
Üniversiteye kayıt yaptıracak öğrenci adaylarını zorlu bir sürecin beklediği yazılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Üniversiteleri üniversite olmaktan çıkaran uygulamaların yanı sıra öğrencilerin barınma, ulaşım ve beslenme sorunları, yaşam maliyetlerinin yükselen enflasyon karşısında artması ve borçlanma zorunluluğu, geleceksizlik kaygısı gençlerimizin hayatlarını karatmakta, umutlarını yok etmektedir. İktidar, eğitimin ve öğrencilerin gerçek sorunlarına odaklanmalı, üniversite öğrencilerini ve gençleri borç, zam, katkı payı, öğrenim ücretleri, güvencesiz çalıştırma ve işsizlik kıskacı içinde öğrenim görmeye zorlayan bu koşulların değişmesi için politikalar üretmelidir. Yükseköğretim öğrencilerinin nitelikli bir eğitim görmeleri, üniversitelerde insan onuruna yaraşır, demokratik ve kendilerini güvende hissettiği bir ortamın oluşturulması bir an önce sağlanmalıdır.”