HABER MERKEZİ - Türkiye ve Rus yönetimleri arasındaki "dayanışma", her geçen gün çatırdıyor. Ukrayna’ya silah satan Erdoğan yönetimi, Moskova’da daha yoğun tartışılıyor.
Ukrayna’ya silahlı insansız hava aracı (SİHA) satan Ankara yönetimi, Rusya’da tepkiler uyandırıyor. Putin hükümetinin Suriye’deki askeri hamleleri iki ülke ilişkilerinin geleceği konusunda bazı ipuçları veriyor.
KEÇİYE CAN, KASABA ET KAYGISI
Rusya Hava Kuvvetleri'ne ait Su-24 savaş uçağının 24 Kasım 2015’te düşürülmesi, Putin-Erdoğan hattında kontrolün Kremlin’e geçtiği yeni bir süreç başlattı. Aslında birbirine derin “husumet” besleyen iki yönetim, takkeli bir “sevgi” gösterisinde bulunmaya devam ediyor. Onları bir arada tutan yegâne tutkal “çıkardır”. Putin yönetimi, TürkAkım Projesi ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali gibi projeleri dikkate alarak temkinli davranırken, Erdoğan yönetimi tamamen bekasını düşünerek hareket ediyor. Eskilerin deyimiyle “keçiye can kaygısı, kasaba et kaygısı”. Son kertede ipler Kremlin’in elinde. Gerektiğinde Erdoğan yönetimini hizaya getirebilir. Bunun en bariz örneğine, Şubat 2020’de İdlib’te 33 Türkiye askerinin vurulmasından sonra tanık olunmuştu. Bu olaydan sonra Kremlin’e giden Erdoğan heyetinin teamüllere aykırı bir şekilde bekletildiği hala akıllarda.
TÜRKİYE UKRAYNA ASKERİNİ EĞİTİYOR
Şu günlerde takkeli dostluğun izlerine daha fazla tesadüf ediliyor. Ukrayna’ya satılan SİHA’lar, Rusya’da öfke yaratıyor. Nezavisamaya Gazeta’nın verdiği habere göre Donbass’ta Türkiye’den alınan bir SİHA kullanıldı. Ukrayna, Türkiye’den daha önce 6 SİHA ithal etmişti. Gazete, ayrıca iki ülkenin Eylül 2021’de 48 yeni SİHA’nın satışı konusunda anlaşmaya vardığını yazıyor. Yine söz konusu haberde Türkiye’nin Ukrayna’ya yalnız SİHA vermediği aynı zamanda Ukrayna askerine eğitim verdiği iddia ediliyor. İlerleyen süreçte Donbass’ta gerginliğin daha da büyüyeceği, Rusya ve Türkiye arasındaki “kedi-fare oyununun” farklı bir boyut kazanacağı iddia ediliyor.
BUKALEMUN GİBİ RENK DEĞİŞTİRİYOR
Ukrayna’da adeta birer hasım olan Rus ve Türk yönetimlerinin Suriye’deki pozisyonu da oldukça çelişkili. Bukalemun gibi her ay farklı bir renge bürünüyor. 29 Eylül’deki Soçi görüşmesi öncesi İdlib’te operasyon yürüten, Türk askeri ve yerel cihatçı çeteleri geri çekilmeye davet eden Rusya, bir anda bölgedeki aktif “cevvaliyetini” frenledi. Soçi’de iki taraf arasında anlaşma olduğu iddia edildi. Görüşme sonrası Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye daha fazla askeri yığınak yaptığı dillendirildi. Erdoğan’ın “askeri operasyon” naraları özellikle Soçi’deki görüşme sonrası yükseldi. Tüm gelişmeler akıllarda soru işareti uyandırdı.
KÖSTEBEK FARESİ DOSTLUK
Ankara yönetimi birkaç haftadır Soçi’deki görüşmenin “ruhuna” hareket ediyor izlenimi veriyordu. Rojava’yı tehdit ediyor; Til Rıfat, Minbic, Eyn İsa (Bozanê) gibi toprakları ele geçireceğini dillendiriyordu. Lakin Rusya’nın Suriye sahasındaki manevraları, Ankara’yı boşa çıkarmışa benziyor. Bilindiği üzere Qamişlo'da Su-34 bombardıman uçağı ve Su-35 savaş uçakları konuşlandırıldı. Yine Halep’in kuzey kırsalında bulunan Sarrin hava üssündeki askeri varlığını K-52 ve MI-28 gibi helikopterlerle güçlendirdi. Türkiye destekli gruplara karşı ise Efrîn’de ve İdlib’in bazı köylerinde kısmi operasyonlar devam ediyor. Kısacası Türk-Rus dostluğu bir optik illüzyondan ibaret. Adı yeterince konulamıyor. Tıpkı köstebek faresini andırıyor. Ne köstebeğe benziyor ne de fareye.
MA / İsmet Konak