ANKARA - 5 dakikaya indirilen muayene süresinin şiddeti körüklediğini belirten TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Deniz Erdoğdu, “Hekimlerin hizmet puanıyla döner sermayeden pay alması amaçlanıyor" dedi.
Sağlık Bakanlığı, “Merkezi Hekim Randevu Sistemi”ndeki (MHRS) randevu aralıklarını 5 dakikaya düşürdü. Sağlık emekçileri, “Hayat 5 dakikaya sığmaz” diyerek uygulamaya tepkilerini gösterirken, Türk Tabipleri Birliği (TTB), hastaya ayrılan 5 dakikalık muayene sürelerinin hataları ve dolayısıyla şiddet olaylarının artacağı kaygısıyla Sağlık Bakanlığı’na bir yazı gönderdi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Dr. Deniz Erdoğdu, muayene sürelerinin 5 dakikaya indirilmesinin hem hasta sağlığı hem de hekimlerin çalışması açısından olumsuz bir durum olduğunu söyledi. Erdoğdu, hastanın “tıbbı öyküsünün alınması” ve “önceki tektik, tahlil ve kullandığı ilaçlara bakılması”nın zaman aldığını belirterek, bu sürecin 5 dakikaya sığmasının imkansız olduğunu kaydetti. Erdoğdu, “Bazı yaşlı hastalara yavaş hareket ediyor, bazıları tekerlekli sandalyede oluyor, yürüyemiyor. Bazı hastalarda protez oluyor ve muayene edilebilmesi için onların çıkarılması gerekiyor. Gerçek anlamda zaman alan muayeneler oluyor” diye ekledi.
EN AZ 20 DAKİKA OLMALI
Erdoğdu, bir hastanın muayene süresinin en az 20 dakika olması gerektiğinin altını çizerek, “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de bunun böyle olmasını söylüyor. 5 dakikaya sıkıştırılmış bir sağlık hizmeti, gerçek bir sağlık hizmeti değildir. Bakanlık, hekimlerin mesleki bağımsızlığını aşarak böyle bir dayatmada bulunduğu zaman, kendisi suç işliyor. Eğer hekim kısa sürede teşhis koyar, girişimde bulunursa ve kötü sonuçlar ortaya çıkarsa mesleki uygulama hatalarında hekim sorumlu olmamalıdır. Sorumluluk bu durumda bakanlıktadır” ifadelerini kullandı.
RİSK ARTIYOR
Kısa sürede çok hasta bakan sağlık emekçilerinin ayrıca olumsuz etkilendiğini dile getiren Erdoğdu, “Bir poliklinik mesai gününde yaklaşık 100 hasta bakmak durumunda kalıyorsunuz. Hekimler burada yalnız çalışıyor. Hastanın bilgilerini girme, e-reçete hazırlama işi oldukça uzun zaman alan işler. Bazen altyapı da bozuk olduğu için sistem çöküyor ve bilgi işlemci arıyoruz düzelmesi için. Bu tür işleri de hekimler halletmeye çalışıyor. Ve vaktimiz iyice azalıyor. Hastalar kalabalık koridorlarda huzursuz bir şekilde bekliyor. Kovid-19 bulaş riski de artıyor tüm bunlar olurken. İçeri girdikleri zaman da hakkıyla muayene olmadığı için geriliyorlar. Bu da sağlıkta şiddeti doğuruyor” dedi.
POPÜLİST BİR POLİTİKA
Muayenenin 5 dakikaya düşürülmesinin hiçbir bilimselliğinin olmadığını vurgulayan Erdoğdu, “Belli ki biriken hasta sayısını eritmek için atılmış bir adım. Bu popülist bir politika ve yanlış bir uygulama. İsteyen gelsin ve polikliniklerde işini görsün şeklinde ilerleyen bir mantık herhalde ama kesinlikle buradan iyi bir sonuç çıkmıyor. Üstelik SGK’ya (Sosyal Güvenlik Kurumu) binen yük ve hastanın cebine binen yük artıyor. Yanlış teşhis, gereksiz tahliller, fazla kutu ilaç kullanılmasını da doğuruyor. Hastalar da doğru sonuçlar alamadıkları için tekrar aynı ya da ayrı polikliniklere başvuruyorlar” diye belirtti.
SET ZİNCİRİ UYGULANMALI
Sağlık politikalarında daha bilimsel yaklaşımların olmasını gerektiğinin altını çizen Erdoğdu, şunları söyledi: “Bu sorunları görüyorlar ve ben bu sorunları çözmek istemediklerini düşünüyorum. Öncelikle basamaklı set zincirinin uygulanması lazım. Hastaya yeterli süre ayrılması lazım. Poliklinikler için kışkırtılmış bir poliklinik talebi yaratılmamalı. Herkes her şey için üniversite ve eğitim araştırma hastanesine başvurmamalı, önce aile hekimliğinin kontrolünden geçmeli. Gerçek acil vakalar acillere başvurmalı. Gereksiz iş yükü ve kalabalık, Kovid-19 salgını, hekimler ve hastalar için iyi bir sonuç ortaya çıkartmıyor.”
ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR
Erdoğdu, 5 dakikalık muayenenin sağlıkta şiddetti körüklediğini kaydederek, sözlerine şöyle devam etti: “Hastalar umduklarını bulamıyorlar ve sorunları çözülmüyor. Birçok tektik yapılan ve tedavi yapılamayan hasta zor bir vaka haline dönüşüyor. Hastalar istedikleri sonucu alamadıkları zaman bir öfke doğuyor ve bunun sonuçlarını biz çekiyoruz. Fiziksel ve sözel saldırı şeklinde bize dönebiliyor. Bakanlık performans sistemini getirerek zaten bunu amaçlamıştı. Yani bütün hekimler, polikliniklerde daha çok çalışsın, daha çok hasta baksın, performans hizmet puanı elde etsin ki döner sermayeden pay verelim. Bu yanlış bir uygulama.”
MA / Berna Kişin