TTB ve SES: ‘Güvenlik soruşturması’ partizanca kadro almanın sihirli formülü

img

ANKARA – TTB ve SES yaptıkları ortak açıklamada, KHK zulmünün ardından getirilen ‘güvenlik soruşturması’ uygulamasının, ülke güvenliği ile bağı koparılmış kamuya partizanca kadro almanın, çıkarmanın ya da iktidar partisinden yana olmayanların kamu çalışanı olmasını engellemenin sihirli formülü haline getirildiğini duyurdu. 

 
Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), sağlık emekçilerinin Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilmesi ve yeni işe başlayanların ise güvenlik soruşturmasından geçirilmelerine dair basın toplantısı düzenledi. TTB Genel Merkezi’nde, SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden ile TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman tarafından yapılan toplantıya HDP milletvekilleri Semra Güzel, Necdet İpekyüz ile CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal de katıldı.
 
TTB Başkanı Sinan Adıyaman, yaptığı konuşmada Türkiye’nin her alanda olduğu gibi sağlık alanında da kriz yaşadığını söyledi. 
 
Özellikle çıkarılan KHK’lerle birlikte iş güvencesinin ve eğitim hakkının gasp edildiğini belirten Adıyaman, “Türkiye hem ekonomik hem de sosyal anlamda bir kriz içerisinde. Çıkarılan KHK’lerle sonrasında oluşturulan OHAL Komisyonu ile yargı süreçleri de engelleniyor. Birçok arkadaşımızın güvenlik soruşturmaları nedeniyle mağdur edildiği gibi birçok arkadaşımızın işyeri hekimliği sertifikası dahi ellerinden alınıyor” dedi.
 
 ‘KADERİMİZE BOYUN EĞMEMİZİ Mİ BEKLİYORSUNUZ’
 
Ardından kurumlar adına hazırlanan ortak açıklamayı TTB Asistanı  ve Genç Uzman Hekimler Kolu üyesi Dr. Haydar Can Dokuyan okudu.
 
Dokuyan, “İşinden, ekmeğinden ve eğitiminden uzaklaştırdığınız, işe başlamasını engellediğiniz; Hekimler, hemşireler, ebeler, sağlık memurları, laborantlar, teknisyenler; Sağlık çalışanları olarak haklarında hiçbir adli işlem yapılmadan ‘KHK ve güvenlik soruşturması’ gerekçesiyle mağdur edilen biz sağlık çalışanlarının ne yapmasını bekliyorsunuz?” diyerek başladı. 
 
 ‘DARBE BAŞARILI OLSAYDI YİNE BİZ HEDEF OLACAKTIK, ŞİMDİ YİNE HEDEFİZ’
 
Hedefleri, idealleri  ve ülkeye dair umutları olan sağlık emekçileri olduklarını söyleyen Dokuyan, “Darbeyi bastırma ve darbecilere karşı önlem alma gerekçe gösterilerek çıkarılan OHAL, ‘Başkanlık rejiminin’ zaten antidemokratik olan yapısı ile bütünleşerek, hukuksuz ve denetlenemez uygulamaların önünü açtı. Darbe başarılı olsa ülkedeki birçok kurum ve kişi ile birlikte darbecilerin hedefi olacağı açık olan insanlar ve kurumlar olarak bizlerin, darbe başarısız olunca da hedef haline getirilmesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)'e de davalar açılması nasıl açıklanabilir?” diye sordu.
 
 ‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’
 
Üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen OHAL Komisyonu tarafından kalıcı bir çözüm üretilmediği ve çıkarılan KHK’lerle ihraç edilenlere dair somut gerekçe sunulamadığını anımsatan Dokuyan, hukuksuz istihbarat fişlemelerini kabul etmediklerini ifade etti.
 
OHAL Komisyonları’nın yargı süreçlerini oyalama niteliği taşıdığını kaydeden Dokuyan, şunları söyledi: “Demokrasinin ‘D’ harfine sahip ülkelerde bile uygulanması mümkün olmayan, ne mahkeme kararı ne de bir başka denetlenebilir mekanizmaya dayanmayan ‘güvenlik soruşturması’ uygulamasının, ülke güvenliği ile bağı koparılmış kamuya partizanca kadro almanın, çıkarmanın ya da iktidar partisinden yana olmayanların kamu çalışanı olmasını engellemenin sihirli formülü haline getirilmiş durumda. Bu hukuksuzluğu kabullenmeyecek, bu haksızlığa sessiz kalmayacağız. Haksızlığı her kabulleniş daha büyüğünü doğurur. Bunu çok iyi biliyoruz.”
 
 ‘ÇALIŞMA VE EĞİTİM HAKKIMIZI ENGELLEYEMEZSİNİZ’
 
SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden de, yaptığı konuşmada Türkiye’deki hukuksuzlukların 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında daha da derinleşerek sürdüğünü kaydetti.
 
Artık en demokratik hakların dahi engellendiği bir durumla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Erden, “Yargı süreçlerine gitmemiz bile engelleniyor. Arkadaşlarımız hakkında dosya ve ya soruşturma olmamasına rağmen ‘güvenlik soruşturması’ gerekçesiyle atamaları engelleniyor. Siyasal iktidar suç işliyor. Biat ve itaat etmeyenleri eliyor. Bunu kabul etmedik, etmeyeceğiz. Geçmişte nasıl mücadele ettiysek şimdide mücadele edeceğiz. Çalışma ve eğitim hakkımızı engelleyemezsiniz” diyerek herkesi yan yana mücadeleye etmeye davet etti.
 
‘HEP BİRLİKTE MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ’
 
KHK ile doktorluk mesleğinden ihraç edilen bir isim olan HDP’li vekil Semra Güzel ise, OHAL sonrasında KHK’nin yanı sıra derinleşen bir siyasal krizin de var olduğunu söyledi. Artık sokağa çıkmanın dahi suç sayıldığı bir rejim olduğunu vurgulayan Güzel, “KHK’ler aslında ‘Siz tek adam rejimini kabul etmezseniz, sizi ihraç ederiz’ mesajı içeriyordu. Bununla da yetinmeyen iktidar ‘güvenlik soruşturması’ ile eğitim hakkını da gasp ediyor. Bende asistanlık eğitimim devam ederken ihraç edildim. Biz sendikal haklarımız için daha önce verdiğimiz mücadeleyi şimdi mecliste yürütüyoruz. Hep birlikte buna karşı mücadele edeceğiz” dedi. 
 
CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal da, suçun kişiselliğinin ortadan kalktığını belirterek, ‘güvenlik soruşturması’nın tüm sağlık emekçilerini ilgilendirdiğini bu karşı hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
 
'TEK SEBEP  ÜLKENİN PARTİ DEVLET ANLAYIŞI İLE YÖNETİLMESİ'
 
Son olarak konuşan Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut ise, ‘güvenlik soruşturması’ gerekçesiyle ataması yapılmayan hekimlerin dava süreçlerini takip ettiklerini ve birçok hukuksuzluk ile karşılaştıklarını söyledi. Tüm bu yaşananların tek sebebinin ülkenin parti devlet anlayışı ile yönetilmesinden kaynaklandığını dile getiren Bulut, hukuksuzlukların biran önce sonlandırılmasını istedi.