Doğudaki savaş batıdaki üzüm üreticilerini de vurdu

img
MANİSA - Dolar kuru ve mazot fiyatı günden güne yükselirken, kendilerine verilmeyen desteğin savaş politikalarına aktarılmasına tepki gösteren Manisalı üzüm yetiştiricileri, borç batağında olduklarını belirterek “Bu düzene artık dur densin” diye feryat etti.
 
Başvurulan şiddet politikaları sonucu, ülkenin mali kaynaklarının önemli bir oranının savaş harcamalarına akıtıldığı ve uygulanan tarım politikaları sonucu çiftçilerin yüzünün gülmediği Türkiye’de, Manisalı üzüm yetiştiricileri de kendilerine verilmesi gereken ekonomik desteğin savaşa aktarılmasından dertli.
 
Dolar kurunun günden güne yükselip, mazotun litresi 6 liraya dayanırken, son yıllarda önemli ölçüde verim düşüklüğü yaşanan çekirdeksiz üzümün kilosunun tarladan son üç yıldır 5 liraya alıcı bulmasından dolayı borç batağında olan çiftçiler, bu fiyatın gübre ve mazot parasını dahi çıkarmaması nedeniyle tarım politikasından şikayetçi. 
 
Saruhanlı üzüm yetiştiricilerinden Hasan Karacağ, harcadıkları masraflar ve üzüm fiyatları nedeniyle yüzlerinin gülmez hale geldiğini dile getirdi.
 
KİLO FİYATI MASRAFLARI KARŞILAMAKTAN UZAK
 
Bin metre karelik bir alanda üzüm yetiştiğini yaştığını anlatan Karacağ, toprağın uygunluğuna göre, çoğunlukla verimlilikleri farklı olan 1,5 TL olan bağ fidesi ile 4,5 TL olan Amerikan fidesi ektiklerini anlattı. İlaç, budama, sulama ve toplama masrafları ile birlikte, dekar başına yaklaşık 2 milyar TL masraflarının oluştuğunu, ancak üzümlerin kilosunu 5 liradan satabildiklerini belirten Karacağ, bu fiyatın masraflarını bile karşılayamadığını kaydetti.
 
Karacağ, yaşadıkları sıkıntıları şöyle dile getirdi: "Ziraat Odası, dekar başı sadece 12 TL mazot desteği veriliyor. Bununla birlikte yer altında suladığımız sondaj parasını veriyoruz. Kullandığımız her dekar başı 500 lira veriyoruz. Elektrik parası 20 TL veya daha fazla geliyor. Yine koruma parası olarak 500 TL verdik. Ziraat Odası’na da 200 TL aidat parası veriyoruz. Yani verdiğimiz paranın fazlasını bizden alıyorlar. 100 dönüm varsa 500 milyon her yıl vermek zorundayız. Bu şartlarda çiftçilik yapılmaz." 
 
ÇİFTÇİLER BORÇ BATAĞINDA
 
Bu yüzden çiftçilerin borç batağında olduğunu vurgulayan Karacağ, yetiştiricilerin yüzde 90'ının bugün bankalardan çektiği tarım kredisi ile hala bu işi sürdürmeye çalıştığını ifade etti. Karacağ, kendisinin de bankalara 400 bin TL dolayında borcu olduğunu ve bu borcu taksitlerle ödemeye çalıştığını aktardı.
 
Bu anlamda kar elde edemediklerinden yakınan Karacağ, “yetiştirdikleri üzümün kilosunun ancak 7 liraya satılması halinde emeklerinin karşılığını alabileceklerini” söyledi.
 
 'GİDİŞAT KÖTÜYE GİDİYOR'
 
Doların her yükselişinde çiftçilerin üretim şartlarının daha da ağırlaştığını ifade eden Karacağ, "Sattığım ürünlerin geliri olmadığı sürece her taraftan tıkanıyoruz. Ekonomik kriz nasıl olmayacak. 12 ay boyunca sürekli tarımla uğraşıyoruz. Bu şartlarda çiftçilik yapılmaz. Bir destek sağlanmadığı takdirde sıkıntılar çözülmez” dedi.
 
‘KRİZİN TEK SEBEBİ SAVAŞ’
 
Çifti ve üreticilere destek verilmesi gerekirken, ekonomik bütçenin yarısının savaşlara harcanmasından şikayet eden Karacağ, bu duruma dönük tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bu krizin tek sebebi savaşlardır. Bütçenin yarısı savaşlara gidiyor. Bu düzene artık bir dur densin. Gidişat kötüye gidiyor. Devlet çiftçilere gereken desteği sağlaması gerekiyor."