Kadıköy’de faaliyet gösteren Kadıköy Kooperatifi Dükkanı’nda “Krize karşı kooperatifler” başlığıyla söyleşi gerçekleştirildi. Gaziantep Üniversitesi öğretim görevlileri Serkan Öngel ve Uygar Dursun Yıldırım’ın katıldığı söyleşiye “Sağlıklı gıda herkesin hakkıdır” pankartı asıldı. 

 

Söyleşi, Öngel ve Yıldırım’ın birlikte kaleme aldığı “Krize karşı kooperatifler” kitabının tanıtımıyla başladı. İlk olarak söz alan Öngel, bugün sermayenin de dizayn etmeye çalıştığı kooperatiflere dikkat çekerek, “Biz bunun karşısında el birliğinin önemini, ortak yaşamı nasıl hayata geçirebileceğimizi, tartışmak istiyoruz. Bunu da sadece butik kooperatiflerle de sınırlı görmüyoruz” diye konuştu.  

 

‘KÖY BOŞALTMALARLA ARTTI’

 

Sonrasında söz alan Uygar Dursun Yıldırım ise, kır meselesini etkileyen en önemli sorunlardan birinin Güneydoğu’da yaşanan köy boşaltmalar olduğunu vurgulayarak, “Köy boşaltmaları ve zorunlu göç sonucunda bu bölgelerde Türkiye’deki diğer bölgelere oranla işçileşme ve mülksüzleşme süreci çok daha çarpıcı, çok daha hızlı bir şekilde yaşandı” diye belirtti. 

 

İşçileşme, mülksüzleşme, küçük üreticilerin büyük kısmının borçlanması ve tarlaların büyük kısmının üretimi terk etmeye başlamasının sonucunda sermayenin bu alanlarda egemenliğini arttırdığını kaydeden Yıldırım, “Aslında bu bize Türkiye’de kamusallık anlayışının tasfiye edildiğini, yani tarımda kamu yönetiminin tamamen çöktüğünü gösteriyor” ifadelerini kullandı. 

 

‘KENDİ KAMUSALLIĞINI YARATABİLİR’

 

Kooperatiflerin kendi başlarına hem çok önemli hem de deşifre edilmesi gereken bir yapı olduğunu ifade eden Yıldırım, “Kooperatifler, devlet merkezli kamusal anlayışın çökmesi ve yerine sistemin dezavantajlı bıraktığı insanların kendi kamusallığını yeniden yaratması açısından önemlidir. Ama kooperatifler kendi içerisinde şirketleşme ve metalaşma hastalıkları da taşıyor. Bu açıdan da deşifre edilmeli” diye konuştu.

 

Söyleşi soru cevap bölümüyle son buldu.