ŞIRNAK - Besta'da ağaç kıyımına karşı Şırnak Orman İşletme Müdürlüğü'ne başvuran yurttaşlar, korucular eliyle yapılan kesimin durdurulmasını talep etti. Tapulu arazilerin yakıldığını belirten yurttaşlar, amacın güvenlik değil doğa talanı olduğunu söyledi.
Şırnak ve Siirt illeri arasında bulunan Besta Bölgesi ile Namaz Dağı’nda yüzlerce korucu ve askerin katılımıyla başlatılan ağaç kıyımı, aralıksız sürüyor. Kesilen binlerce ağaç TIR’larla taşınarak başka kentlerde satılıyor. Ağaç kıyımına tepki gösteren yurttaşlar, konuya ilişkin Şırnak Valiliği'ne bağlı Orman İşletme Müdürlüğü'ne şikayet dilekçesi sundu. Yurttaşlar, dilekçelerine yanıt alamamaları durumunda Urfa'da bulunan Orman İşletmeleri Bölge Müdürlüğü'ne başvuracak.
Şikayet dilekçesi veren 8 kişi, Şırnak Merkez Çakırsöğüt köyüne bağlı olan, Çemêmezin, Rerekut, Kaniya Kurtadiza, Milê Meydanê, Girê Heliza, Girgê Dere ve Avçinar'a kadar olan mıntıkanın tapulu alanlarının meraları olduğu belirtti. Bu alanlarda geçmiş yıllarda binlerce büyük ve küçükbaş hayvanın beslendiğini belirten yurttaşlar, dilekçelerinde sürecin normale dönmesi durumunda meralarında yeniden hayvan besleyerek hayatlarını idame ettireceklerini ifade etti.
KORUCU KİMLİĞİ KULLANILIYOR
Dilekçenin devamında şunlar belirtildi: "Son dönemlerde özellikle Sêgirk (Şenoba) Beldesi sakinleri tarafından devletin korucu kimliği kullanılarak herhangi bir güvenlik sorunu olmamasına rağmen meralarımızda bulunan ağaçları kesmeye çalışmaktadırlar. Bu da bizleri fazlasıyla incitmektedir. Bu uygulama olduğu taktirde nahoş durumların olma ihtimalinin olması kaçınılmazdır. Herhangi olumsuz bir durumun olmaması için devletin erkanları tarafından gereken önlemlerin alınmasını istiyoruz. Bu hassasiyetin göz önünde bulundurulması için gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz."
Ağaç kesiminin yapıldığı bölgelerde geçim kaynaklarının da yok edildiğini belirten yurttaşlar, bir an önce kesimin durdurulmasını istedi.
BÖLGEDE HAYAT KALMAYACAK
Besta'da Çemê Mezin bölgesinde hayvancılık ve tarım yapan Ahmet İrmez, bölgede arazilerinin olduğunu belirtti. Geçmiş yıllarda her yaz 10 aile olarak 500'e yakın küçükbaş hayvanla bölgeye gittiklerini anlatan İrmez, şuan ise bölgede talanın başlatıldığını belirterek, "Yazıktır, günahtır. Doğamız yok olursa biz nereye gideceğiz? Eğer bölgede ağaç kıyımı bu şekilde devam ederse buralarda ne hayat, ne hayvan, ne insan kalabilir. Su olmayacak, hava solunamayacak duruma gelecek. Ağaçlarımızın kesilmesini istemiyoruz. Bölgede buluna bütün Kizwan (menengiç) ağaçlarımızı kestiler" dedi.
ASKER KESİMDE KARARLI
Kıyımı durdurmak adına itiraz dilekçesi verdiklerini belirten İrmez, ancak askerden "ne olursa olsun ağaçları keseceğiz" yanıtı aldıklarını söyledi. İrmez, "Sadece bizim arazilerde bin metre karelik alanda buluna bütün ağaçları keseceklerini söylediler. Ama bizim bölgeye gidene kadar da üç yüz bin metrelik ağaçlık alanı yok etmiş oluyorlar” diye konuştu.
AMAÇ GÜVENLİK DEĞİL TALAN
Bölgedeki bütün ağaçların kesilmek istendiğini belirten İrmez, güvenlik adı altında kesim yapıldığı iddia edilse de gerçeğin bu olmadığını vurgulayarak, "Ama herkes şunu çok iyi biliyor; mesele güvenlik değil, mesele talan etmek, yok etmektir. Halk niye sessiz, niye kimse sesini çıkartmıyor? Bu ağaçlar yok olursa biz artık yaşayamayacak duruma geleceğiz. Bu ağaçlar nefesimizdir. Paralarını istemiyoruz, nefesimiz olan ağaçlarımızı istiyoruz. Ağaçlarımızı kesmesinler başka da bir şey istemiyoruz. Hem kesiyorlar hem yakıyorlar. Bu vicdani değil. Kamuoyundan ricamız sessiz kalmasınlar” ifadesinde bulundu.
'BİZE YASAK ONLARA SERBEST'
Metin Uysal da bölgeden geçimini sağlayanlardan. Yakılan ve kesilen alanların kendi bağ ve bahçeleri olduğunu belirten Uysal, “Devletin bölgede ki bu savaş politikaları bugün başlamadı. Bölgede bu politika dört bir taraftan sürdürülüyor. Kirli amaçlar yüzünden ormanlarımız yakılıyor ve talan ediliyor. Bu da bize zarar veriyor. Yakılan ve talan edilen bölgede bizim bağ ve bahçelerimiz var. Talana başladıkları gün bizden izin istemediler. Besta bize yasak ama onlara serbest" dedi.
Besta'ya gidebilmek için korucu ya da onların ortağı olmak gerektiğini söyleyen Uysal, talanı kınadıklarını belirterek, "Gösterilen tepkiler durdurmaya yetmiyor. Buna karşı tepkimizi büyütmeliyiz. Ağaç kesimine giden insanlar normal insanlar değil. Bu gerçeği görerek bu doğa katliamına dur demeliyiz.”
'KATLİAM YAPILIYOR'
Ağaç kıyımının sürdüğü Çemê Mezin bölgesinde arazileri olan ve itiraz dilekçesine imzasını atan Meryem İrmez de devletin ne gerekçeyle olursa olsun doğayı talan etme hakkının olmadığını söyledi.
Kesilen her bir ağaçla katliam yapıldığını dile getiren İrmez, tepkisini şöyle dile getirdi:"Ormanları yakmak, talan etmek günahtır. Dünya bir gece ve gündüzden oluşmuyor. Bu böyle devam etmeyecektir. Kamyonlarla kesilmiş ağaçları götürdüklerinde içimiz yanıyor. Bizler geçimimizi Besta’da sağlıyoruz. Orada arazilerimiz, ağaçlarımız var. Dünyanın neresinde bir ağaç kesilse yer yerinde oynamalıdır. Şimdi Besta’da kesilen ağaçların üstünde onlarca hayvan yuvası, binlerce arı kovanı var. Sadece ağaç kesilmiyor, hayvanlar da katlediliyor. Şikayet dilekçesini gönderdik ve bir sonucun çıkmasını umut ediyoruz. Ağaçlarımızın kesilmesini istemiyoruz. Orada yaşayan ceylanların göç etmesine neden olmak günah değil mi? Biz paranızı istemiyoruz, elinizi doğamızdan çekin.”
MA / Zeynep Durgut