İZMİR – HDK Ekoloji Meclisi’nce İzmir’de 29 Temmuz’da yapılan 2’nci Orman Çalıştayı’nda ele alınan konular ve grup çalışmalarında yapılan tespitlerin toplandığı kitapçıkta, ormanların korunması için ortak mücadele vurgusu ve öz yönetim perspektifinin mücadele yöntemi olarak bilince çıkarılması gerektiği belirtildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi tarafından “Ormansız Gelecek Olmaz” şiarı ile 29 Temmuz’da İzmir’de yapılan 2’nci Orman Çalıştayı ve sonrasındaki grup çalışmalarında yapılan tespitler bir kitapçıkta toplandı. Çalıştayda ele alınan konuların yanı sıra grup çalışmalarının ayrıntılı yer aldığı kitapçıkta önemli detaylara yer verildi. Grup çalışmalarının “Orman ve Ormancılık nedir? Ormana müdahalelere karşı nasıl mücadele etmeliyiz?” başlıklı iki ana konu üzerinde değerlendirildiği kitapçıkta ormanların korunması için ortak mücadele vurgusu ve öz yönetim perspektifinin mücadele yöntemi olarak bilince çıkarılması ve toplumsallaştırılması gerektiği belirtildi.
Kitapçıkta yer alan kimi tespitler şöyle:
“* Orman dediğimiz zaman ağaçları ve ağaç kümelerini anlamamak gerekiyor. Havasıyla, suyuyla, toprağıyla, börtü-böceğiyle birbirleriyle etkileşim ve iletişimiyle, komple bir eko sistem olarak görmek gerekiyor. Suyun ağaçla, suyun havayla, toprağın havayla etkileşimleri, bileşimleri birleşiyor ve bir eko sistem oluşturuyor. Aynı zamanda orman dediğimiz yaşam, gelen kirliliği süzen, yavaşlatan ve suyu da arıtarak tekrar doğaya geri veren ve önemli katkılar sağlayan bir eko sistem bütünlüğü olduğunu görüyoruz. Bu açıdan tek tek ağaçlar ve bitkiler orman olarak tanımlamayacak.
* Ormanın büyümesi demek, tek tek ağaç dikmek anlamına gelmiyor. Mevcut olan bir orman ekosisteminin devamını sağlamak anlamına geliyor. Yani ayrı bir yerde tek tek ağaçlandırmalarla orman oluşturulmuyor. Çünkü bu yöntemle orman eko sistemi sağlanmış olmuyor.
* Biliyoruz ki devlet ormanı korumayacak. Ormanı devletten koruyan halk olacak artık. Şimdiye kadar yapılmış olan ormanla ilgili yasalar, doğrudan dışarıdan ithal edilmiş olan yasalar, dışarıdan tercüme edilmiş yasalar. İşlemeyen bu olgu karşısında birleşik bir mücadele yerleştirmemiz gerekiyor. Teknolojiyi doğru kullanıp tüketimi de en aza indirsek, hatta yok edebilirsek aynı zamanda STK’larla da mutlaka iş birliği yapmalıyız. Yapacağımız bütün bu çalışmalara, STK’ları da ortak etmeli onlarla beraber çalışmalıyız.
* Ekolojik mücadele konusunda öz yönetim perspektifini mücadele yöntemi olarak bilince çıkarmak ve toplumsallaştırmak olduğunu düşünüyoruz.”