Genel Hizmetler İşçileri Sendikası'na (Genel-İş) üye oldukları için Bakırköy Belediyesi’nde çalışan 2 işçi 2020 yılında işten çıkarıldı. Yaptıkları çeşitli eylem ve etkinliklerle işlerini isteyen işçiler, pandemi nedeniyle eylemlerine bir süre ara verdi. Belediye 1 Temmuz 2021’de ise sendikalı oldukları gerekçesi ile 2 işçiyi daha işten çıkardı. İşçiler 23 Ağustos’tan bu yana her gün 11.00- 17.00 saatleri arasında Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda çadır kurarak imza topluyor. İşten atılan işçiler, yaşananları ve işe geri dönmek için uzun süredir verdikleri mücadele sürecine ilişkin ajansımıza konuştu.

 

İŞTEN ÇIKARILDIK

 

Bakırköy Belediyesi’nde 10 yıl çalıştığını söyleyen Nazife Toprak, işten çıkarma yasaklarının kalkmasıyla birlikte 1 Temmuz’da işten çıkarıldığını belirtti. Belediyede işe gazete ilanı aracılığıyla girdiğini ifade eden Toprak, “İşyerine taşeron şirket üzerinden alınmıştık. Sendikal yollar kapalıydı. Taşeron şirketten belediye bünyesine geçmemizi sağlayan KHK geldiğinde sendikalı olmamızın önü açıldı. Anayasal hakkımızı kullanarak Genel-İş Sendikası’nda örgütlendik. 2-3 günde çoğunluğu sağlayarak Çalışma Bakanlığı’na yetki tespitinde bulunduk. Yapılan incelemelerde çoğunluk bize çıktı. Bu süreçte belediyenin ve karşı sendikanın dava açmasıyla karşılaştık. Yıllardır süren dava süreçleri nedeniyle yetkimizi alamadık. KHK’dan sonra işçiler zam alamadı, toplu sözleşme yapamadı. Biz hak istedikçe var olan haklarımız elimizden alındı” ifadelerini kullandı. 

 

İŞÇİLER İSTİFAYA ZORLANDI

 

Yaşanan süreçte eylemlerle taleplerini dillendirmeye çalıştıklarını söyleyen Toprak, yapılan eylemler sonucunda öncü işçilerin iş yerlerinin değiştirildiğini ve 2020 Kasım’ında 2 işçinin işten atıldığını dile getirdi. Bütün engellemelere rağmen eylemlerine devam ettiklerinin altını çizen Toprak, “Belediye de karşı eylemlerine devam ederek, ücretlerimizi aşağıya doğru çekmeye başladı. Eylemlere katılanlar gözdağı verildi. İşten atılma tehdidiyle işçiler sendikadan istifa etmeye zorlandı” dedi. 

 

SOYUNMA YERLERİ YOKTU

 

Yapılan her eylemin tabandaki işçilerin isteği sonucunda gerçekleştirildiğini ve sendikanın desteğinin olduğunu belirten Toprak, işçilerin “Yeter artık, eylem yapalım” dediğini aktararak, “Belediyenin içerisinde işçilerin kullanacağı soyunma yerleri yoktu. Bizler de haklarımızı elde etmek için eylem kararı aldık” diye belirtti. 

 

PATRONA DUR DENMELİ

 

Kamuoyunun her şeyi duyduğunu fakat duymazlıktan geldiğini dile getiren Toprak, “Belli bir kesimin günümüzde biraz daha rahat yaşama olanağı var. Ama Türkiye’nin yüzde doksanı asgari ücret alıyor, bu insanların yaşam standartları çok kötü. İşçi sınıfı üretimden gelen gücünün farkına varmalı. Artık sermayedarlara ve işverenlere dur demeli” diye konuştu. 

 

MAAŞLAR DÜŞÜRÜLDÜ

 

Oğuz Sanem ise 2017 yılında girdiği belediyeden 2021 yılında çıkarıldığını ifade ederek, “Belediye maaş düşürme kararı aldı. Bizlere evraklar uzatarak bunları imzalamamızı istedi. 6 bin TL’den 3 bin TL’ye maaşı düşürülen işçiler oldu. Pandemi koşulları altında çalışan bir sağlık işçisi olarak bu maaş düşüklüğünü kabul etmedim. Verilen evrakı imzalamadığım için işten atıldım” dedi. “Sosyal belediyecilik böyle bir şey herhalde” diyerek sitem eden Sanem, şunları söyledi: “Bizi bu noktaya getiren belediye yönetiminin bize karşı duyarsızlığı oldu. İşverenler örgütlü olarak hareket ediyorlar işçiler de örgütlü bir şekilde sınıf bilinciyle hareket etmeli.” 

 

YEMEK ÜCRETİ 5 LİRA

 

İşten atılan bir diğer işçi Naim Tekin ise, 2014’ten 2020 yılına kadar Temizlik Müdürlüğü’nde bölge sorumlusu olarak çalıştığını ifade etti. Çalışma koşullarının çok kötü olduğunun altını çizen Tekin, “Yemek paralarımız 17 liradan 5 liraya kadar düşürüldü. İş güvencemiz yoktu. Bunlara itiraz ettik. İşten atılmamıza neden olan ise en doğal hakkımız olan sendikal faaliyetlerdi. Deyim yerindeyse burada hak hukuk yok” şeklinde konuştu. 

 

MA / Kadir Güney