İMO: Şantiyeler açık kaldığı sürece tehlike devam edecek 2020-04-10 17:29:22   İSTANBUL – İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, koronavirüs önlemleriyle ilgili şantiyelerde yaptığı incelemeler sonrası hazırladığı raporda, şantiyelerin açık olduğu sürece tehlikenin devam edeceği vurgusu yaptı. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi, koronavirüs (Kovid-19) önlemlerine ilişkin şantiyelerde yaptıkları incelemelere dair rapor hazırladı. Yurtdışında çalışan inşaat mühendislerinin görüşlerine yer verilen raporda, işten çıkarma ve ücretsiz izin uygulamaları değerlendirmeleri de yer aldı. İstanbul’da 300 bine yakın inşaat işçisinin bulunduğunu belirtilen raporda, şantiyelerin koronavirüs açısından hem çalışanlar hem de sosyal çevreleri açısından tehlike arz ettiği vurgulandı. Şantiyelerin açık olduğu sürece bu tehlikenin devam edeceği aktarılan raporda, “Çalışma ve barınma şartları ile temel ihtiyaçların karşılandığı mekânlar göz önüne alındığında sosyal mesafenin sağlanması mümkün görünmemektedir. Zaten iş güvenliği önlemlerinin bile yeter düzeyde alınamadığı bir ortamda salgın hastalıkla mücadele etmek kaçınılmaz olarak zor olacaktır” ifadelerine yer verildi. Şantiyelerin belirli bir süre kapatılmasının zorunlu olduğuna vurgulanan raporda, karar vericilerin şantiyeler de dahil olmak üzere maden ocakları, fabrikalar ve diğer işkollarında üretimin devam etmesi görüşünde olduğu ifade edildi. ‘SAĞLIK KURALLARINA UYULMUYOR’ Raporda, şu ifadeler yer aldı: “Kurumsal olarak tanımlayabileceğimiz firmaların şantiyeleri dışında, yapsat işler olarak tanımlanan çok sayıda şantiye faal durumdadır. Bu şantiyelerde işin boyutuna göre ve gün gün değişmek kaydıyla 10 ile 50 kişi çalışmaktadır. Ve ne yazık ki bırakalım virüse karşı temel sağlık kurulları bile uygulanmamaktadır. Büyük ölçekli inşaatlarda ise kısmi önlemler alınmış durumdadır. Ancak her şantiye için aynı düzeyde önlemden söz edilememektedir. Aynı şekilde şantiye çalışanlarının tamamının hijyen ve önlem kurallarına tam olarak uymadığı ifade edilmektedir.” ‘ÖNLEMLER YETERSİZ’ Şantiyelerdeki önlemlerin Mart ayının ikinci yarısında başladığı belirtilen raporda, önlemlerin şantiye girişlere dezenfektan koyulması, işçilerin sabah ateşlerinin ölçülmesi olarak tanımlanabildiği vurgulandı. Büyük ölçekli şantiyelerde yemekhanelerde aynı anda 400-500 işçinin yemek yediği aktarılan raporda, “Şantiyelerdeki yatakhaneler ise daha büyük tehlike içermektedir. İstanbul’da bulunan şantiyelerdeki işçilerin yüzde 80’i il dışındandır. Binlerce işçi şantiyelerde oluşturulan yatakhaneleri kullanmaktadır. Yatakhanelerde ortalama 10 işçi kalmaktadır. Aile bireylerinin bile aynı odada bulunmaması tavsiye edilirken yatakhanelerin durumunu izah etmek nasıl mümkün olacaktır. Maske kullanımı da sorunlu ve sıkıntılıdır. Mesainin başlangıcından sonuna kadar maske takmaya dikkat edildiği ise gözlenmemektedir. Bedensel güce dayalı iş yapan çalışanlar, gün içerisinde maske kullanımını aksatmaktadır. Özellikle asansör kullanımının, asansör kabinlerinin dar olduğu ve birden çok işçinin aynı anda kullanıldığı göz önüne alındığında tehlike arz etmekte olduğu kesindir” denildi. YURTDIŞI ŞANTİYELERDE DURUM AYNI Yurtdışı şantiyelerdeki mevcut durumunda Türkiye ile benzer olduğunun vurgulandığı raporda, şunlara yer verildi: “Bazı şantiyelerin bulunduğu ülkelerde sokağa çıkma yasağı ilan edildiği için oralardaki hayat yasağa uygun devam etmektedir.Ülkeler arası uçuşlar durdurulduğu için Türkiye’ye dönemeyen çalışanların büyük sorunlar yaşadığı bilinmektedir. Virüs salgını nedeniyle bazı firmaların işçileri işten çıkardığı, ücret alamayan ve Türkiye’ye dönemeyen işçilerin tarifsiz bir sefalet içerisinde olduğu, sağlık sorunu yaşamalarının şaşırtıcı olmayacağı belirtilmektedir.” 'ÖDEME AÇLIK SINIRININ ALTINDA' İnşaat işkolundaki en önemli sorununun işten çıkarma ve ücretsiz izin olduğuna dikkat çekilen raporda, şuana kadar 15 bin civarında işçinin işten çıkarıldığı, bir kısmının memleketine dönebildiği, dönemeyen işçilerin ise geçim ve barınma sorunu yaşadıkları belirtildi. Zaten bir kriz içerisinde olan sektörün salgının yol açtığı krizi atlatmasının mümkün olmadığı aktarılan raporda, “İşverenler krizi, daha önce defalarca görüldüğü üzere çalışanlarını mağdur ederek aşmaya çalışacaktır. Krizin yükünün ücretlere de yansıması kaçınılmaz olacaktır. Devletin bu noktada devreye girmesi, sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmesi, firmalara yaptırım uygulaması gerekirken bu doğrultuda adım atılmadığı, salgının başlamasından bu güne pek çok çalışanın işsiz kaldığı, ücretsiz izne çıkarıldığı bilinmektedir” ifadeleri kullanıldı. Ücretsiz izne çıkarılan işçilere aylık bin 177 TL verilmesinin gündemde olduğu hatırlatılan raporda, bu ücretin açlık sınırının bile çok altında olduğu vurgulandı. Bu durumun işçilere “virüsten ölme ama açlıktan öl” demek olduğu belirtilen raporda, taslağın bu haliyle kabul edilemez olduğu kaydedildi.