MUĞLA - Enerji Çalıştayı’nda konuşan MEH Sözcüsü Güner Yalçın, “Silvan ve Batman barajlarının yapılmasının asıl nedeni sulama değildir. Tarımsal sulamada kullanılacak söylemi kandırmacadır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Meclisi “Yaşam İçin 2. Enerji Çalıştayı” konuşmacıların sunumuyla devam etti. Oturumun “ Enerji ve Yaşam” adlı ikinci bölümünde, konuşmacı Alper Öktem rahatsızlığından dolayı katılamadı. Öktem’in “Radyasyon Gelecek ve yaşamlara etkisi” adlı sunumu, önceden hazırladığı video sunumuyla gerçekleştirildi. Öktem, nükleer atıkların su ve topraktan bitkilerle hayvanlara ve insanlara ulaştığını belirtirken, nükleer atıkların yok edilmesindense hiç üretilmemesi için yenilenebilir enerji kaynakların önemine vurgu yaptı.
‘TÜRKİYE’NİN ENERJİYE İHTİYACI YOKTUR’
Öktem’in sunumunun ardından Ertuğrul Barka, “Termik Santraller, Nükleer Santraller ve Etkileri” sunumunu yaptı. Türkiye’de henüz nükleer santral olmadığını kaydeden Barka, Türkiye’deki nükleer atıkların nereden geldiğini sordu. Türkiye’ye bir şekilde nükleer atıkların girdiğini vurgulayan Barka, ekolojik sorunlar başta olmak üzere her türlü kirliliğin sermayenin enerji adı altında hayata geçirdiği projelerden kaynaklandığını ifade etti. Türkiye’de tek sorunun sermaye olduğunu vurgulayan Barka, “Hiç kimse hiçbir canlıdan üstün değildir. Doğada mülkiyet yoktur. Doğada yaşam alanları vardır. Türkiye’nin enerji ihtiyacı da yoktur. Uluslararası sermaye gelir bizim gibi ülkelerde ‘Siz kalkınıyorsunuz’ der. Yapmadıkları ne kadar iş varsa bize yaptırırlar. Yaptırıyorlar da” dedi.
‘CEVAP YİNE KAPİTALİZİMDİR’
Barka’nın ardından Mezopotamya Ekoloji Hareketi (MEH) Sözcüsü Güner Yalçın ise, “Mezopotamya Havzasında Enerji ve Güvenlik” adlı sunumu yaptı. Yalçın, kapitalizmin temel ayağı olan endüstriyalizmin, daha çok kar elde etmek için sömürü politikasını savaşlar üzerine kurduğunu ve savaşları en geçerli yöntem olarak kullanmakta olduğunu ifade etti. Kapitalizm kendini sürdürülebilmek adına alternatif enerji kaynakları bulmak zorunda kaldığını aktaran Yalçın, “İklim ve küresel ısınma gibi kaygılardan çok uzaktır. Kendi eliyle kurduğu sivil toplum kuruluşları da onu ayakta tutmak için çalışıp, yeşil enerji ve doğaya sahip çıktığını söyleyerek aldatmacalarda bulunur ve sürdürülebilirliği savunur. Oysa ne için veya kim için sorularının cevapları yine de kapitalizmdir” diye ifade etti.
‘BARAJLARIN SULAMADA KULLANILACAĞI SÖYLEMİ KANDIRMACADIR’
Yalçın, dünyada içilebilir su varlıklarının 2050 yılında tükeneceği ve bugün 1 milyon 300 bin kişinin içilebilir su bulamadığını kaydetti. Suyun ticarileştirilmesinin yanında yanlış tarımsal politikalarla yeraltı su varlıklarının hunharca tüketilmekte olduğunu vurgulayan Yalçın, şunları söyledi: “Sulama barajları adı altında inşa edilen Silvan ve Batman barajlarının yapılmasının asıl nedeni sulama değil. Tarımsal sulamada kullanılacak söylemi kandırmacadan başka bir şey değildir. Savaşlar için çalışan silah, demir-çelik endüstrisine verilen önemle ilgilidir. Bu nedenle silah ve demir çelik endüstrisine verilen öneme son verilmelidir. Savaşın ve iklimin değiştirdiği ve değiştireceği geleceğe karşı bugünden direneceğimizi duyuruyoruz. Bu sebeple, en iklim dostu çözüm olan enerji tasarrufu ve verimliliği sağlamak, bölgenin enerjide özgürleşmenin öncüsü olmak için çalışılmalıdır.”
Konuşmaların ardından bugünkü oturumları sona eren çalıştay yarın devam edecek.