Mersin’deki yağışlar seracıları vurdu 2018-12-22 10:05:38   MERSİN - Mersin’de etkili olan yağışlar Kazanlı Bölgesi’ndeki sera çiftçilerini vurdu. Afetten çok etkilendiklerini dile getiren çiftçiler, “Bu sefer ki afet bizi bitirdi” diye durumlarını özetledi.   Mersin’de son bir haftada etkili olan yağışlar tarım arazilerini ve seraları sular altında bırakırken, ürünler zarar gördü. Ürünleri sular altında kalıp, mağdur olan çiftçiler; bu seneki yağışlardan dolayı var olan borçlarının üstüne yeni borçların oluşacağını dile getirerek bu sezonu da başlamadan kapattıklarını aktardı. Çiftçiler, 2016 yılında yaşanan sel felaketinden de çok büyük etkilenmişti. Hükümet tarafından çiftçiye destek vereceği yönünde açıklamalar yapılsa da verilen destek çiftçilerin zararlarını kapatmadı.    ‘ZARAR ÇOK BÜYÜK’   Son günlerde yağan yağmur nedeniyle seraların suyu içinde kalıp, ürünlerin telef olduğunu aktaran Turgay Amikli adlı çiftçi, 2010'da beri çiftçilik yaptığını ve 3 defa serasının sular altında kaldığına değindi. Amikli, "Bu yağmur sularından dolayı fidelerin kökleri çürüyecek. Şuan ki zararım 30 ila 40 bin TL civarında. Tabii ki bu zararlarımız daha da devam edecek. Bu köklerin kendisine gelmesi için ilaç ve gübre kullanacağız. Bundan dolayı para harcayacağız. Onun için zararımız kat be kat artacak. Temmuz ayına kadar sezonumuz var. Bu sezon daha da harcayacağımız 80 ila 90 bin TL’yi bulacak. Bu sadece 5 dönümün zararı” dedi.   ZARAR ÜSTÜNE ZARAR   Bu sezonunda zararda olduklarını anlatan Amikli, Kazanlı'da su tahliye işlemlerinin yapılması gerektiğini ve bu olmazsa her zaman yağmurların seralara zarar vereceğini söyledi. 2016'dan beri yaşanan su baskınlarından ötürü devletten destek görmediklerini savunan Süleyman Gencer adlı çiftçi, “Görülen köy kılavuz istemez misali görüyorsunuz baya zararımız var. Çiftiler zaten ne gübre ne ilaç ne de başka masraflarını karşılayamıyordu. Bakın şuanda fide parası 1,5 Lira. Bu gördüğünüz arazide yaklaşık 15 bin fide var, işçisi var ve diğer masraflarımı dahi saymadan yaklaşık 50 bin TL zararımız var. Arazide gördüğünüz çamur kurudu mu biber de karayacak. Yani seranın hepsi gitti. Artık bu serayı kurtarma şansımız yüzde bir bile değil. Yani bu doğal afetten sonra alığımız borçlar, krediler gibi hepsi gitti. Tabii şu ektiklerimiz bu saatten sonra bize hayır verir mi vermez mi onu da bilmiyoruz” diye belirtti.   ‘EKONOMİK KRİZDEN SONRA BİR DE YAĞMUR’   Yaşadıkları tüm bu sorunlardan dolayı yetkililerin kendilerine sahip çıkmaları gerektiğini dile getiren Gencer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim bu yaşadıklarımıza yetkililerin bir el atması lazım. Geçen senede bu şekilde bir doğal afet yaşadık bize yardım edeceklerini söyleyip gittiler. Bakanlar bize söz vermişti. Fakat bize verdikleri yardım inanın mazot parası kadar bile değildi. Tabii yetkililer sadece seçim zamanlarında gelip bir görünüyor ve gidiyor. Bir tane yetkili gelip acaba bu çiftçiler ne çekiyor diye gelip bakmıyor. Biz birde bu yaşadığımız ekonomik krizden de çekiyoruz. Kimse demesin kriz yok. Krizi ve doğal afeti deyince biz çiftçiler bu sezonu başlamadan bitirdik diyebiliriz. Tek bir talebimiz var o da bize bir el atıp destek vermeleri gerekir.”    ‘SERAMI DAHİ SATAMIYORUM’   Halil Yılmaz adındaki bir diğer çiftçi de, birkaç gündür suyu tahliye etmek ile uğraştıklarını fakat bir türlü suyu seralardan atamadıklarını belirtti. Geçen yıllarda yaşadığı zorluklardan kaynaklı borçlandığını ifade eden Yılmaz, bu darbeden sonra seralarını satamadıklarını ve tüm olan borçlarının üstüne bu yıl da borçlandıklarını hatırlattı. Yılmaz, “Bu bölgede yaklaşık 15 yıldır çiftçiler sürekli zarar ediyor. Araziler zaten icralık ve çiftçilerin hemen hemen hepsi borç içinde. Şu saatten sonra seramı satacak bir imkanım bile kalmadı. Bu yıl son kozumuzu oynuyorduk ama bu durumda bu afetin gelmesi ile birlikte çiftçiliğimiz bitti diyebilirim. Biz zaten bu tür sıkıntılar yaşıyorduk ama bu seferki kötü oldu. Yağmurdan sonra tarım il müdürlüğünden geldiler foto ve bilgi aldılar ama ortada bir şey yok. Bize hep yardım edeceklerini söylüyorlar ama ortada bir şey yok” diyerek bölgede yaşayan çiftçilerin durumunu özetledi.