Kayısı üreticisi: Çiftçiye bu düşmanlık neden?

img

MALATYA  - Kayısı yetiştiriciliğinin merkezi Malatya’da girdi maliyetlerin arttığını ve destek alamadıklarını belirten çiftçi Kemal Gedik, “Devlet çiftçiye neden bu kadar düşman?” diye sordu.  

Dünyanın yaş kayısı ihtiyacının yüzde 25’ini, kuru kayısı ihtiyacının ise yüzde 85’ini karşılayan Malatya’da, kayısı ağaçları hava sıcaklarının mevsim normallerinin üzerinde olması nedeniyle erken çiçek açtı. Türkiye’de yaş kayısının yaklaşık yüzde 50’si, kuru kayısının ise yüzde 95’inin üretildiği kentte, üreticiler kullandıkları ilaç, gübre, tohum, mazot fiyatlarında peş peşe yapılan zamlar nedeniyle üretim yapmakta zorlanıyor. Geçen yıl torbası 70 TL olan gübrenin bu yıl ki fiyatı yüzde 150 zamlanarak 170 TL olurken, 100 TL’ye alınan tarım ilacı ise 300 TL’ye çıktı. Önceki yıllarda Malatya’nın kayısı rekoltesi 250 bin ton iken, geçen sene 80 bin ton hasat yapıldı. Bundan kaynaklı geçen sene kayısının kilosu 20 TL’ye satıldı, ancak bir önceki yıl rekolte normal olduğundan kilosu 8 TL’ye satıldı. 
 
Yüksek girdilerin yanında üreticiyi zorlayan bir diğer konu ise sulamadır. 2018 yılında Devlet Su İşleri’ne (DSİ) devredilen Sulama Birlikleri, üreticilerin kendi bahçesine 40-50 bin lira para vererek açtırdıkları su kuyuları için üreticilerden para istiyor. Yeşilyurt ilçesine bağlı Mahmutlu Mahallesi’nde 2018 yılına kadar kimsenin Sulama Birliği’ne borcu yokken, şu an 200 haneden 150 hane borçlu görünüyor. 
 
Mahallede borcu olan çiftçilerden biri de 40 yıldır bölgede çiftçilik yapan Kemal Gedik. Birliğe 30 bin TL borcu olan, tarım ve hayvancılık yapan Gedik, tarımsal girdilerde yaşanan artış ve üreticilerin yaşadıkları sorunları anlattı. 
 
‘İKİ TÜCCAR KARAR VERİYOR’
 
Türkiye’nin bir tarım politikasının olmadığını ifade eden Gedik, kayısının çiçek açmasına rağmen üreticinin yüzünün gülmediğini söyledi. Ürettikleri ürünü ne kadara satacaklarını bilmediklerini dile getiren Gedik, yüzbinlerce üreticinin ne kadar kazanacağına iki tüccarın karar verdiğini belirtti. Bir yılda tarımsal girdilerde yaşanan artışa dikkati çeken Gedik, “Ben şimdi ürünü yetiştirdim ama ürünü ne kadara satacağım? Geçen yıl gübrenin torbasını 70 TL’den aldım bu sene 170 TL. Kayısıya en az 8 farklı ilaç atarız, geçen sene 100 TL’ye aldığım ilacı bu sene 300 TL’ye alıyorum” diye konuştu. 
 
‘BEDAVA ÇALIŞTIRIYORUZ’
 
Geçen sene kayısıda yaşanan rekolte düşüklüğüne değinen Gedik, bu sene mevsimlerin değişmesinden kaynaklı dolu ve don olayı yaşanmazsa yüksek rekolte beklediklerini sözlerine ekledi. Malatya’da 10 yıl önce kayısı üretimi yapan en büyük aile olduklarını vurgulayan Gedik, “Yaklaşık bin 500 dönüm kayısımız vardı ama 12 bin ağaç kesmek zorunda kaldık. Nedeni hasat ediyoruz, işçiye veriyoruz ama ne işçi memnun ne de biz. Kayısı dalından inip ambara gidene kadar 22 defa el değiyor, geçen sene 80 TL’den 11 saat işçi çalıştırdık. İşçinin hakkettiği para bu değil, 3 öğün yemeğini bile karşılamaz. Bedava çalıştırıyoruz, onların hakkını yiyoruz. Ama bizde kazanamıyoruz” şeklinde konuştu. 
 
SULAMA BİRLİKLERİ
 
Sulama Birlikleri'ne köyde neredeyse herkesin borcu olduğuna dikkati çeken Gedik, “Bu birliklere belediyelerde olduğu gibi kayyım atadılar. Kayyımlar keyfi uygulamalar yapıyor, şuan ben icralığım. Belki yarın bir gün gelip traktörüme el koyacaklar. Köyümüz muhafazakar bir köy. Kredi haram diye kullanmayan herkes şuan krediye bulaşmış durumda. Birliğe muhalefet etme gibi bir hakkımız yok, onlara dava açamıyoruz. Bir karar alınca kararı kesindir tartışmaya açık bile değil” ifadelerini kullandı. 
 
‘NEDEN BU KADAR DÜŞMAN’
 
Kayısı üretiminin yanında buğdayda ürettiğini ifade eden Gedik, ektiği 150 dönüm buğday için sulama giderleri hariç 50 bin TL masraf yaptığını söyledi. Yaptığı bu yatırıma karşı ne kazanacağını bilmediğini dile getiren Gedik, geçen sene 2.50-3 TL civarında satılacak denilen buğdayın kilosunu 1.75 TL’ye sattığını belirtti. Üreticinin üretim yapmak için zorlandığını belirten Gedik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uçak şirketleri uçak yakıtını 50 kuruştan, gemi şirketleri mazotu 1.5 TL’ye alırken ben neden mazotun litresini 7 TL’den alıyorum? Ben bu ülkenin katma değerini sağlıyorum, tarım yaparak insanları doyuruyorum. Devlet çiftçiye neden bu kadar düşman ben anlam veremiyorum. Benim ellerim nasırlıdır, benim emeğimin hakkını kimse yiyemez. Biz üretmesek kim doyuracak bu kalabalık nüfusu.” 
 
‘GÜCÜMÜZ KALMADI’
 
Tarımda yaşanılan sorunların hayvancılıkta ta yaşandığına değinen Gedik, geçen sene 95 tane büyük baş hayvan beslerken bu sene bu sayı 45’e inmiş. Gedik, bunun nedenini şu şekilde açıklıyor:  “50 tane sattım, onların parasını diğer kalanlara yedirdim. Geçen sene yemin torbası 70 TL iken şimdi 130 TL. Sütü 2 TL’ye satıyoruz, marketlerde yarım litre suyu 1 TL’ye satıyorlar. Dayanacak gücümüz kalmadı.” 
 
‘GİRDİLER SÜBVANSE EDİLSİN’
 
Üreticilerin sorunlarına karşı gübre, mazot ve ilacın devlet tarafından sübvanse etmesi gerektiğini belirten Gedik, devamında şunları söyledi: “Gübre eskiden sübvanse ediliyordu, şimdi neden edilmiyor? 2003 yılından öncede kötüydü ama bu denli berbat değildi. Karamsarız ve önümüzü göremiyoruz.”
 
MA / Emrullah Acar