Avukat Nikbaht: Özdemir'e verilen ceza keyfi

img
HABER MERKEZİ- HPG'li Hatem Özdemir'in avukatı Mohammad Saleh Nikbakht, müvekkilinin İran'la çatışma niyetinin olmadığını, DAİŞ'e karşı savaşmak için İran'ı güzergah olarak kullandığını belirterek, verilen idam cezasını keyfi olduğunu söyledi.
 
İran güçleri tarafından 2019 yılında düşürüldüğü pusudan yaralı kurtulduktan sonra tutuklanan HPG'li Hatem Özdemir, İran Devrim Mahkemesi tarafından "Devlete karşı silahlı isyan" iddiasıyla idam cezasına çarptırıldı. Onaylanan cezanın ne zaman uygulanacağı ise bilinmiyor. Hatem Özdemir'in avukatlarından Mohammed  Saleh Nikbakht, İran İnsan Hakları Derneğine (IHR NGO) konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Nikbakht, Özdemir'e avukatları olmadan idam cezasının verildiğini ve olay esnasında kullanılan tüm kurşunların Özdemir'in silahıyla uyuşmadığının kanıtlanmasına rağmen bu cezanın verilmesinin hukuksuz ve keyfi olduğunu vurguladı.
 
YEREL MAHKEME BOZMA KARARINA DİRENDİ
 
İHR’nin resmi sitesinde yer alan röportajda Nikbakht müvekkilinin Kürdistan İşçi Partisi üyesi olduğunu belirterek, Urmiye Merkez Cezaevi'nde tutulduğunu belirtti. Avukatlarına haber verilmeden ve müvekkili hazır bulunmadan Urmiye Devrim Mahkemesi 3'üncü Şubesi tarafından idam cezasına çarptırıldığını ifade eden Nikbakht, kararın Yüksek Mahkeme tarafından bozulduğunu ancak yerel mahkemenin bozma kararı sonrası yine aynı kararı verdiğini hatırlattı. 
 
Nikbakht, röportajda sürece ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Gerçek şu ki Hatem Özdemir daha önce de aynı suçtan, yani İslam Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyan ve Kürdistan İşçi Partisi üyeliğinden idama mahkum edilmişti. Davanın asıl avukatı olarak ben ve daha sonra bu davada bana katılan Urmiye'deki başka meslektaşlarım bu karara itiraz ettik ve Yüksek Mahkeme'nin 9'uncu Dairesi gerekçeli ve belgeli bir kararla Devrim Mahkemesi'nin kararını bozdu ve davayı eşit statüdeki bir mahkemeye havale etti. Davanın eşit konumdaki bir mahkemeye havale edilmesi, özünde kararın ihlal edildiği anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle, Yargıtay 9'uncu Dairesi Hatem Özdemir'in bağy (suçu işleyen kişi) olduğunu ya da yürütülen soruşturmayı kabul etmemiştir. Olay yerinin yeniden inşa edilmesine ve tanıkların yeniden sorgulanmasına karar verdi.
 
YANLIŞ KARARLAR NEDENİYLE UYARI ALMIŞTI
 
Davayı yeniden gören Urmiye Devrim Mahkemesi'nin 3'üncü Şubesi bunu yasal hükümlere uymadan yapmıştır çünkü olay yerinin yeniden keşfi, tanık sorgulamaları ve diğer işlemlerde savunma avukatı ve sanığın hazır bulunması gerekmektedir ve ikisi de hazır bulunmamıştır. Eylül 2023'ten önce 3'üncü Şube'ye başkanlık eden hakim bile soruşturmanın bu temelde yürütülmesini emretmişti. Ancak hakim ya tayin edildi ya da emekli oldu ve yerine Hatem'in davasının soruşturulması için Çaldıran Genel ve Devrim Savcılığına sevk edilmesini emreden Sayın Rıza Necefzade atandı. Hatem'in davası, daha önce eksik ve yanlış işlemler ve çok sayıda yasal sorun nedeniyle çeşitli kereler yasal uyarılar almış bir soruşturmacının elindedir.
 
HATEM BİLİNCİNİ KAYBETTİ, ATEŞ ETMEDİ
 
İki tanık dışında diğerleri daha önce davada ifade vermemiş yeni tanıklardı, dolayısıyla aynı kişiler olmadıkları için daha doğru ve düzgün bir soruşturma yürütmek mümkün değildi. Hatem'in tutuklandığı olay yerinde bulunan iki tanık, DMO güçlerinin Çaldıran bölgesindeki silahlı PKK üyelerine saldırdığı sırada birkaç havan topunun Hatem'in yakınında patladığını, bu nedenle Hatem'in mermi şoku geçirdiğini ve bayıldığını ifade etti. Tutuklandıktan sonra onu hastaneye götürmek zorunda kalmışlar.
 
