Eskiden bir traktör, şimdi ancak 30 teneke yağ alabiliyor

img

ANKARA - Çiftçiliğin artık kazanç sağlamadığını belirten çiftçi İsmail Coşkun, “Babamın iki kamyon buğdaya, bir traktör aldığını hatırlıyorum. Şimdi kiraladığı tarla karşılığında 30 teneke yağ alıyor” dedi. 

Ankara’nın Haymana ilçesinde çiftçilik yapan köylüler, mazot, gübre ve ilaç fiyatlarından dolayı tarlalarını gelecek yıllarda ekemeyecek duruma geldiklerini dile getirdi. İktidarın, tarım emekçilerinin taleplerine çözüm üretmediğini belirten çiftçiler, yaşadıkları sorunları anlattı. 
 
‘DEVLET DESTEĞİ YETERSİZ’ 
 
Haymana’nın Sındıran Mahallesi’nde 40 yıldır tarımla uğraşan Üçler Benlier, ekim aşamasındaki maliyetlerin kendisini çok zorladığını söyledi. Devlet desteğinin yetersiz olduğunu vurgulayan Benlier, “Bir dekar tarlayı nadasa bıraktığımız zaman 2 litre mazot gidiyor. 2 litre de kazayağı, tohum ve ızgara için gidiyor. Litre mazotun fiyatı şu anda 8,5 lira. Bir dekar tarla için sadece mazot masrafımız yaklaşık 60 lira. Tabii daha gübre var. Bir dekar tarla için 20 kilo gübre gerekiyor. 20 kilo da yaz gübresi olarak atıyoruz. 280 lira da sadece gübre masrafımız. Çiftçiler olarak daha birçok giderimiz var ancak devletin bize desteği sadece dekar başı 10 kuruş. Bunun yanında mazot ve gübre desteği veriliyor ancak bu destek de zamanında verilmediği için bizim işimize yaramıyor. Bu desteği nadas, tohum zamanı verseler çiftçinin işine yarar” diye belirtti. 
 
‘ZARAR EDİYORUZ’ 
 
Çiftçiler olarak çok yalnız kaldıklarını ve zarar ettiklerinin altını çizen Benlier, Avrupa ülkelerindeki çiftçilerin ekim aşamasındaki bütün masraflarının devletleri tarafından karşılandığını ancak Türkiye’de yardımlarının sadece göstermelik olduğunu ifade etti. Benlier, “Bizim başka geçim kaynağımız ya da mal varlığımız yok. Geçmişte hayvancılıkla uğraştım onda da zarar ettim. Devlet yine bana sırt çevirdi. Yıllardır çiftçilik yapıyorum ancak şu an gerçekten çok zor süreçlerden geçiyoruz. Bizi çiftçilik yapamayacak duruma getirdiler” diye konuştu. 
 
30 TENEKE YAĞA KİRALIK TARLA 
 
Yaklaşık 2 sene önce Sındıran Köyü’ne yerleşen ve bu sene babasına ait olan 200 dönümlük tarlasının sadece bir bölümünü ekebilen İsmail Coşkun, babasının yaşlılık nedeniyle tarlayı ekemediğini, bu yüzden köyde traktörü olan diğer çiftçilere kiraladığını kaydetti. Bu kiralama karşılığında sadece 30 teneke yağ aldığını anlatan Coşkun, “Tarlayı kiralayan köylü bile bu yağ tenekelerini utanarak veriyordu. Onun da suçu yok, tarlalar bir şey kazandırmıyor artık” diye belirtti. 
 
‘ÇİFTÇİLİĞİ ÖLDÜRDÜLER’ 
 
Babası ve amcasının çiftçilik yaptığı yıllarda geçim sorunlarının olmadığını ifade eden Coşkun, şöyle devam etti: “Babamların iki kamyon buğday karşılığı bir traktör aldıklarını hatırlıyorum. Şimdi 500 dönüm tarlanın mahsulünü satsan bir traktör alamazsın. Bu ülkede çiftçiliği öldürdüler.” Bu yıl tarlanın 30 dönümlük kısmını kendisinin ektiğini ve şimdiden 7-8 bin lira civarında masraf yaptığını belirten Coşkun, “Bir emekli maaşım var, tarlayı ona güvenerek ektim. Bari yağmur yağsa da zarar etmesek diye düşünüyorum. Zaten hiçbir şey kazandırmıyor bize. Bu koşullarda önümüzdeki yıl bu tarlaları nasıl ekeceğiz” dedi. 
 
‘HERKES KORKUYOR’ 
 
Aynı köyde yaşayıp tarımla uğraşan diğer çiftçilerin bu sorunlara tepki gösteremediğine dikkati çeken Coşkun, şunları söyledi: “Köylülerin bu konuda ses çıkarmaları gerekirken konuşmak istemiyor çünkü hepsi korkuyor. Bu kadar zorluğa ve geçim sıkıntısına rağmen hala bu ülkeyi yönetenleri savunanları anlamıyorum. Sorunlarını dile getiren herkes cezalandırılıyor.” 
 
‘BIRAKIRSAK ÜLKE AÇ KALIR’ 
 
Güzelcekale’de çiftçilik yapan 70 yaşındaki Nevzat Ünalan da gübre ve mazot fiyatlarının pahalılığına dikkati çekti. Ünalan, “Mazot ve gübre alamıyoruz. Burada kaç tane işçi çalıştırıyorum, yevmiyelerini bile vermekte zorlanıyorum. Artık çiftçiliği bırakacak duruma geldik. Bizi sıktılar, suyumuzu da çıkardılar. Biz bu işi bıraksak ülke aç kalır” ifadelerinde bulundu. 
 
Ektikleri ekinlerin karşılığını alamadıklarını sözlerine ekleyen Ünalan, şunlararı dile getirdi: “Her yıl bir önceki yıldan daha fazla zarar etmeye başladık. Asıl parayı tüccarlar, aracılar kazanıyor. Benden 2 bin liraya aldığını 4 bin liraya satıyor. Olan bizim gibi gariban çiftçilere oluyor. Suyumuzu aldılar, balımızı aldılar, sepetimiz kaldı.”