Müftüoğlu: Kaynaklar silaha değil, sağlığa aktarılmalı

img
İSTANBUL - Salgına karşı en çok ihtiyaç duyulan sağlığa değil, silahlanmaya bütçe ayrıldığını belirten Ekonomist Özgür Müftüoğlu, "Türkiye hem kendi içerisinde hem de komşularıyla toplumsal barışı sağlamalı. Böylelikle silahlanma için harcanan kaynaklar sağlığa aktarabilir” dedi.
 
Dünya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Mart’ta yayınladığı raporda koronavirüsün 2008-2009 yıllarında yaşanan finansal krizin ardından dünya ekonomisi açısından en büyük tehlikeyi oluşturduğu konusunda uyarı yaptı. 2020 yılının ilk yarısında dünya kalkınmasında yüzde 2.4 oranında keskin bir düşüş beklendiği görüşüne yer verilen raporda, virüsün mevcut beklentilerden daha ciddi olduğu ifadelerine yer verildi. 
 
Amerika merkezli finans şirketi MSCI ise, borsada işlem gören şirketlerin salgın süresince 6 trilyon dolarlık değer kaybederken, endekste 3 Nisana kadar bir hafta içinde yüzde 10'dan fazla bir düşüş kaydedildiğini açıkladı. ABD Merkez Bankası da ülke ekonomisi için resmi kısa vadeli borçlanma oranını 0.5 puan düşürerek yüzde 1 ile 1.25 aralığına indirdi. Bu oran finansal krizden bu yana bir günde yaşanan bu en büyük faiz indirimi. Bununla birlikte sosyal izolasyondan dolayı tüketimin azalması ve onlarca zincir mağazanın kapanması, borsada sert düşüşlere yol açtı. 
 
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise, koronavirüsü salgının küresel ekonomiye etkilerine dair dün paylaştığı "Kötüleşen Kriz ve Yıkıcı Etkileri" adlı raporunda, salgın nedeniyle 2020'nin ikinci çeyreğinde küresel olarak çalışma saatlerinin yüzde 6,7'sini ortadan kaldırmasının beklendiğini açıkladı. Bunun da 195 milyon kişinin tam zamanlı işini kaybetmesi anlamına geleceği vurgulandı. 
 
Ekonomist Özgür Müftüoğlu, giderek büyüyen salgının dünya ve Türkiye ekonomisine etkilerini MA’ya değerlendirdi.  
 
IMF’NİN YAPTIĞI AÇIKLAMA
 
Salgının yol açtığı kriz konusunda IMF’nin “Dünya ekonomisi İkinci Dünya Savaşı sonrası hiç görülmedik bir resesyona girdi” sözlerini hatırlatan Müftüoğlu, kapitalist ekonomide 1970’li yıllardan sonra borç ve tüketim üzerine yürüyen bir sistem olduğunu belirtti. Bir yandan ülkelerin bir yandan ise bireylerin borçlandırıldığını ifade eden Müftüoğlu, “Borçlandırmanın yanı sıra tüketime yönelik bir üretim var” dedi. 
 
SALGININ EKONOMİDEKİ ÜÇ ETKİSİ
 
Salgının ekonomi üzerinde üç etkisi olduğunu dile getiren Müftüoğlu, bunları şöyle açıkladı: “Birincisi; fiziksel mesafe kuralı üretimi engelliyor. Üretim sosyal alanda yapıldığı için eskisi gibi yürümüyor. İkincisi; insanlar evine çekildikleri için tüketimi olabildiğince azalttı. Öbür taraftan daha da önemlisi birçok işyeri kapandı, birçok çalışan işsiz, gelirsiz kaldı. Bu ekonomi için en büyük tehlike. Çünkü talep durdu. Burada talebi arttırmak için sosyal yardımlara gidiliyor.”
 
EN AZ BÜTÇEYİ TÜRKİYE AYIRDI
 
Türkiye’nin ise diğer G20 ülkelerine göre salgın ile mücadelede en az bütçeyi ayıran ülke olduğunun altını çizen Müftüoğlu, sağlık harcamalarının bunun çok küçük bir kısmını oluşturduğunu kaydetti. Müftüoğlu, salgın ile mücadele için açıklanan bütçenin büyük kısmının zora düşen şirketleri kurtarmak için ayırıldığını belirterek, “Bir miktar esnafın kamu borçlarının ötelenmesi için ayrılmış. Bir kısım da önce 100 bin kişiye verileceği söylenen daha sonra 2 milyona çıkarılan sosyal yardıma ayrılmış. Bunun dışında zaten işten çıkartılan kişilere yönelik, kısa çalışma ödeneği, işsizlik sigortası fonundan yani işçilerin kendi kaynaklarından kullanılacak. Bundan da çok sınırlı sayıda çalışan yararlanabilecek” ifadelerini kullandı.
 
TÜRKİYE DAHA DA ZORA GİRECEK
 
Salgın sonrası Türkiye’de şuana kadar 150 bin civarında işyerinin kapandığına dikkat çeken Müftüoğlu, küçük esnaf ve işten çıkarılan binlerce işçinin en temel ihtiyaçlarını karışlamaktan yoksun olduklarını söyledi. Devletin bu insanlar için çözüm üretmediğini belirten Müftüoğlu, devletin süreci bağış kampanyası ile yürütmeye çalıştığına işaret etti. Böylesine büyük bir ekonomik krizin bağışlar ile atlatılabilmesinin ise mümkün olmadığını ifade eden Müftüoğlu, “Türkiye’nin sadece 2020 yılında ödemesi gereken dış borcu 170 milyar dolar. Oysaki ülkenin temel kaynakları 95 milyar dolar. Yani büyük bir kaynak eksikliği var. Dolayısıyla bu süreç Türkiye ekonomisini daha da zora sokacak” diye belirtti. 
 
‘SİLAHLANMAYA HARCANAN PARA KESİLMELİ’
 
Kullanılmayan köprü ve otoyollar için ayırılan kaynakların kesilmesi gerektiğinin altını çizen Müftüoğlu, silahlanma harcamalarına da dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Yardımcısının 2019’da 111,4 milyar lira güvenlik harcaması yapıldığını açıkladığını hatırlatan Müftüoğlu, “Bu 2020 içinde artarak devam edecek. Buradaki harcamalar, sağlık ve eğitim harcamalarını önüne geçiyor. Dolayısıyla Türkiye hem kendi içerisinde toplumsal barışı, hem de komşuları ile barışı sağlamalı. Böylelikle silahlanma için harcanan kaynaklar sağlığa aktarabilir” önerisinde bulundu. 
 
 MA / Tolga Güney