Eğitim Sen: ‘Güvenlik soruşturmaları’ gündemden çıkarın

img

İSTANBUL – Torba yasayla Meclis’e sunulan ardından tasarıdan çıkarılan “güvenlik soruşturmaları”nın tamamen gündemden çıkarılmasını isteyen Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mesut, “AKP iktidarı geriye kalanlara ‘bundan sonra yapacaklarıma ses çıkarırsanız, sizi de işsiz bırakırım’” mesajı verdiğini söyledi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul Şubesi, ücretli ve sözleşmeli çalışanlarına güvenlik soruşturmasını yasallaştıracak hazırlıklara tekpi gösterdi. Şişli’de bulunan Eğitim Sen 1 No’lu şubelerinde basın toplantısı düzenlendi. “Ücretli ve sözleşmeli çalışma güvenlik soruşturmaları ve performans güvencesizliktir” pankartının asıldığı açıklamaya çok sayıda eğitim emekçisi katıldı.

Eğitim emekçileri adına açıklamayı Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Mesut Mike yaptı.

AKP iktidarının uzun zamandır yapmayı planladığı kamunun dönüşümünü Allah’ın bir lütfu olarak gördüğü 15 Temmuz’la başlattığı Kanun Hükmün Kararnamelerle (KHK) hayata geçirdiğini belirten Mike, KHK’yle önce binlerce kişinin kamu görevinden uzaklaştırdığını hatırlattı. Ardından binlerce kamu görevlisini ihraç ederek aslında geriye kalanlara bir mesaj verdiğini ifade eden Mike, “AKP iktidarı geriye kalanlara ‘bundan sonra yapacaklarıma ses çıkarırsanız, sizi de işsiz bırakırım’ demek istedi” dedi.

‘KAMU GÖREVLİLERİNE İKİNCİ SALDIRI DALGASI’

İhraçlardan sonra AKP iktidarının ikinci bir dalga ile kamu görevlilerine saldırı gerçekleştirdiğini iddia eden Mike, “Kendi memurunu yaratmaya çalışan AKP iktidarı; torpil iltimas ve partizanca işe almaları devlette yerleştirebilmenin yolu olarak tüm liyakat esaslarını rafa kaldırdı. Sübjektif kriterlerle hayata geçirilen performans değerlendirmeleri ve mülakatlarla, kendi memuru olmayan idarecilerin idarecilik görevlerine son verdi. Yerlerine AKP kadroları yandaş sendika eliyle yerleştirildi. Kadrolular bu yöntemlerle işlerinden atılıp idarecilik görevlerinden uzaklaştırılırken AKP 15 Temmuz sonrası bir daha kadrolu atama yapmayacağını açıkladı. Bu yeni istihdam biçiminin hayata geçirilmesi demekti. Bu yıllarca kadrolu istihdam talebiyle mücadele eden kamu emekçilerinin yeniden farklı ve güvencesiz istihdamı anlamına geliyordu. Bu da yetmedi AKP hükümetine, peki ya KPSS’yi kazanırlarsa mülakatla eleriz oradan da geçerse başka bir biçimde göreve başlatmamalıyız noktasına geldi. Bu biçimi de güvenlik soruşturması garabeti ile hayata geçirdi” diye ifade etti.

‘59 ÖĞRETMEN GÖREVİNDEN UZAKLAŞTIRILDI’

