İSTANBUL/İZMİR - Meclise sunulan torba yasanın sermaye grupları için hazırlandığını dile getiren Emeğin Gücü Derneği ve İTK, “Hükümet bir kez daha kölelik koşullarını açıktan savunduğunu göstermektedir” dedi.
Emeğin Gücü Derneği ve İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK), Meclise sunulan torba yasayı protesto etmek amacıyla İstanbul Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi önünde açıklama yaptı. Eylemde, “Yaşam hakkı torbaya sığmaz yasalarınızı parçalayacağız” yazılı pankart ile “Emeğimizi çalıp torbaya mı koydunuz”, “Ya bir yol bulacağız ya bir yol açacağız” ve “Dünyayı taşıyoruz hakkımızı alacağız” yazılı dövizler taşındı. Eylemde, “İşçiler sizin köleniz değil” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları atıldı. Karayolları Taşımacılık ve Emekçilerin Sendikası üye ve temsilcileri ile çok sayıda işçi ve emekçi de eyleme destek verdi.
‘SERMAYE GRUPLARI İÇİN YASA’
Torba yasanın patronlar, şirketler ve sermaye grupları için hazırlandığını dile getiren Emeğin Gücü Derneği üyesi Taner Mutlu, yasanın esnek ve güvencesiz çalışmanın önünü açacağını, çalışma alanlarında öldürücü koşullarla baş başa kalmalarına neden olacağını söyledi. Hükümetin iş denetimi ve işçi sağlığı için önlemleri uzaktan da alabileceğini ifade eden Mutlu, “Hükümet aldığı bu kararla sermayenin hükümeti olduğunu bir kez daha göstermiştir. İşçi cinayetlerine, iş kazalarına, meslek hastalıklarına, kayıt dışı çalışmaya, ayrımcılığa, çocuk işçiliğe, işyerinde şiddet ve cinsel tacize, kötü muameleye, işçi alacaklarına yani bir teftişin konu başlığı olabilecek, işçileri yakından ilgilendiren konulara karşı tutumu ile bu düzen bir kez daha kölelik koşullarını açıktan savunduğunu göstermektedir” diye konuştu.
‘DAHA FAZLA ÖLECEĞİZ’
Mutlu, “Zaten denetimin azlığından ve patronun istekleri doğrultusunda gerçekleşiyor olmasından şikayeti olan bizlerin, üstüne birde denetimin önüne engeller getirilmesi ile karşılaşacağı son açıktır, iş müfettişleri sahadan çekildiği zaman daha fazla öleceğiz” ifadelerini kullandı.
‘TORBA YASAYI PARÇALAYACAĞIZ’
Torba yasayı parçalayacaklarını söyleyen Mutlu, “Patronlara kıyağın haddi hesabı yok. Sömürü tezgahı altında ezilen bizler mücadele gerekçemiz olan konuları teker teker ele aldığımızda, yetişemiyoruz bile. Sigortasız çalıştırmayı yasallaştıran, belirli iş sözleşmesi ile çalışmayı 25 yaş altı ve 50 yaş üzerindeki çalışanlara zorunlu hale getiren torba yasa, böylece kıdem ve ihbar tazminatı alma, işe iade davası açma ve iş güvencesi hakkını ortadan kaldırıyor. Yetmiyor, milyonlarca işçinin emeklilik hakkı gasp edilmek isteniyor. Yetmiyor, sendikal hakların ve örgütlenmenin önüne yeni engeller getirilmek isteniyor. Yetmiyor, vurguncu patronların, soyguncu şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayanlar, sermayeye daha iyi sömürü koşulunu sağlayabilmek için yeni teşvikler dağıtıyorlar” şeklinde konuştu.
İZMİR
Emeğin Gücü ve İTK İzmir’de de Karşıyaka İzban'ın önünde açıklama yaptı. Açıklamada “Güvenceli iş yoksa barış da yok” yazılı pankart açıldı ve “İşçiler en öne komitelere”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Ya bir yol bulacağız ya bir yol açacağız” sloganları atıldı. Açıklamayı işçiler adına Güven Akman ve Galip Başaraner okudu.
İŞÇİ ÖLÜMLERİ ARTACAK
Sermaye sınıfının çıkarına yönelik adımlar atıldığını ve yasalar varsa çıkarıldığını belirten Akman, işçilerin sömürünün, adaletsizliğin, yoksulluğun egemen olduğu koşullarda ayakta kalmaya çalıştığını söyledi. Akman, “Denetimin önüne engellerin getirilmesiyle, işçi ölümleri artacak. Denetimsizliğin yüzden İzmir depreminde gördük. Rantçıları koruyan yasaların altında imzası olanlar depremde hayatını kaybeden insanlarında katilidirler” dedi.
HER 3 GENÇTEN 1 İŞSİZ
Torba yasayla sigortasız çalıştırılmanın yasallaştırıldığını, kıdem ve ihbar tazminatı alma, işe iade davası açma ve iş güvencesi hakkını ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Gaip Başaraner, şunları söyledi: “Milyonlarca işçinin emeklilik hakkı gasp edilmek isteniyor. Vurguncu patronların, soyguncu şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayanlar, sermayeye daha iyi sömürü koşulunu sağlayabilmek için yeni teşvikler dağıtıyorlar. Ülkede her 3 gençten biri işsiz. Milyonlarca işçinin, emek gücü ile geçinenlerin bu sistemden hiç bir beklentisi kalmadı. Gelecek kaygısı çektiğimiz, işten atılma ile tehdit edildiğimiz, çürük binalarında çaresizce yaşayarak enkaz altında kaldığımız, sadece zenginlerin yaşadığı, yoksulların zenginler yaşasın diye öldüğü bir dünyada yaşamak istemiyoruz.”