Şehmus’a ağıt

MÊRDÎN - Mêrdîn’de çıkan yangında hayatını kaybedenlerin en genci olan 18 yaşındaki Şehmus Demir’in mezarı başında yükselen ağıtlar, tarifsiz acının dili oldu.
 
Amed’in Xana Axpar (Çınar) ilçesine bağlı Tobinî kırsal mahallesinde başlayan ve daha sonra Herberê ile Mêrdîn’nin Şemrex ilçesine bağlı Kelekê ve Dirîne kırsal mahallelerine sıçrayan 20 Haziran’daki yangında, 15 yurttaş yaşamını yitirdi. On binlerce hektar arazi küle dönerken, yüzlerce hayvan öldü. DEDAŞ’ın elektrik nakil hatlarından kaynaklanan yangından arda kalan büyük bir acı oldu. 
 
Tobinî mahallesinde başlayan yangında alevler arasında kalan iki çobanı kurtarmak için Kelekê mahallesinden yardıma gelenlerden 10 kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerin çoğunluğunu gençler oluştururken, aralarında en genç olanı ise 18 yaşındaki Şehmus Demir’di. 
 
ÇOBANLARIN YARDIMINA KOŞTU AMA GERİ DÖNEMEDİ
 
Yangın çıktığı ve iki çobanın yangında kaldığı haberi üzerine babasıyla birlikte traktöre binip yardıma giden Demir, bir daha geri dönemedi. Cenazesine ilk ulaşılan Demir, yaşamını yitirdiği gecenin şafağında gözyaşları içinde evinin 1 kilometre uzağındaki mezarlıkta defnedildi. 
 
MEZARLIKTAN YÜKSELEN AĞITLAR
 
Yangında yaşamını yitirenlerin defnedildiği mezarlıktan ağıtlar yükselirken, mezarlığın içine girdiğimizde yan yana sıralı 10 mezar ile karşılaşıyoruz. 18 yaşındaki Şeyhmus Demir’in mezarı başında iki kadın bir gencin ağıtları yükseliyor. 
 
Mezarın başında beyaz tülbendiyle gözyaşları içinde ağıt yakan 70’li yaşlardaki Demir’in babaannesi, yanında günlerdir ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş Demir’in annesi. 
 
Kulak kabarttığımız yaşlı kadın, “Minê tirba te vekira te derxista bibira Şêxmûsê mino/ Te malê min ağir pêxist û şewitand Şêmûsê mino/ Te piy û baskê min şikand Şêxmûsê mino/ Min te xwedi kir te serî li min bilind ne kir Şêxmûsê mino/ Keçê ne kurê weye kekê min û bavê mine” diyerek ağıt yakıyordu. Demir’in annesi ise, “Bavê wî bu gur pê ket got hadê hadê/ Berê wî da awe ser motorê û dani çolê navê kozê agir/ Pezê xwe da û hat malê / Ne got lawê min tû kuderê yî û tenêyî” diyerek, ağıta devam etti. 
 
Acının hakim olduğu mezarlıkta Şehmus Demir’in annesi Nezehat Demir’e “Şehmus kimdi? Nasıl biriydi?” diye sorduğumuzda annesi, Şehmus’u babaannesinin büyüttüğünü söyleyerek, sözü babaannesine bıraktı. 
 
ÇALIŞKAN VE FEDAKAR…
 
Demir’in babaannesi Saadet Demir, gözyaşları içinde Şehmus’un çok akıllı bir genç olduğunu söyledi. Şehmus’un babasıyla birlikte çobanları kurtarmak için yangına koştuğunu ifade eden babaanne Demir, torunu ile son görüşmesini şu sözlerle anlattı: “Şehmus bayramdan 2 önce evime geldi. Yanaklarımdan, ellerimden öptü. Benden süt istedi. Sütü ona verdim iki bardak içti. Ben de, ‘Bizim sütü bitirdin. Sizin sütünüz daha çoktur’ diyerek onunla şakalaştım. O da, ‘Ben inek sütü sevmiyorum’ dedi. ‘Gel biraz yanıma otur’ dedim. Biranda yine yanıma gelip sarıldı. ‘Oğlum ne oldu sana’ diye sordum o da yine gelip ellerimi öptü. Kızıma, ‘Ona para verin, parası yoktur’ dediğimde Şehmus, ‘Babamdan habersiz geldim’ deyip, koşup gitti. O gün son görüşmemiz oldu.” 
 
Demir’den geriye annesinin ve babaannesinin yaktığı ağıtlar kaldı. 
 
ŞEHMUS’A AĞIT 
 
“De lo lo Şexmûs lo lo Şexmûs 
Te dilê min heland cîgerê min avêt nava kozê
Ez nemînim nemînim heya sibê ez nemînim
Ez pepûka serê çiya me 
De rabe rabe mator li devê deriyê şoforê diya te tune ye
Wey liminê liminê”
 
MA / Ömer Akın - Ahmet Kanbal