Güvenlik soruşturmaların tüm uluslararası anlaşmalarına ve Anayasaya aykırı bir uygulama olduğunu sözlerine ekleyen Mike, şöyle devam etti: “Sadece adayı değil, birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsayan üniversitede yemek boykotuna katılmaktan tutun da sendika üyeliği, muhalif parti üyeliklerine bağlı fişlemeler güvenlik soruşturmasından geçememek ve görevine son vermek anlamına geliyor. Bu uygulama Milli Eğitimde çok daha sert biçimiyle karşımıza çıkmakta. AKP hükümetinin görece sistem içinde kabul edilen sözleşmeli atanan öğretmenlere bunu uygulaması da yetmiyor. Sisteme hiçbir şekilde dahil etmediği tamamen güvencesiz ilçe MEB’leri tarafından görevlendirilen kölelik koşullarında çalıştırılan ücretli öğretmenler de güvenlik soruşturmasına tabi tutuluyor. En çarpıcı örneği geçtiğimiz hafta Beşiktaş ilçesinde çalışan 59 ücretli öğretmenin güvenlik soruşturması nedeniyle kaymakamlık eliyle görevine son verilmesiyle yaşandı. Öyle ki bu arkadaşlarımız okulların herhangi bir eklentisine bile sokulmazken herhangi bir başka işte çalışmaları da engellendi.”

‘ANAYASAL ZORUNLULUKTUR’

“Üç yıl boyunca süren bu hukuksuz düzenlemeye karşı açılan davada Anayasa Mahkemesi (AYM), 24 Temmuz 2019 tarihinde kararını açıklamıştır” diyen Mike, “AYM kararı ile ‘vatandaşların kişisel veri niteliğindeki bilgilerinin memuriyete girişte değerlendirmeye tabi tutulmasının Anayasa'ya aykırı olduğuna’ hükmedilmiştir. AYM kararı ile ‘güvenlik soruşturmalarının’ dayanak maddesi ortadan kaldırılmıştır. AYM kararları her kurumu, her kuruluşu ve kişiyi bağlamaktadır. Güvenlik soruşturmaları bahane gösterilerek atamaları yapılmayan ve mesleklerini icra etmelerine izin verilmeyen, memuriyete alınmaları engellenen veya memuriyetten çıkartılan kamu çalışanlarının, sözleşmesi feshedilen kamu görevlilerinin, işten atılan ve işe başlaması engellenen işçilerin, AYM’nin bu iptal kararı sonrası derhal işlerine atanması ve alınması Anayasal bir zorunluluktur” diye konuştu.

‘TEPKİLERİ AZALTMAK İÇİN MANEVRA’

Anayasal zorunluluğa rağmen güvenlik soruşturmaları bahanesiyle işlerinden, mesleklerinden uzaklaştırılan kamu çalışanlarının, işçilerin mağduriyeti keyfi şekilde devam ettiğini vurgulayan Mike, şunları söyledi: “Geçtiğimiz hafta AKP’nin ısrarla TBMM ye torba yasa teklifi içinde tekrar yasalaştırmaya çalışırken yoğun tepkiler sonucunda geri çektiğini söyledi. Ancak şimdilik geri çekilmesi tepkileri azaltmak için yapılmış bir manevra olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tamamen gündemden çıkarılması gerekirken alt komisyona alınmış olması bir süre sonra yeniden meclise geleceğini gösteriyor.”

‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’

Yasa tasarısının tamamen gündemden çıkarılmasını gerektiğine vurgu yapan Mike, “Kamu çalışanlarının büyük çoğunluğunda olduğu gibi yapılan işin devletin güvenliğiyle hiçbir ilgisi olmayan kamu görevleri yönünden güvenlik soruşturması/arşiv araştırması uygulamasına gidilmesi demokrasi olduğu iddia edilen bir ülkede hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu açıkça fişlemedir, çalışma hakkının gaspıdır, temel insan hakkı ihlali olan söz konusu yasa teklifine karşı sessiz kalmayacağız” diye konuştu.

‘TBMM GÜNDEMİNDEN ÇIKARIN’

 Eğitim alanında baş edilmesi gereken bu kadar sorun varken, eğitim emekçilerini bu sorunlarla meşgul etmenin milli eğitimin politika üretmek ve icra etmek konusundaki kısırlığının göstergesi olarak değerlendiren Mike, “AYM’nin iptal ettiği fişleme düzenlemesini yeniden getirmeye çalışan kanun teklifi derhal tamamen TBMM gündeminden çıkarılmalıdır” dedi.