Öte yandan, avukatlarının talebi üzerine Hoy Devrim Mahkemesi, Hatem'in üç yıl önce ateş ettiği iddia edilen silahın test edilmesine karar verdi ve Çaldıran'daki olay yerine bir silah uzmanı gönderildi. Bilirkişi, 10 kurşunu test ettiğini ve hiçbirinin Hatem'in silahıyla eşleşmediğini, Hatem'in o gün silahını kullanmadığını ifade etti.
 
İŞİD'E KARŞI İRAN'I GEÇİŞ OLARAK KULLANDILAR
 
Dahası, Hatem ve arkadaşları PKK gerillası olarak IŞİD'e karşı savaşmak üzere askeri eğitim almak için İran toprakları üzerinden Kandil dağlarına ulaşmaya çalışıyorlardı, İran silahlı kuvvetleriyle çatışmak gibi bir niyetleri yoktu. Silah uzmanının yanı sıra iki tanık da Hatem'i baygın halde gördüklerini ve silahını kullanmadığını ifade etmiştir. Ne yazık ki, yeni soruşturmada tanık olarak gösterilen 4-5 kişi olay yerinde bulunmadı ve yemin etmelerine rağmen anlattıklarında birçok tutarsızlık var. Ayrıca, ne sanık ne de avukatları olay yerinde hazır bulunmamıştır.
 
SAVCI HATEM'İN SUÇLANAMAYACAĞINI SÖYLEMİŞTİ
 
23 Nisan 2024 tarihinde Urmiye Devrim Mahkemesi, İran silahlı kuvvetleri ile PKK gerillaları arasındaki silahlı çatışma sırasında silahını ateşlediği gerekçesiyle Hatem'i idam cezasına çarptırdı ve bu karar kendisine ya da avukatlarına tebliğ edilmedi. Bu durum, İslam Ceza Kanunu'na (IPC) göre bağy suçunun sanığın silahını kullanmış olmasını gerektirmesine ve Hatem'in silahını kullanmamış olmasına rağmen gerçekleşmiştir. Ayrıca, ülkenin Başsavcısını temsil eden Yüksek Mahkeme Savcı Yardımcısı, Hatem'in neden bağy suçundan mahkum edilemeyeceğine dair üç neden belirtmişti:
 
“Birincisi, Hatem tutuklandığı andan itibaren örgütünün kendilerine İran güçleriyle çatışmayı yasakladığını beyan etmiştir. Herhangi bir çatışmadan kaçınmak için İran güçleriyle karşılaşmaları halinde ya teslim olmaları ya da atış menzilinin dışında kalmaları talimatı verilmiştir. İkinci olarak, Yüksek Mahkeme Savcı Yardımcısı Hatem'in silahını Devrim Muhafızları güçlerine karşı kullanmadığını teyit etmişti. Üçüncüsü, Çaldıran Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin kafa karıştırıcı olması ve Hatem'i hem bağy hem de moharebeh (Allah'a karşı düşmanlık) ile suçlaması. İddianamenin bu kısmı hakkında yorum yapmamayı tercih ediyorum.
 
DAVAYI YÜRÜTEN KİŞİ TARAFSIZ DEĞİL
 
Bana göre bu dava tarafsız bir şekilde ele alınmalıydı ve ne yazık ki dava tarafsız bir şekilde soruşturmayan bir kişinin elinde bulunuyor. Öte yandan Urmiye Devrim Mahkemesi'nin kararı iki sayfadan oluşuyor ve bir sayfası Hoy Devrim Mahkemesi kararından kopyalanmış. İkinci sayfada da sanığın son ana kadar çatışmaya devam ettiği belirtilirken, daha önce DMO raporunda ve soruşturmasında Hatem'in hiçbir şekilde silahını kullanmadığı belirtilmişti. Davanın Yargıtay'daki bir önceki daire gibi başka bir daireye havale edilmesi ve tarafsız bir şekilde tüm dosyanın sayfa sayfa okunması halinde böyle bir kararın kabul edilmeyeceğinden eminim. Özellikle de Yüksek Mahkeme savcılarının görüşü değişmeyeceği için çünkü davada hiçbir şey değişmedi ve savunmalarımız neredeyse aynı. Değişen tek şey yeni tanıkların ifadelerindeki çelişkiler.
 
 TÜRK DEVLETİ ADIM ATMADI
 
Türk hükümeti ya da İran'daki konsoloslukları bu davada herhangi bir adım atmadı ve daha önceki davalar ışığında, PKK üyeleri İran'da idamdan kaçsalar ya da cezalarını tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönseler bile, Türkiye'ye döndükten sonra yeniden tutuklanacak ve ağır cezalara çarptırılacaklar."