ÖHD ve DEM Parti, kayyım kararının iptali için başvuru yaptı

img
WAN - ÖHD ve DEM Parti Hukuk Komisyonu, Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanması kararının iptali için Van İdare Mahkemesi’ne başvurdu. 
 
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın yerine kayyım atanması işleminin iptali için Van İdare Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Başvuru sonrası adliye önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), DEM Parti Wan il eşbaşkanları, ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Özçelik Bingöl, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, Wan ve Colemêrg Baro başkanları ile çok sayıda kişi katıldı 
 
‘ÇOK YÖNLÜ BİR HUKUK MÜCADELESİ GELİŞTİRİYORUZ’
 
ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, Kürt halkının iradesinin kayyım atanmasıyla gasp edildiğini ifade ederek, kayyım uygulamasının ne hukuk kurallarında ne de toplumsal sözleşmelerde yerinin olmadığını söyledi. Yeter, “Hem hukuki hem idari dava açtık. Açtığımız davada verilen kararın hem Avrupa yerel yönetimler şartlarında hem Türkiye anayasasına hem de Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmeler ve yerelden yönetimler ilkesine aykırı olduğunu belirttik. Toplumsal sözleşme bakımından da kayyım uygulaması Türkiye’de başta Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm halklar için sömürü, inkar, talandan başka bir şey değildir. Bu uygulama ekoloji kırımdan, kadın kurumların kapatılmasından, yüzlerce işçinin görevden alınmasından ve halka hizmet götürülmemeden başka bir şey ifade etmemektedir. Bu neden halk nezdinde bir karşılığı ve meşruluğu bulunmamaktadır” dedi. 
 
‘BÜYÜK BİR HUKUKSUZ SÜRECİNE TANIKLIK EDİYORUZ’
 
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Özçelik Bingöl, irade gaspına yönelik bu tutumu kabul etmediklerine ve sonuna kadar sürecin hem hukuki hem siyasi hem de toplumsal olarak takipçisi olacaklarını söyledi.  Özbingöl, “Halkın yaşamış olduğu irade gaspına dair ilk örnek değil. 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) başlayan ve seçilmiş 102 belediyenin 95 tanesine atanmış olan kayyumlarla başlayan olağanüstü hal ve hukuksuz uygulamalarla halkın iradesinin gasp edildiği süreçlere de tanıklık ettik. Ancak bu süreçlere tahammül ve kabul etmediğimizi halkın tutumuyla da herkes görmüş oldu. Halen belediye eşbaşkanımıza yapılmış resmi bir tebligat mevcut değil. Bir halkın iradesinin hem yerel yönetim mevzuatı hem anayasa hem de ilgili tüm yasal hükümlerin ihlaliyle neticelenen bir hukuksuzluk sürecine tanıklık ediyoruz ve bunu kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘İNANCIMI KORUMAK İSTİYORUM’
 
Colemêrg Baro Başkanı Ergün Canan, “Akış’ın yerine hem soruşturma dosyası hem de kovuşturma dosyası gerekçelendirerek ve gerekçe gösterilerek, kayyım atandı. Bu hukuksuz ve haksız kararı kabul etmek mümkün değildir. Kayyım rejimi yıllardır Türkiye’de uygulamaktadır. Sıddık Ataş’ın yerine kayyım atanması gibi bundan sonra sürebilecek ya da benzer olayların yaşanması durumunda Türkiye demokrasisi kaybedecektir. Bu antidemokratik ve anti hukuk kararının kaldırılması için buradayız.  Bu davanın hakimler ve savcılarca iyi değerlendirmesine olan inancımı korumak istiyorum” diye belirtti.
 
‘KAYYIMLA ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ KARARTILIYOR’
 
Wan Baro Başkanı Sinan Özaraz, Colemêrg halkının yanında olduklarını ve yapılan hukuksuzluğa karşı durduklarını belirterek, şunları kaydetti: “Yıllardır bu uygulamayla demokrasinin rafa kaldırıldığını, antidemokratik bir uygulama olduğunu ve hukukun ciddi anlamda ihlal ettiğini her defasında dile getirdik. Her seçimde Kürt halkı sandıkta iradesini yansıtarak kayyım uygulamasını istemediğini açıkça ortaya koydu. Ancak siyasal iktidar, halkın iradesinden ziyade kendi egolarını tatmin etmek ve siyasi emellerini oluşturmak için halkın iradesini yok saymıştır. Kayyımla çocuklarımızın geleceğinin karartıldığını, anayasanın ihlal edildiğini ve antidemokratik uygulamaların bu halka bir fayda getirmeyeceğini biliyoruz. Wan Borusu olarak bu hukuksuzluğa karşı halklarımızın iradesine sahip çıkacağız.”