Barka: Halklar ‘dur’ demezse bizi büyük felaketler bekliyor

img

İZMİR – "Zihniyet değişmese 2023’e kadar bizi daha büyük felaketler bekliyor" diyerek 2017'nin ekolojik tahribatının fotoğrafını çeken ekolojist Ertuğrul Barka, “Tarım hayvancılık, madencilik, sanayileşme ve inşaat sektörü tamamen yok olacak. Halklar ‘dur’ demezse sermaye bizi de yok edecek” dedi. 

Rant politikasının doğurduğu ekolojik yıkım 2017 yılının da ana gündemleri arasına girdi. Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) sağladığı avantajlar, enerji çılgınlığı ve süren savaş, doğa ve kültür kırımını yaygınlaştırdı. Binlerce hektar ormanın kül olduğu, doğal koruma alanlarının imara açıldığı, “Zeytinliklerin idam fermanı”ndan tepkiler üzerine dönüldüğü, meraların imar ve sanayiye açıldığı, altın, taş ve maden ocaklarına yenilerinin eklendiği 2017’de, Balıkesir’de demir-çelik madeninin aramasının ilk defa denizde yapılmasına onay verildi. Enerji çeşitliliği adına, Termik Enerji Santralleri, Jeotermal Elektrik Santralleri (JES), Rüzgâr Enerji Santralleri (RES), Güneş Enerji Santralleri (GES) ve Hidroelektrik Santralleri’ne (HES), her gün yenileri eklenirken, en büyük tehlikeler arasında sayılan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin de temeli atıldı. 
 
Yine “Özel güvenlik bölgesi ve yasaklar” adı altında birçok tarihi ve kültürel mekân ağır tahribatlara uğradı. Antik kentlerin JES ve RES tehdidi altına alındığı 2017’de, rant odaklı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) hükümet eliyle sermayenin hizmetine sunuldu. 
 
ORMANLAR KÜLE DÖNDÜ 
 
Ekolojik yıkımda en fazla zararı ormanlar gördü. Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre,  2017 yılında Türkiye genelinde bin 964 orman yangını meydana geldi. Yangınlarda toplam 8 bin 400 hektarlık alan da zarar gördü.
 
Akdeniz, Marmara, Ege ve Karadeniz Bölgesi’nde çeşitli nedenlerle çıkan/ çıkartılan yangınlarla ormanlık alanlar küle döndürdü. Daha önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte Katar Emiri’nin havadan izleyip, beğendiği Sürmene Çamburnu’nda yanan orman arazisinde şimdi lüks villalar diliyor. 
Kürt illerinde ise çıkan orman yangınların tamamı savaş ve operasyonlardan kaynaklı. Dersim ve Şırnak’ta günlerce süren orman yangınlarına müdahale edilmesine dahi izin verilmezken, binlerce hektar ormanlık alan küle döndü. 
 
HAFIZALARDA KALAN İSYAN: DEVLET KİMDUR YAV
 
Ormanlar için verilen mücadelede Rize’de yapılmak istenen yol inşaatına karşı askerlerin önüne çıkan Havva Bekar (Havva Ana) “Devlet kimdur yav” sözleri hafızalara kazındı. Yine Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) çağrısı ile İzmir’de bir araya gelen ekolojistler, 2. Orman Çalıştayı’nı gerçekleştirerek, “Özyönetim bilincinin açığa çıkarılmasının” elzem olduğunu vurguladı. 
 
ZEYTİNLİKLER DİREKTEN DÖNDÜ
 
Yıla damgasını vuran ve toplumsal baskı sonucu vazgeçilen “Zeytinliklerin idam fermanı” tam 7 kez Meclis gündemine getirildi. Zeytinlikler şimdilik kurtarıldı ancak meralar imar ve sanayiye açılmaktan kurtarılamadı. Türkiye’nin 1, 2, ve 3’üncü Derece Doğal SİT Alanlarının koruma derecelerinin düşürülmesinin ardından birçok alan peşi sıra imara açıldı. SİT dereceleri düşürülen Ege Bölgesi’ndeki bazı alanlara otel ve özel okul inşaatları yapılmaya başlandığı ortaya çıktı. 
 
SUR’DA YIKIM, HASANKEYF’E DİNAMİT
 
Yıkım, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Diyarbakır Sur ilçesindeki tarihi, kültürel tahribatlarla sürdü. Sur ilçesinin 15 mahallesinde acele kamulaştırma kararı ile 6 bin 300 parsel alan kamulaştırıldı. 2015 yılından beri giriş yasağının devam ettiği Cemal Yılmaz, Hasırlı, Fatihpaşa ve Savaş Mahallesi'nde kamulaştırılan yüzlerce ev yıkıldı. Yıkılan mekanların içerisinde tescilli ibadethane, han, çeşme, evler bulunuyor. Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Alipaşa ve Lalabey mahallelerindeki yıkım devam ediyor. Yıkımlara karşı 29 Mayıs'ta da Sur'un Yıkımına Hayır Platformu kuruldu. Şırnak, Cizre, Nusaybin, Hakkâri, Silopi ve İdil de birçok ev yıkılırken tarihi mekânlar da tahrip edildi. 
 
