İşçilerden 1 Mayıs mesajı: Özgürlük örgütlülükle gelir 2020-04-30 09:49:32 İSTANBUL - 1 Mayıs’ın ne anlama geldiğini anlatan farklı sektörlerden işçi ve emekçiler, yaşadıkları zorlukları sıralayarak, örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti.  Koronavirisü salgını nedeniyle bu yıl 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nde kitlesel kutlamalar yapılmayacak. Ancak İstanbul başta olmak üzere birçok kentte, çalıştıkları sanayi siteleri, fabrikalar, atölyeler önünde 1 Mayıs öncesinde bir araya gelen çalışanlar, günlerini kutlayıp, taleplerini dile getirmekten geri durmadı. Çalışma koşulları, yaşadıkları hak gaspları ve emek sömürüsü salgın şartlarında daha da derinleşerek “Ya salgın, ya açlık” ikileminde bırakılan işçi ve emekçiler, 1 Mayıs’ın önemini dile getirdi.    ‘YAN YANA GELMELİYİZ’   Grafiker olan Necati Henden, işçi ve emekçilerin bugün içerisinde bulundukları koşulların işçi kimliklerinin farkında olmamasından kaynaklandığı düşüncesinde. Sendika ve işçi örgütlerinin de muhalefet gücünü yitirdiğini dile getiren Henden, işçilerin örgütlü olmamasının sonuçlarının acı olduğunu ifade etti. Henden’in bu konuda verdiği örnek ise çalışma arkadaşının kaybı. Çürük raporu verilerek askere alınmayan Hasan Oğuz isimli bir arkadaşının salgın sürecinde ücretsiz izne ayrılmadığı için çalışmaya devam ettiğini belirten Henden, rahatsızlanması üzerine gittiği hastanede Kovid-19 bulaşan arkadaşının bir süre sonra hayatını kaybettiğini anlattı.    “Örgütlü bir işçi sınıfının olduğu ülkede işçiler kendilerini yalnız hissetmezler, intihar etmezler, Hasan’lar ölmez, koca bir ülke her güne umutsuzluğuyla uyanmaz” diyen Henden, işte 1 Mayısların bu gerçeğin tarihsel yıldönümü olduğunu vurguladı. Henden, “Bu nedenle yan yana gelmeli, işçi mücadelesini çok daha büyütmeliyiz. Büyüteceğiz de!” ifadelerini kullandı.    DİRENİŞ BAYRAMI    İnşaat işçisi Sedat Aydın da, işçilerin açlık sınırının altında ücretlerle salgın tehlikesine rağmen çalışmak zorunda bırakıldığının altını çizdi. 1 Mayıs taleplerinin işçilerin elinde kalan son hakları korumaya yönelik olduğunu  söyleyen Aydın, “Türkiye'de işçi sınıfının hakları son 30 yıldır taşeron sistemi, fason üretim ile aşamalı budandı. Hükümetlerin birbirini takip eden politikaları temsil ettikleri üst sınıfın kar ve çıkarlarına göre şekillendi” dedi. Pandemi sonrası ekonomik krizin daha da büyüyeceğine dikkat çeken Aydın, işçilerin taleplerine daha sıkı sarılması gerektiğini kaydetti.   “1 Mayıs işçiye direndiği zaman bayramdır” diyen Aydın, şunları ekledi: “Yoksa geri taleplerle bir araya gelmenin işçi sınıfını da geriye düşürdüğünü görüyoruz. İşçiler salgına rağmen fabrikada, şantiyelerde, depolarda çalışmaya devam ediyor. Kapitalizm bu süreçte krizden kurtuluşu faturayı yine işçilere yüklemiş durumda. İşçiler de bu durumu görerek işçi sınıfının iktidarının sokaktan ve direnişten geçtiğini görmeli.”    DEĞERLİ BİR GÜN   Metal işçisi Hasan Kayhan ise, 1 Mayıs’ın işçi sınıfı için çok değerli bir gün olduğunu belirtti. 21’inci yüzyılda işçilerin adeta robotlaştırıldıklarını dile getiren Kayhan, “1 Mayıs’ı farklı kılan yanı, hayatı ve hayatın içindeki her şeyi yaratan işçilerin, kendilerini hatırlattığı gündür” diye belirtti. Kayhan, işçilerin hakları için verdikleri mücadelenin hep şiddet ile karşılaştığını da ifade etti. Kayhan, “Çünkü biz emekçilerin kazancı olacak bir hayat, onların kaybı olacaktır. Maddi gücün ellerinden kaybolması demek biz kölelere sürdükleri hükmün kaybedilmesi demektir” dedi.    İnsani bir düzenin sadece işçilerin birliği ile gelebileceğini ifade eden Kayhan, şöyle devam etti: “Bu sene ki 1 Mayıs ise küresel boyutta bir salgın felaketine denk geldiği için maalesef kutlamalar ve çeşitli mücadeleler yapılamayacak. Bu da ayrıca üzücü. Yaklaşan 1 Mayıs öncesi hala özgürce kutlama yapmak için mücadele verilen Taksim Meydanı’nda 1977’de katledilen emekçileri saygıyla anıyorum. Onların boşa hayatlarını kaybetmediklerini ve kendisinden sonra gelen emekçilere onur duyacakları bir miras bıraktıklarını görüyorum. Asla unutulmayacaklarını biliyorum.”