Sağlık emekçilerinin ‘torba yasaya’ karşı eylemleri sürüyor 2018-11-04 19:52:44   DİYARBAKIR – “Sağlıkta şiddet yasası” düzenlemesine tepki gösteren Diyarbakır’daki sağlık emekçileri, hekimliğin kamusal bir hizmet olduğunu ve devlet güvenliğini ilgilendirecek durum ya da konumla ilgisi olmadığını belirterek torba yasanın geri çekilmesini talep etti.    AKP’nin Meclise sunduğu “sağlıkta şiddet yasası” düzenlemesine tepki gösteren sağlık emekçilerinin eylemleri sürüyor. Diyarbakır Tabip Odası (DTO) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi, Yenişehir ilçesi Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Önlüklerini giyen hekim ve sağlıkçılar, “Bu Yasa Tasarısını Kabul Etmeyeceğiz, Kandırmaca Değil Haklarımızı İstiyoruz” pankartını açarak “Direne Direne Kazanacağız” sloganları attı. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevinin bin bir emekle kazanılmış hekimlik mesleğinin nasıl gasp edileceğini düzenlemek değil, sağlıkta şiddeti durduracak somut maddeler içeren yasalar çıkarması gerektiğini söyledi.    Demir, “Sağlıkta Şiddet Yasası” olarak sunulmaya çalışılsa AKP milletvekillerince “Torba Yasa” olarak TBMM’ye sunulmuş olan teklifin 24’üncü maddesinde yer alan düzenlemenin Türk Tabipleri Birliği’nin önerdiği  Sağlıkta Şiddet Yasası Teklifi ile ilgisi olmadığını ifade ederek mevcut yasa teklifinin 5’inci maddesinde yer alan düzenlemenin anti-demokratik rejimlerde bile rastlanamayacak türden tam bir felaket olduğuna dikkat çekti.   ‘HİÇBİR GÜÇ GASP ETME HAKKINA SAHİP DEĞİLDİR’   Yarın Meclise sunulması beklenen torba yasanın olumsuzluklarını anlatan Demir, şunları söyledi: “Haklarında, meslek icrasının yasaklanmasını gerektiren bir suçtan dolayı mahkemeler tarafından  verilmiş bir ceza  olmayan hekimlerin, mesleklerini icra etme haklarının belirli süreyle tümüyle ortadan kaldırılması, devamında da çok güçleştirilmesi, hekimlik faaliyetinin ayrılmaz parçası olan tıbbi rapor düzenlenmesi yetkisinin tümüyle ortadan kaldırılması ağır bir biçimde hukuka aykırı, keyfi ve gayri vicdanidir. Bir insanın hekim olup olmadığına, hekimlik yapıp yapamayacağına mezun olduğu okul, aldığı diploma ve mesleki yeterliliği üzerinden karar verilir. Bunların dışında hiçbir güç hekimliği geçici sürelerle ya da kalıcı olarak gasp etme hakkına sahip değildir. Kimler tarafından ve hangi kriterlerle düzenlendiği ve kimlerin karar verdiği açıklanmayan “Güvenlik Soruşturmaları” raporları sonucunda hekimliğe yeni adım atacak gençlerin hayatını karartmaya çalışmak yöneticilik değildir. Bunun adı pür kötülüktür. Hukuksuzluğa, keyfiliğe, ayrımcılığa, ötekileştirmeye, vicdansızlığın eklenmiş halidir.”   ‘HEKİMLİĞİN DEVLET GÜVENLİĞİ İLE İLGİSİ YOKTUR’   Hekimliğin kamusal bir hizmet olduğunu ve devlet güvenliğini ilgilendirecek durum ya da konumla ilgisi olmadığını kaydeden Demir, “Hekim hastasını muayene eder, tedavisini düzenler, gerekiyorsa ameliyatını yapar. Koruyucu sağlık hizmetleri ile de insanların hastalanmasını engellemeye çalışır. Bu hizmetin devletin güvenliği ile bir irtibatı yoktur. Hipokrat’tan bu yana karşısındakinin “ kimliğini, dilini, dinini, cinsiyetini, toplumsal konumunu” sorgulamadan ve ayrım yapmadan sağlık hizmeti sunmakla yükümlü olan  biz hekimler, mesleğimizi icra ederken hiçbir erk tarafından ayrımcılığa tabi tutulmak ve mağdur edilmek istemiyoruz” dedi.    ‘DİPLOMANIN BİR ANLAMI KALMAYACAK’   Yasanın Meclisten geçmesi halinde diplomanın anlamsızlaşacağına dikkat çeken Demir, “Bu yaklaşım en temel ‘vatandaşlık haklarının’ yerine ‘yandaşlık haklarını’ ikame etmektir. Bu ülkede hekimlik yapma hakkı bu kadar hukuksuz ve keyfi kararlarla kolayca ortadan kaldırılabilirse; Diş hekimliği, eczacılık, avukatlık, öğretmenlik, mühendislik, memurluk, işçilik dahil hiçbir meslek mensubunun aldığı diplomanın harcadığı emeğin önemi kalmayacaktır. Kimin bu meslekleri kamuda ve hatta özelde icra edip edemeyeceğine ‘Güvenlik soruşturmalarının’ sonuç raporlarını yazan kişiler karar verecektir. Böyle bir anlayış kabul edilemez. Bu yöntem sürdürülemez. Hukukun geçerli olduğu bir ülkede uygulanması imkansız bu yasal düzenlemelerin yasalaşmasını engellemek için bütün hekimler sağlık çalışanları ve yaşama  ve çalışma hakkına sahip çıkan tüm yurttaşlar olarak var gücümüzle karşı durmaya sesimizi her yere duyurmaya kararlıyız” şeklinde konuştu.    Açıklamanın ardından sağlık emekçileri bir saate yakın oturma eylemi gerçekleştirdi.