MİLLETVEKİLİ KENDİSİNİ KAYALIKLARA ZİNCİRLEDİ 
 
Batman’da Ilısu Barajı altında bırakılacak 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf antik kentinde dinamit kullanılması tepki toplayan en büyük yıkımlar arasındaydı. 210 mağarada taşlardan dolgu yapılırken, devasa kayalar 14 Ağustos tarihinde “tehlike arz ettiği” iddiasıyla dinamitlerle patlatıldı. Hasankeyf’te yaşanan yıkıma kendisini kayalara zincirleyerek tepki gösteren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Mehmet Ali Arslan, ekoloji mücadelesinde hafızalarda yer edinen isimlerden oldu. 
 
EKOLOJİ MÜCADELESİNE KARŞI UZUN NAMLULU SİLAH YETKİSİ
 
Ekolojistler için zor bir yıl olduğunu dile getiren HDK Ekoloji Meclisi Üyesi Ertuğrul Barka, ekolojik dengeyi koruyacak hukuktan söz etmenin mümkün olmadığını dile getirdi. Suyun sermayeye peşkeş çekildiğine dikkat çeken Barka, OHAL gerekçe yapılarak ekoloji mücadelesine darbe vurulmak istendiğini söyledi. OHAL KHK’leri ile ekoloji mücadelesine karşı kırsal bölgelerde faaliyet gösteren firmalarda çalışan özel güvenlik görevlilerine uzun namlulu silah kullanma yetkisi verildiğini hatırlatan Barka, batıda yaşananların yanı sıra Kürt kentlerinde yıkım ve talanın savaş politikaları ile bağlantılı olduğunu ifade etti. Barka, Kürt kentlerinde dağların bombalanması, ormanların ateşe verilmesi, tarihi ve kültürel değerlerin DAİŞ benzeri uygulamalarla yıkılmasının ayyuka çıktığı bir yıl olduğunu belirtti. Şırnak ve Şirvan’daki maden ocaklarını hatırlatan Barka, onlarca işçinin ekolojik hiçbir değeri olmayan üretim için işçilerin canlarını yitirdiklerini hatırlattı. 
 
EKOLOJİST ÇİFT ÖLDÜRÜLDÜ
 
Barka, 2017 yılında ekoloji mücadelesinin büyümesine karşı tehditlerin artarak devam ettiğini belirtirken, aynı zamanda ekolojistlerin hedef olduğunu söyledi. Antalya’nın Finike ilçesinde taş ocaklarına karşı yıllardan bu yana mücadele veren ekolojistler, Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin öldürüldüğünü hatırlatan Barka, çiftin mücadelesini ekolojistlerin devraldığını söyledi. 
 
‘SUSUZLUK VE ÇÖLEŞME ARTTI’ 
 
Konya’nın çölleştiğini kaydeden Barka, Yozgat’ta altın madeni işletmeciliğin doğaya bıraktığı ağır metallerden tarımın yok edildiğini ifade etti. Barka, su kaynaklarına dair politikalar nedeniyle susuzluk ve çölleşmenin arttığı bir yıl olduğunu dile getirirken, Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının bilimsellikten uzak yaklaşımlarla onaylandığını ekledi. 
 
‘İSTANBUL’A İHANET EDİLDİ, GÖZLER EGE’YE DİKİLDİ’
 
Yıla damga vuran gelişmelerden birinin de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’da ihanet ettik” itirafı olduğunu dile getiren Barka, “İhanetin” bilinçli olduğunu, Marmara Bölgesi’nin betonlaşmasının ardından gözlerin Ege Bölgesi’ne dikildiğini savundu. Marmara’da yapılan havalimanı ve köprü projelerinin devamı niteliğinde İzmir’de Körfez Geçiş Projesi’nin 2017 yılında etkili olduğunu aktaran Barka, 2018 yılının önemli gündem maddeleri arasında da Körfez Geçiş Projesinin olacağını hatırlattı. 
 
‘2018 DOĞANIN İNTİKAMINI ALDIĞI YIL OLACAK’
 
Ekoloji açısından 2018 yılının şimdiden zorlu olacağının altını çizen Barka, 2018’in doğanın insandan intikamını alacağı bir yıl olacağını ileri sürdü. Barka, şunları söyledi: “Zihniyet değişmese 2023’ kadar bizi daha büyük felaketler bulur. 90’lı yıllarda bile bu kadar ekolojik talan yaşanmadı. AKP iktidarı ile birlikte 2017 yılına kadar en fazla ekolojik, insan ve ekonomik tahribatın yaşandığı dönem oldu. Çünkü AKP doğa talanın projesidir. Tarım hayvancılık yok olacak. Madencilik, sanayileşme ve inşaat sektörü tamamen yok olacak. Halklar ‘dur’ demezse barıştan yana tavır almasa acımasız bir sermaye bizi de yok edecek. Tüm bunlara karşı 2018 yılı ekoloji mücadelesinin büyüyeceği bir yıl olacak.”
 
MA / Ruken Demir