Sahte raporların faturası doktorlara borç olarak döndü

img
MERSİN – Mersin'de 2017 yılında açığa çıkan “reçete şebekesi”nin düzenlediği sahte raporlardan dolayı 100’ün üzerinde doktora SGK borç çıkardı. MTO Sekreteri Cemil Galioğlu, bunun hekimlere ikinci bir “öl emri” olduğunu söyledi. 
 
Mersin Tabip Odası (MTO) ve Mersin Aile Hekimleri Derneği, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından hekimlere çıkarılan prim borçlarına dair MTO binasında basın toplantısı düzenledi.  “SGK zararı faillerden karşılanmalıdır hekimlere yıkılamaz” pankartı açıldığı açıklamada MTO Sekreteri Cemil Galioğlu, açıklama yaptı. 
 
'15 GÜNDE 100 HEKİME SGK BORCU' 
 
Pandemi boyunca 132’si hekim olmak üzere 358 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, son 15 gündür Mersin’de 100’ün üzerindeki hekime SGK borçlandırmasının geldiğini ifade eden Galioğlu, bu durumun pandemi mücadelesinde yaşamını zar zor kurtaran hekimlere ikinci bir “öl emri” gibi olduğunu söyledi. Galioğlu, SGK tarafından hekimlere çıkarılan borçların 2017 yılında açığa çıkarılan “reçete şebekesi” tarafından düzenlenen “sahte” raporlara binaen yapıldığını kaydetti. Konusu borçlanmalara ilişkin SGK yetkililerine seslenen Galioğlu, şu soruları sordu:
 
"* 2017 yılından önce, yani kimi beş, kimi yedi yıl önce yazıldığı belirtilen reçetelerdeki ilaçları alıp almadığı konusunda hasta sahiplerinin beyanlarının ne denli gerçekçi olabileceği.
 
* 100’ün üzerindeki hekimi mağdur eden bu durumda önemli sayıdaki doktorun ifadesinin alınmamış olması ve ifadesi alınanların da “suçlamaları” kabul etmemelerine karşın karar merci olmayan SGK’nın neden hep hekimler aleyhine karar verdikleri.
 
* Bir hekimin önüne getirilen bir raporlu ilaçta hekimin raporu sorgulama yetkisi olup olmadığı. Yani raporun şeklen mi, yoksa içerik olarak mı doğru olduğuna karar verme şansına sahip olup olmadığı. Hastanelerde ilaç kullanım raporlarının başhekim onayı olmadan sisteme düşmeyeceğine göre sahte içerikli raporu onaylayan başhekimlere ödeme emri gönderilip gönderilmediği.
 
* Hayati öneme sahip ilaçların yazılmamasının da suç teşkil ettiğini, yazılmaması halinde hekimin suç işleme eyleminde bulunacağını ve hakkında dava açılabileceğini, SGK bu şekilde dayatmaya devam ederse hiçbir raporlu ilacın Birinci Basamakta yazma cesaretini hiçbir hekimin gösteremeyeceğini gerek sağlık bakanlığı gerekse de SGK farkında mıdır?
 
* Sorumluların, cezai yargılama sonucunda verilecek hüküm neticesinde, yaptırım uygulanması hukuki bir zorunluluk ve gereklilik olmasına rağmen bu hukuki aşama atlanarak, hukuksuz bir şekilde öncelikle eksik soruşturma ve inceleme neticesinde neden tüm iyi niyetiyle rapora ve hastaya güvenen hekime maddi yaptırım uygulanmıştır?”